T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

İşimiz gerçekten zor

Benim görebildiğim, işimizin hiç mi hiç kolay olmadığıdır. Bu işin içinden nasıl çıkacağımızı gerçekten bilmiyorum...

Bir tarafta Anayasa'nın "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" (madde 66) maddesini bir "üst kimlik" olarak kabul edip toplumu "alt kimlik" seçiminde serbest bırakmak isteyen muhafazakar-milliyetçi (ve de "iyi niyetli" görünen) bir hükümet var.

Bunun karşısında ise muhafazakar-milliyetçi hükümete "millet demekten utanma!" diye çıkışan (ve de "kötü niyetli" görünen) bir "sosyal demokrat" anamuhalafet partisi.

Hepsi (türevleri saymıyoruz) bu kadar değil tabii ki; bu iki ana blok dışında bir de tartışmanın varlık nedeni olan Kürtler var. İsterseniz, bu cenahın konuya ilişkin siyasetini de Ahmet Türk açıklasın:

"Üzerinde durduğumuz vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk'tür mantığı; 66. maddenin mutlaka değiştirilmesi lazım. 66. maddeyi değiştirdiğiniz zaman 3. maddeyle de bir çelişki ortaya çıkmış oluyor. (...) Zaten biz bunun için Anayasa'yı değiştirelim demiyoruz, yeniden bir anayasa yazmak gerekir diyoruz." (Murat Yetkin, Radikal)

Unutmadan Türk'ün (ne yaparsınız bu da Türk ailesinin kadersizliği... ve de tabii,Türk'lük söz konusu olduğunda hiç mi hiç "ısrarcı" olmadığı iddia edilen Türk Devleti'ne ilişkin epeyce aydınlatıcı-gülümsetici bir hikaye!.) söz ettiği 3. maddeyi de hatırlatalım:

"Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı 'İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır."

Ancak burada, mesele yanlış anlaşılmasın diyerek, Türk'ün 3. maddenin fıkralarına ilişkin şu açıklamayı yaptığını da unutmayalım: "Bayrak konusunda bizim bir şeyimiz yok, resmi dil Türkçedir konusunda bir şeyimiz yok...."

Evet, "kimlik" tartışmasında tarafların görüşleri-tutumları aşağı yukarı bu durumda. Şimdi söyler misiniz: Biz bu işin altından nasıl kalkacağız? Bu soruya bir biçimde makul bir cevap bulmak zorundayız, çünkü -şaka değil- bu tartışma ülkenin gündeminden düşmeyecek.

Ayrıca bu arada, tartışmaya "Türkiyeli" üst kimliğini önererek katılanların varlığını da unutmayalım.

Bu bir iki tespitten sonra (sizi ve tarafları bilmem) ben şöyle devam edeceğim:

Bir kere kabul etmemiz gerekir ki elimizdeki Anayasa son derece kötü kaleme alınmış bir metin. Bu Anayasa, herşeyden önce "cumhuriyet" ile "devlet"ten bildiğimiz hiçbir anayasada karşılaşmadığımız bir biçimde iki ayrı "töz" olarak söz ediyor. Aslında açıklaması mutlaka olan bu yanlışlık, daha ilk maddeden itibaren karşımızda: "Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir."(!) Anayasa, ilk maddede bir dil sürçmesi kazası geçirdiğini kendisi de farketmetmiş olacak ki, bu yanlışı hemen 2. maddede düzeltiyor zaten:"Türkiye Cumhuriyeti..." Ama o kadar iyimser olmayın, yanlış tam da düzeltilmiş iken 3. madde çıkageliyor; hem de 1. maddeyi aratır bir biçimde: "Türkiye Devleti...."

Durun daha bitmedi: Biz tam da "Türkiye Devleti"ne alışmış ikin bu sefer de karşımıza (66. madde) bir "Türk Devleti" çıkmaz mı?

Hadi bakalım, kolaysa çıkın işin içinden bakalım... "Bunun" adı ne? "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" mi, "Türkiye Cumhuriyeti" mi, "Türkiye Devleti" mi, yoksa en "ateşli" bir anda kaleme alındığı gibi "Türk Devleti" mi?

"Askeri darbelerin yazdığı anayasalar ancak bu kadar olur" diyorsanız haklısınız...

Peki bu "laf kalabalığı"nın varlığı çok mu önemli? Olmaz olur mu hiç, hem de çook...

Buradaki sakınca herşeyden önce "cumhuriyet" kavramının anayasası için yeterli görülmemesidir. Oysa biliyoruz ki, "cumhuriyet" denilen "şey", zaten bir tür "devlet"tir. Dolayısıyla onun önüne ya da ardına "devlet" sözcügünün takılmaya çalışılması bir "iyi niyet" işareti değildir...

Durmayalım, gelecek yazıda da devam edelim... İşimiz gerçekten zor.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi