T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 ARALIK 2005 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Gökhan ÖZCAN

Ferrari'yi kim aldı?

Oturduğum evin yakınlarında otomobil alıp satan bir galeri var. Sahibiyle konuştum, Ferrari'sini satan bir bilgeyle hiç karşılaşmamış. Galeri sahibiyle bu konuşmayı neden yaptığımı merak ediyorsanız söyleyeyim: Güncel bir şeyler yakalamak istedim. Malûm bendenizin şu naçiz satırları bir gazetede yayınlanıyor ve bildiğiniz gibi gazeteler güncel şeylerle uğraşır. "Ferrarisini Satan Bilge" peynir ekmek gibi satan bir kitap... Dolayısıyla bu mevzu güncel bir mevzu...

Kendi adıma neyin ne kadar sattığıyla ilgilenmeyi çok gerekli bir uğraş olarak görmüyorum. Ancak bazen ben de toplumumuzun hep birlikte tebessüm ettiği o sosyolojik fotoğraflardan birine kafamı sokmak, uyumlu tebessümümü herkeslere göstermek istiyorum. Bu benim hakkım. Bunun karşılığında doğal olarak toplumla biraz daha içli dışlı yaşamayı içime sindirmem gerekiyor. Sonuçta ücra bir köy yolunda, akmaz olmuş bir çeşme başında, rüzgara kendi türküsünü söyleyen bir söğüt ağacı değilim. Bir gazetede yazı yazacaksam, toplumun neyle ilgilendiği mevzuu öyle ya da böyle, eninde ya da sonunda beni de bir yerimden ırgalayacaktır.

Muhabbeti daha fazla derinleştirmeden önce bir itirafta bulunmak zorundayım: Yukarıda adı geçen kitabı okumadım. Ama yazarının adını ve kitabın nasıl bir hikaye anlattığını biliyorum. Geçirdiği bir kalp krizi sonrasında hayatın anlamını aramak üzere Hindistan'a giden aşırı zengin bir avukatın, Julian Mantle'ın ruhani dönüşümünü anlatıyor bu kitap. Hindistan'a giderken işine kendi elleriyle son veriyor, nesi var, nesi yok elden çıkarıyor. Ferrarisini bile satıyor (Madem bir dönüşüm geçiriyor, Ferrari'yi neden bir garibana hibe etmeyip satıyor, doğrusu anlamış değilim). Orada ne yapıyor? Ruhunu talim terbiye ediyor. Ne öğreniyor? Hayata bir Buda gibi gülümseyerek bakmayı... Ve sonra kitabın menziline girmek için geri dönüyor vs...

Kitabı yazan şahsiyetin adı Robin S. Sharma... İsminin bütün doğulu çağrışımlarına karşılık, bu kitabın hikayesinde batılı çiğlikler sezinliyorum. Diyeceksiniz ki "Okumadan nasıl böyle bir kanıya varabiliyorsun?" Bu kitabı okumadım ama bunun gibi bir çok kitap okudum, bir çok film seyrettim. Bunların hepsinden geriye bende hep bir kazıklanmışlık hissi kaldı. Artık riske girmeye korkuyorum. Kitabın bu kadar çok okunuyor olması da endişelerimde haklı olabileceğim kanısını güçlendiriyor. Geçen gün metroda bir adamın elinde gördüm. Belli ki mesai yorgunu bir adamdı ve satacak bir Ferrarisi bile yoktu. İndiğimde bütün tabelaları da okudum, metronun Hindistan'da inilebilecek bir istasyonu da bulunmuyordu. Peki bu kitap nasıl oluyor da gelip bu mesai yorgunu adamın ruhunda çöreklenecek bir yer bulabiliyordu? "Hadi gel köyümüze geri dönelim, Fadime'nin düğününde halay çekelim" nevinden bir iç çınlama ile durum açıklanabilir mi? Sanmıyorum! O parçanın moda olduğu dönemlerde bırakınız Ferrari'yi, Şahin ve Doğan sattıracak kadar bile bir etkisi olmamıştı mesai yorgunu/kent bezgini halkımız üzerinde.

Öte taraftan "Ah Şu Çılgın Türkler" deyip geçmeyi de kendime yediremiyorum. Çünkü böyle diyerek sosyolojik değeri olan bir gönderme yapamayacağımı artık bütün eleştirmenler biliyor. Lütfen siz buna esaslı tarihçileri ve metro düşmanlarını da ekleyiniz. Bakalım toplumsal bazda bu toplama cümlenin toplamı ne çıkacak?

İçimdeki şu zalim şüpheyi dillendirmeden galiba yazıya noktayı koyamayacağım: Hayata bir Buda gibi gülümsemekle meşhur şu enteresan bilge, Ferrariyi okuttuğu parayla Hindistan'da ne halt yemiş olabilir?


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi