|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| E K O N O M İ | 17 ARALIK 2005 CUMARTESİ | ||
|
|
Emlak GYO ve TOKİ'den
2 milyar dolarlık katkı
Arsa satışına yönelik hasılat paylaşımı modeliyle kasasına önümüzdeki 3 yılda 2 milyar dolar koymaya hazırlanan Emlak GYO ve TOKİ, lüks konutlardan kazandığını yoksullara yaptığı konutlara harcıyor
Dr. Yetgin, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun, "Emlak GYO'nun 5'i İstanbul Ataşehir'de, 2'si de Ümraniye ve İzmir'de olmak üzere 7 projesinde kamunun zarara uğratıldığı ve kurumun müteahhitleri zengin ettiğine" yönelik raporuna isyan etti. Dr. Yetgin arsa satışına yönelik hasılat paylaşımı modelinin hala kimi çevrelerce anlaşılamamış olmasından şikayetçi. Dr. Yetgin, hasılat paylaşımı modelini, Emlak GYO'nun inşaat sektörüne ve Türk ekonomisine katkılarını Yeni Şafak'a anlattı: Gecekonducu 70 milyonun hakkını gasp ediyor "Arsa satışına yönelik gelir paylaşımı modeliyle ihale ettiğimiz 7 işin ekspertiz değeri 400 trilyondu. Oysa sözleşme tarihinde asgari garantili idare payı 800 trilyon TL. Yani iki katın üzerinde verimlilikle ihaleleri yapıldı. Şu anda beklediğimiz rakam 1,1 katrilyona ulaştı ve giderek artacak. Bu modele göre tüm faaliyetlerde idareden onay alınmak zorunda. İnşaatların safahatine göre, hakediş metoduna göre havuzda biriken paradan pay veriyoruz. Yani bütün konutları satsak dahi müteahhide ancak çaktığı çivi kadar para veriyoruz. Bu araziler hazine arazileri ki; kamu arazileri yıllardır işgal edilmiş, gecekondulaşmış. Gecekondular aslında 70 milyonun hakkını gasp eden uygulamalar. Bu arsalar gecekondulaşsa mıydı?" 'Riski müteahhide yıktık' Dr. Yetgin, hasılat paylaşımı modeline göre iş yapan müteahhitlerin, önce daireleri satıp aldıkları parayla inşaatı tamamladıkları eleştirilerini de cevapladı: "Sözleşmedeki madde gereği küçük bir avansın dışında para ödenmiyor. O da bütün izinleri alınmış ve su basman seviyesine gelmiş olması lazım. Para Emlak GYO veya TOKİ'nin hesabına yatıyor. Müteahhit, ancak fiziki iş bitirmelerini raporlayıp idareden onaylattıktan sonra tahsilat yapabiliyor. O havuzdan parayı kendi payına alıyor. Yani devlet garanti ediyor, sübvanse ediyor diye bir şey yok. Garantimiz yapılan tahsilatın ancak orada inşaatın vücuda geldiği oranda müteahhide aktarılması garantisidir. Müteahhit, şu anda bırakıp gitse Emlak GYO'nun dolayısıyla vatandaşın hiçbir riski yok. Ayrıca içeride teminat mektupları var. Riski ölçtüğümüz her noktada hak edişin üzerinde bir havuzdan para transferi olmadığı gibi artı teminat mektubundan dolayı idare kendini garantiye almış durumunda." 'TOKİ olmazsa yoksullar ev sahibi olamaz'
Türkiye'de yıllık 400 bin konut ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Emlak GYO Genel Müdürü Dr Yetgin, "İstanbul'da her yıl göçle beraber 500 bin kişilik bir nüfus artışı var. Bu da demektir ki İstanbul'da her yıl bu artıştan kaynaklanan 50-60 bin konut yapılması lazım. TOKİ ve Emlak GYO'nun yaptığı imalat ihtiyacın maksimum yüzde 10'unu karşılıyor. Hani devlet konut üretmesin deniyor ya. Şimdi bu ihtiyaç sahiplerinin gelirlerine baktığınızda ciddi bir bölümünün ne mortgage sisteminden ne de yapılmakta olan projelerden konut sahibi olması mümkün değil. TOKİ, bu gruba konut üretmek zorundadır. Bunun kesinlikle bir alternatifi kısa ve orta vadede yok" dedi. Yetgin, konut kredisi faizlerinin yüzde 1'lerin altına düştüğünü hatırlatarak "Konut almak için en iyi dönem" diye konuştu.
Ataşehir'de ucuz konut mümkün değil
Emlak GYO Genel Müdürü Dr. Feyzullah Yetgin, Emlak GYO'ya yöneltilen "Hep üst gelir grubundakilere konut üretiyor" eleştirilerini ise şöyle cevaplıyor: Emlak GYO ve TOKİ'nin orta ve üst gelir grubuna yaptığı imalatların kaynağı olan arsalar, Emlak Bankası'ndan ayni sermaye olarak devredilmiş arsalar. Bu arsaların değerleri çok yüksek. Ve üzerlerinde yapabileceğiniz inşaatların kalitesi, neticede oluşacak fiyatlar diğerlerine göre yüksek. Yani orada dargelirlilere yönelik inşaat yapılması zaten mümkün değil. Fiyatın belirleyiciliğinde en önemli unsur malum arsa maliyeti. İstanbul içinde Ataşehir'de henüz ihale edilmemiş arsalarımız var. Bunun dışında arsa arayışlarımız var. Yeni sözleşmelerini imzaladığımız bir iki proje mevcut. Fakat İstanbul'da malum şehrin dışına doğru açılımlar dışında şehrin içinde ucuz arsa yok. Yani siz gidip Ataşehir'de Çerkezköy Kapaklı'da yaptığımız imalatı yapamazsınız. Orada 1160 konut yaptık. 1-2 ay içinde teslimatı yapacağız. Fiyat aralıkları 35 bin ila 70 bin YTL. olan 95-110 metrekarelik imalatlar bunlar. Oradaki imalatlarda TÜFE'ye endeksli 10 yıl vadeli ve makul taksitlerle ödeme imkanı sunduk. Bütün ihalelerimiz şeffaf Dr. Feyzullah Yetgin, Emlak GYO'nun ihale ettiği arsanın değerinin kim tarafından ve nasıl tespit edildiğinin belirli olduğuna işaret ediyor. Buna göre Sermaye Piyasası Kurulu'ndan lisanslı eksperler arsanın değerini belirliyor. Emlak GYO da o değeri baz alıp ihale yapıyor. Peki bu ihaleler şeffaf yapılıyor mu? Dr. Yetgin bu sorunun cevabını ise şöyle veriyor: "Tirajı en yüksek gazetelere bir değil iki defa ilan veriyoruz. Hatta bazı kurumlara 'Bu tür bir ihalemiz olacak' diye mektup gönderiyoruz. Web sitemize koyuyoruz. Ve ihale gününde talepler geliyor. Eğer o talepler yetersizse iptal ediyoruz. Bize eleştiri yöneltilen bu 7 ihaleye ilişkin ihale safahatına baktığınızda 3 kez ihale edilmiş ihaleler göreceksiniz. Peki pazarlık usulü dahil açık şeffaf ihaleyle ihalenizi yapmışsınız. İmzaladığınız sözleşmede kamunun, idarenin riski var mı? Tüm riski yükleniciye yüklüyoruz. Rakamlar ortada, 400 trilyon ekspertiz değerine karşılık asgari 800 trilyon. Bugün itibariyle ise 1.1 katrilyona ulaşmış. Bir eleştiri yaparken o tarihteki koşullara göre değerlendirmek lazım."
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |