T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 ARALIK 2005 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

'Doktor' ne diyor?

Turhan Çömez'i milletvekili olmadan, hatta AKP kurulmadan tanıdım. Bir akşam üstü karnımda tanıdık olmayan ağrılar hissettiğimde Ahmet Hakan, "Bekle biraz ben Turhan Bey'i arıyorum" demiş ve böylece "doktor"la tanışmıştım. Kısa bir muayene sonrası benden ameliyathanenin yolunu tutmamı istemişti. Apandisitten şüphelenmiş, olumlu çıkan tahlil sonuçlarına aldırmamış, beni hemen o akşam kesip biçmişti. Doktorluğunu ve şahit olduğum yakın ilgisini, arkadaşlığını tabii ki hâlâ hatırlarım...

Turhan Çömez ile sonra ya bir ya iki kere karşılaştım. Ama gazete ve televizyonlarda kendisinden söz eden epeyce haber vardı. Vardı, çünkü doktor hiç boş durmuyordu. Hatırlayın, mesleğinden gelen özelliklerini siyasetçiliğiyle karıştırıp Irak'a yardım götüren Kızılay konvoyunun başına geçmemiş miydi? Irak'tan sonra Afrika, Ermenistan ve diğer seferler...

Turhan Çömez yurtiçinde de boş durmuyordu. Hastane ve çocuk yuvalarını ziyaretler, özürlülere ilişkin kampanyalar, gençlerle toplantılar ve tabii milletvekili olduğu Balıkesir başta olmak üzere pek çok şehirde gerçekleştirdiği temaslar.

Ancak bu arada bir husus dikkatimi özellikle çekmeye başladı: Çömez, Demirel ve Ecevit gibi "duayenler"e yaptığı özel ziyaretler yetmezmiş gibi "milliyetçi-ulusalcı" çevrelerin toplantılarında da konuşmacı olmaya başlamıştı. İşte, Çömez'in internet sitesinde de yer alan şu "panel" mesela: Çömez, Hurşit Tolon, Doğu Perinçek, Prof. Çetin Yetkin ve Agah Oktay Güner ile birlikte "Türk Ulusal Varlığına Yönelik Tehlikeler" konusunu tartışmaktadır.

"Olabilir" dedim tabii ki kendi kendime; "Bir doktor olarak tanıdığım Çömez belki de kendisini bu 'milliyetçi-ulusal' oluşumlara yakın hisseden bir siyasetçi."

Demesine dedim ama açıkça söylemek gerekirse, "Keşke bir doktor olarak bize verdiği ilk imaja uygun olarak bir 'insani yardım meleği' gibi kalsa!" diye düşündüğümü de hatırlıyorum...

Neyse, gel zaman git zaman Turhan Çömez geçen gün (8 Aralık) AKP Grubunda bir konuşma yaptı. Konuşma ilk günden itibaren gürültü kopardığından Çömez'in sitesine girerek konuşma metninin tamamını (şimdi artık sitede tamamı yer almayan!) ben de okudum. Çömez'in Başbakan'ın (çünkü yurtdışında) bulunmadığı bu toplantıda sarfettiği sözler, dikkat çektiği konular-sorunlar gerçekten gürültü koparacak türdendi. Çömez, AKP içindeki diyalogsuzluktan şikayet ediyor, milletvekillerinin birer "emir eri" (tam böyle demiyordu, buna benzer bir benzetme kullanıyordu) olmadığını vurguluyor ve bu arada ad vermeden Maliye Bakanı'nın Balıkesir'e ilişkin bir icraatınını da açıkça eleştiriyordu. Çömez'in konuşmasında benim dikkatimi en çok, Gemlik Gübre A.Ş'nin özelleştirilmesine ilişkin yaptığı açıklamalar çekti doğrusu. Çömez'e göre, arazi, liman ve amonyak üretim tesisleri rahatlıkla 540 milyon dolar eden bu şirket, son teklif verme süresinden üç gün önce sermaye artırımına da gidilerek 83.1 milyon dolar gibi bir paraya özelleştirilmişti. İşin aslını bilmiyoruz tabii ki; ama durum Çömez'e göre bu merkezdeydi...

Sonra? Sonra duyduk ki, Çömez'in "sözlerini görüşen" AK Parti Merkez Yürütme Kurulu, Çömez ile görüşme kararı almış.

Bakalım işin sonu nasıl gelecek? Üzerime vazife değil ama ben yine de konuya ilişkin görüşümü açıklayacağım:

Çömez'in söylediği gibi AKP "parti içi demokrasi"yi vazgeçilmez bir ilke olarak benimsemiş ise, bu ilke çerçevesinde "ihraç"tan bir ihtimal olarak bile söz etmek uygun kaçmaz. İnsanlar gibi partilerin de "konuşa konuşa" güçlendiğini unutmamalıyız derim.

Görüyorsunuz, ne yapıp edip "doktoruma" yine sahip çıktım! Ne yapayım haksız mıyım, her işin başı sağlık değil mi? Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım herhalde...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi