|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 10 ARALIK 2005 CUMARTESİ | ||
|
|
"Küçükken izlediğim kovboy filmlerinden çok etkilenir, büyüyünce ben de kovboy olmak isterdim." diyor Winnebago kızılderililerinden Jeremo La Pointe. Hollywood yapımı kovboy filmlerinin kendilerini ne kadar doğru anlattığını öğrenmek için sorduğumuz soruyu böyle cevaplıyor Jeremo ve şöyle devam ediyor: "Çünkü elindeki altı patlarla kırk elli kızılderiliyi vurabilen süper adamlardı beyazlar. Bunun hiç de böyle olmadığını büyüyüp de gerçeklerle tanıştığımda anladım. Hollywood bizi hep ya yanlış ya eksik anlattı. Bir tek `Kurtlarla Dans` farklı. İzleyip de sevdiğim tek film o. Amerika`daki gezimizin ikinci haftasında adını yine bir kızılderili kabilesinden alan Omaha`da Winnebago kızılderililerinin yaşadığı bölgeye gidiyoruz. Amacımız kabile için iki haftada bir çıkan `Winnebago Indian News` gazetesini ziyaret etmek. Bizi gazetenin editörü Jeramo karşılıyor. Kısa saçlı, göbekli ve iri yari bir kızılderili jeramo. Western filmlerinde alışık olduğumuz, Red Kit`in birlikte barış çubuğu tutturduğu oturaklı kızılderililerden farklı; kot pantolonu, spor şapkası, ayakkabısı ve akıcı ingilizcesi ile Jeramo masal kahramanlarından çok sırandan bir Amerikalıyı andırıyor. Önce gazeteyi geziyoruz. Bir kaç Kızılderili kadın girişte Noel ağacı süslemekle meşgul. Haber merkezi sayılabilecek küçük odanın duvarlarında yerli kıyafetler içindeki kızılderililerin tören resimleri, çeşitli objeler ve bir geyik kafası asılı. Masa üzerindeki aile resimleri arasında ise Amerikan bayrağı önünde poz veren üniformalı kızılderili bir askerin resmi var. Jeremo bize ABD`de halen beşyüz civarında kızılderili kabilesi bulunduğunu söylüyor. Bazıları hükümet tarafından tanınıyor, bazıları ise tanınmıyormuş. Kaybolan kabileler hakkında ise hiç bilgisi yok. Kendi kabilelerinin Wisconsin, Iowa, Illionis ve Minnesota`dan geldiğini; Minnesota`nın tamamının bir zamanlar kendi toprakları olduğunu anlatıyor ve çekildikleri bölgelerin federal hükümet tarafından satıldığını ancak paranın kendilerine verilmediğini belirtiyor. Dört yüz yirmi bin hektar olan topraklarının yüz yirmi bine düştüğünü aktarırken yüzünde endişe beliriyor. Bush hükümetinden de şikayet ediyor Jeremo. "Bush bize karşı yok etme politikası uyguluyor' diyor ve bununla mücadele edebilmek için kongrede lobi kurduklarını anlatıyor. Atalarının yıllar önce beyazlarla yaptığı anlaşmadan doğan haklarının bilincinde olduklarını vurguluyor. Yerel yönetimin de, gazetenin de hükümete sürekli olarak sorumluluklarını hatırlattığını, uzun süren mücadeleden sonra, bir buçuk yıl önce kendi bölgelerine bir hastane yaptırmayı başardıklarını gururla anlatıyor. Var olma mücadelesi veriyoruz diyerek kritik bir eşikte olduklarına işaret ediyor. Nüfusu iki bin civarında olan kabilede kendi dillerini konuşabilen sadece yirmi üç kişi kalmış. Bir buçuk yıl önce çocuklarına kendi alfabelerini de öğreten bir okul açmışlar. Böylelikle eğitim ve iş için büyük şehirlere giden gençlerin önünü alabileceklerini düşünüyorlar. Jeremo, "Atalarımız beyazlarla hayatta kalabilmek için anlaşmıştı. Biz de bunun için çabalıyoruz." diyerek içinde bulundukları durumu özetliyor. Gazeteden ayrılırken duvarda asılı bir tablo dikkatimizi çekiyor. Kızılderililerin yerlisi oldukları topraklardaki tarihini yüzyıllık dilimler halinde özetleyen, sorgulayan bir tablo harita bu. İlk karede Amerika kıtasının tamamı kırmızı. Kırmızı renk kızılderili nüfusunun kıtaya hakimiyetini simgeliyor ve devam eden karelerde giderek azalıp bir nokta halini alıyor. Son karede ise kocaman bir soru işareti var. "2100`de ne olacak?"
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |