Derbi öncesindeki yorumumda maçın bir numaralı kader adamı olarak Anelka'nın ismini yazmıştım. Nitekim dün gece sahnedeki yıldız, Anelka'ydı. Aslında Anelka'nın performansı sürpriz değildi. Milano'dan, Beşiktaş'a ipucu vermişti. Nitekim Rıza hoca onu Toraman'la durdurmayı düşündü ama Toraman başarılı olamadı.

Beşiktaş, dersini iyi çalışmamış öğrenci görüntüsündeydi. Fenerbahçe, Milan'a karşı oynadığı 4-4-1-1 kurgusunu İnönü'ye taşırken, Rıza hoca Fenerbahçe'nin oyun anlayışını bozacak sistem oluşturamadı. 4'lü savunma ve Alex'in Tayfur'la markaj altına alınma düşüncesi iflas etti. "Duran Topların Prensi" zaten kendini sıkmıyor ama Tayfur'a karşı etkisiz olması gelecek adına soru işareti. Maç boyunca, korner, serbest vuruş diye bekledi ama kazanılan üç serbest vuruşta da başarısızdı. Daum onu oyundan alırken haklıydı ancak kaderin cilvesi Alex çıktıktan 3 dakika sonra Fenerbahçe penaltı kazandı. Alex'in mi, Fenerbahçe'nin, mi yoksa Daum'un talihsizliği mi bilinmez, Alex işe yarayacağı anda sahada yoktu.

Beşiktaş, Ali Güneş, Tayfur, Ailton ve Adem Dursun'la yenilediği kadrosuyla ilk 45 dakikayı boşa geçirirken, yanlış hesap Youla'nın sakatlanması sonucu oyuna İbrahim Akın'ın girmesiyle biraz düzeldi. Beşiktaş'ın etkili oyununda Fenerbahçe'nin arkaya yaslanmasının payı büyüktü. Beşiktaş baskılı oynarken, savunma arkasına çok top atamadı. Kanat ortalarında Luciano ve Önder'in üstünlüğü Beşiktaş'ın işini zorlaştırdı. Rıza hoca, Ahmed Hassan'dan sonra Ahmet Dursun'u da sahaya sürünce ofansif oyuncu çoğaldı Ahmet Hassan sağ kanada çekildi. Bu hatadan yararlanan Fenerbahçe Hassan'ın bölgesine yüklendi ve verim aldı.

Oysa Beşiktaş skoru dengelemişti. Kurguyu onarıp, maçı bitirebilirdi. Rıza hoca riski aldı, golü buldu ama Tuncay'ı unutmanın bedelini ödedi.

HALDUN DOMAÇ

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan