T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 8 ARALIK 2005 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Koray DÜZGÖREN

Kafalar karışırken, tabular yıkılıyor, ezberler bozuluyor

Şemdinli, Yüksekova, Hakkari üçgeninde son aylarda meydana gelen patlama ve olaylar Türkiye'de, zaten karışık olan kafaların iyice karışması için vesile oldu...

Görünen o ki, Şemdinli'deki patlamalar Türkiye üzerinde Susurluk'taki trafik kazasından fazla etkili olacak.

Şemdinli, Yüksekova, Hakkari üçgenine inceleme gezisi düzenleyen bazı yazar-çizelerin bölgeden ve döndükten sonra anlattıkları, ülkenin geri kalan bölgelerinde yaşayanların, Türkiye'nin en hayati meselesi -Kürt meselesi- hakkında ne kadar cahil, önyargılı ve tepeden bakan -hatta sömürgeci- bir zihniyet içinde olduğunu göstermesi açısından önemli dersler içeriyor.

Bunlardan biri, -Hürriyet'ten Ahmet Hakan- mesela bölgeden izlenimlerini anlatırken, yöre insanının bunca yıldır neden cahil bırakılmış olduğu gerçeğini bir tarafa bırakıp, bu insanların meselelerini çok açık bir biçimde anlatabilmesine şaştığını, hatta buna içerlediğini ifade edebiliyor. Ona göre "bu cahiller, ancak bir örgütün propagandası sayesinde bu kadar papağan olabilirler.'' Oysa oralarda uzun yıllar yaşayıp o şartlarda başka bir bilinç seviyesinde olmanın mümkün olmadığı hesaba katılmıyor. Hakan'ın konuştuğu insan belki bütün hayatını ya da hayatının önemli bir bölümünü sıkıyönetim, olağanüstü hallerde geçirmiş, sürekli jandarma, asker, polis kontrolünde, açık ya da kapalı gözaltılarda yaşamış, yakınlarınının, arkadaşlarının bir bölümünü çatışmalarda kaybetmiş, muhtemelen köyü yakıldığı, yıkıldığı için şehre göç etmek zorunda kalmış, doğduğundan bu yana da adam yerine konulmamış, sürekli şüpheli, hatta suçlu muamelesi görmüş bir insan. Biz ona Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı diyoruz. Kağıt üzerinde gerçekten o bir vatandaş. Ama uygulamanın böyle olmadığını ancak oraya gidip gerçekleri görmek isteyenler görebiliyor. Ve o şartlarda yaşayan insanlar da ister istemez bilinçleniyor.

Milliyet'ten Derya Sazak, Şemdinli'de bir avukat Kürt kadını ile görüşmesini anlatırken bölgeye ilişkin inanılmaz gerçeklerin ortaya çıkmasına da yardımcı oluyor. Avukat Rojbin hanımın anlattıkları tümüyle çarpıcı ama, bu görüşme yayınlanmadan önce kim, hangimiz bölgede askerler ve resmi görevlilerle halkın arasına İsrail yönetiminin Filistinlileri tecrit etmek amacıyla yaptığı duvar benzeri bir duvar örüldüğünü, asker ve polisin halkın dükkanından alışveriş yapmadığını biliyordu?

Görüldüğü gibi Türkiye hala kapalı bir ülke. Bir bölümünün öteki bölümünden haberi yok. Hala Kürtleri, memleketi bölmeye çalışan, ağzı iyi laf yapan bölücüler olarak gören yazarlarımız var. Ama artık ezberler bozuluyor.

Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün bir televiziyon kanalında yaptığı açıklamalar daha bir ciddiyetle dinleniyor. Oysa Kürt politikacılar, bu lafları uzunca bir süredir söyleyip duruyordu. Kürtlerin büyük bölümünün parçalanmaktan, ayrılıktan yana olmadığını, bu sınırlar içinde kimliklerinin garanti edilmesini istediklerini söylüyordu. Irak Kürtlerinin Birinci Körfez Savaşı sırasında Türkiye'ye doğru kaçtıklarını, ama Türkiye Kürtlerinin 16 yıl süren kanlı savaş sırasında Irak Kürdistanı'na ya da başka bir sınıra doğru değil Türkiye'nin batısına, güneyine kaçtığını, bunun da Kürtlerin bölmekten değil Türkiye ile bütünleşmekten yana olduğunu gösterdiğini söylüyorlardı.

Oysa şimdi Ahmet Türk'ün sözleri de verdiği örnekler de önemseniyor. Kürtlerin daha iyi anlaşılması için çaba harcanması gerektiğini söyleyenlerin sayısı artıyor. Ahmet Hakan'ın karşısındaki bilinçli Kürd'e tahammül etmesi, Derya Sazak'ın Avukat Rojbin hanımın söylediklerini aynen aktarması ve Ahmet Türk'ün yaptığı açıklamaların artık önemsenmesi iyi işaretler.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi