AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bir Keloğlan masalı ve bir efsane

Keloğlan masalını hemen herkes bilir. Bu masalın bazı kısımlarını tekrar etmek suretiyle yazımızın maksadını ifade edeceğiz. Bilindiği gibi, Keloğlan zayıf, çelimsiz ve başı kel bir kimsedir. Zayıf ve cüce görüntüsünün aksine çok zekidir ve bu zekâsı sayesinde birçok iş halleder.

Keloğlan'ın ülkesinde bir kral ve bu kralın da çok güzel bir kızı vardır. Kral kızını kimselere vermeye kıyamaz. Ancak, kızını evlendirecek güçlü kuvvetli kişiyi bulmak için bir yöntem aklına gelir. Kralın gladyatör gibi çok güçlü bir pehlivanı vardır. Kızına talip olanların bu kimseyle güreşmesini ister ve onu yenen kişiye kızını vereceğini ilân eder. Bu pehlivanla güreşip de yenilen kimsenin ise kellesi kesilecektir.

Kralın kızına pekçok talip çıkar. Fakat hiçbirisi pehlivanı yenemez ve başları kesilir. Bu ilânı duyan Keloğlan da kıza talip olur ve pehlivanla güreşmek ister. Onun bu isteği önce reddedilir fakat kral söz verdiği için sözünden dönemez. Herkes Keloğlan'a acır, çünkü onun Herkül gibi kuvvetli pehlivanı yenmesi mümkün olmadığından başı kesilecektir.

Güreş başlar. Bir bakarlar ki, pehlivan kaçıyor ve Keloğlan onu kovalıyor. Çünkü o, pehlivanın zayıf bir yönünü keşfetmiş ve oradan yüklenmektedir. Pehlivanın zayıf yönü "gıdıklanmasıdır." Pehlivan güreşe tutuşurken Keloğlan onun karnına dokunup, "gıdı gıdı" diyerek hücum ediyor, pehlivan ise gıdıklanmamak için durmadan kaçıyordur. Keloğlan sonunda pehlivanı yenerek kralın kızıyla evlenir.

Samson-Dalila efsanesi

Tarihte bir de Samson ve Dalila efsanesi vardır: Herkes tarafından bilinen bir hikâye olmakla birlikte hatırlatalım. Efsaneye göre Samson isminde biri Tanrı tarafından kendisine verilmiş üstün bir güce sahiptir. Eline geçirdiği bir kemik parçasıyla orduları perişan eder. Koca koca binaları elleriyle kaldırıp yere fırlatır. Samson'a karşı savaşan Romalılar onun bu gücünün sırrını öğrenmek isterler. Güzel Dalila'yi bu sırrı öğrenmeye memur ederler. Samson, Dalila ile sevişirken zayıf bir anında, bu sırrın saçlarından geldiğini ağzından kaçırır. Samson uyurken saçlarını keserler. Bütün tılsımı yok olur. Onu bir ipe bağlayarak sokak sokak dolaştırırlar.

Hikâyeler bizi hatırlatıyor

Bu iki hikâye bana, Avrupa Birliği karşısındaki Türkiye'nin durumunu hatırlatıyor. Avrupa Birliği'ne üye olmuş devletler karşısında, saçları kesilmiş Samson gibi güçsüz ve mecalsiz kalmışız. Avrupa Birliği'ne üye olabilmek için o kadar çaba sarfediyoruz ki, bu çaba bizim yumuşak karnımız haline gelmiştir. Gelip gidip gıdıklıyorlar. Biz onların her dediklerini yapıyoruz. Gene de istekleri bitmiyor.

Her ne kadar biz, "Avrupa Birliği'ne üye olamazsak dünyanın sonu gelmez" diyorsak da bu konuda inandırıcı olamıyoruz. Dünyanın sonu olmasa bile sanki Türkiye'nin sonu gelecekmiş gibi davranıyoruz.

Bu sonuç sadece Ak Parti iktidarının tutumundan kaynaklanmıyor. Gümrük Birliği'ne girebilmek için, Güney Kıbrıs Rum tarafının tek başına Birliğe üye olmasına izin verdik. Helsinki'de, bir akşam yemeğine katılabilmek için Kıbrıs anlaşmazlığının bizim tarafımızdan halledilmesini ön şart olarak kabul ettik.

Şimdi de Kıbrıs devletini resmen tanımamız için bastırıyorlar. Üçyüz bin nüfuslu Lüksemburg'lu bilmem kimin bir sözüyle, borsamız tavan veya taban yapıyor. Kendi kendimize soruyoruz. Hey… Üç kıtaya hükmetmiş koca Türk milleti: Samson gibi yelelerin mi kesildi, Kralın gladyatörü gibi alerjiye mi yakalandın? Biliyoruz ki, ülkemizin aslan gibi yeleleri de duruyor, hasta da değil. Ancak saçları kesilen, iğdiş edilen bizleriz.


19 Eylül 2005
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED