|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Reytingin yanısıra gençlerin hayatını öğütme rekorları kıran "Gelinim Olur musun? programının eski yarışmacısı Ata'nın dramatik ölümü dahi TV'cileri yıldırmadı! Bu tür yarışmalara yönelik onlarca eleştiriye rağmen benzer bir yarışma, bu sefer "Hayaller Gerçek Oluyor" adıyla ekranlarda. Aileler ve uzmanlara kulak asan yok
AYŞE OLGUN / SİNAN DEMİR
Siz didişin ki onlar kazansın! Tanıtımda yer alan "yarışmacıların yarattığı olaylarla gündemden düşmeyen" ifadeleriyle bir anlamda reyting için insanların ekranlarda didişmesi isteniyor! İçeriğe göre, "Hayaller Gerçek Oluyor"da damat adayları kurulan bir mahallede bütün Türkiye'nin gözleri önünde lüks araçları ile özel şoförlük yaparak para kazanacak. Yarışmada birinci olana 500 bin YTL para ödülü verilecek. Bu arada AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, özel televizyonlarda yayınlanan gelin-damat yarışmalarını Meclis gündemine getirdi. Mevlüt Akgün, Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu yazılı soru önergesinde, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) son yıllarda yayınlanan gelin-damat yarışmalarıyla ilgili ne gibi tedbirler aldığını sordu. RTÜK'ün Türk kültürünün tanıtımı için neler yaptığı sorusunu da yönelten AK Partili Mevlüt Akgün, yeni RTÜK Başkan ve üyelerinin eğitici ve sosyal içerikli programlar yapılması konusunda yürüttükleri çalışmaların açıklanmasını istedi. 'Sorunlar medya etiğiyle çözülmeli' Devlet Bakanı Beşir Atalay, medyanın son günlerde en çok tartıştığı "Gamze Özçelik" ve "Ata Türk" olaylarına değinerek, bu olguların yasaklar ve cezalarla çözülemeyeceğini, çözümün medya iç etiğinden geçtiğini savundu. MÜSİAD 4. İletişim Zirvesi'nde konuşan Atalay, TV'lerin reyting amaçlı yayınlarının toplumda huzursuzluğa yol açtığını, ancak bunun çözümünün yasaklardan geçmediğini söyledi. Atalay, "Bütün bunları kanunlarla, yasaklarla, cezalarla çözmek en iyi yol, yöntem değil. Medya iç etiğinin gelişmesi lazım. Bu konuda mesafe almanın yolu kendi basın yayınımızın, kendi iç etiğini, etik kurallarını geliştirmesidir" dedi. Batı toplumlarının bu konuyu çözdüğünü belirten Atalay, "Modern toplumlar bunu çözdüler. Biz de buna gıptayla bakıyoruz. Bu konuda yasal kurumlarımız var. RTÜK üzerine düşeni tabiî ki yapacaktır" dedi. Reyting için oyuncak oluyorlar Aileyi Koruma Grubu Başkanı Gülsüm Kurt:: "Gençlere bu programlarda kötü hayat modeli sunuyor. Gençler çalışarak iş güç sahibi olarak değil kısa yolla geleceklerini kurma hayaliyle bu yarışmalara katılıyorlar. Katılan gençlere bakıyoruz ,çoğu üniversite mezunu. Ancak geleceklerini emek sarfederek kurmak yerine hem renkli hayatlarda boy gösteriyor hemde kolay yoldan para kazanmak istiyorlar. Bu yüzden yarışma sonunda sunulan ödüller gençler için yarışmayı cazip kılıyor. Yarışmacıların psikolojik yapısının bir süre sonra bozulduğuna şehit oluyoruz. Yarışmacılar, oy gönderen halkın evlenmeleri için uyguladıkları baskı altında kalarak yanlış kararlar verebiliyorlar. Sonuçta birilerinin elinde oyuncak oluyorlar. Birileri reytinglerini artırmak için onları kullanıyor. Burada alınan kararlarla yuva kurulamayacağı bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Ünleri sabun köpüğü gibi Şahin Özer Müzik Yapım Şirketi Genel Müdürü Muzaffer Karakuş: "Bu yarışmalardan Biri Bizi Gözetliyor adlı programla şöhreti yakalayan Melih'e kaset çıkardık. Ancak satmadı. Kaseti çıkarmamızın sebebi arkasında hayran kitlesi olduğu içindi, ancak albüm satmadı böyle olunca ikinci albümü çıkarmadık. Kasedini çıkarırken ilk etapta onun arkasındaki hayran kitlesinden yola çıktık ancak öyle bir kitlenin olmadığını kaset satmayınca anladık. Onlar arasında albümü satan sadece Tarık'tı. Bunun da zaten ilk albümü satıldı ve ikinci albümü satmayınca o da piyasadan çekildi. Bu piyasadan çıkıp isim yapan olmadı." Gerçek dostum kalmadı "Biz Evleniyoruz" yarışmacılarından Caner: Bu yarışmaya girmeden önce çok mutluydum. Girdiğime çok pişmanım. Ailemle aram şu an bozuk. Kısacası psikolojim alt üst oldu. Etrafımda gerçek dost kalmadı. Keşke, eski mütevazı hayatıma devam edebilseydim. Bu gençler yarışmaya girmek için bu kadar heves etmesinler. Haydi girdiler, kendilerini kaptırmasınlar. Bu tür yarışmaya girmiş olanların psikolojileri normal değil. Ev yetmedi bu kez mahallede "Hayaller Gerçek Oluyor" adlı programda katılımcılar diğer yarışmalarda olduğu gibi evlilik için yarışacak ve birinci olan çift yine ödüllendirilecek. Evleri, bahçeleri meydanıyla tam bir sokakta geçecek olan yarışmada, anneleriyle yaşayan erkek yarışmacılar çalışarak para kazanacak ve ev geçindirecek. Kadın adayların da aynı mahallede yaşayacağı yarışmada çiftler ve kaynanalar tanışacak. Yine o bildik kavgalar yaşanacak. Yarışma devam ederken aradığı aşkı bulanlar evlenip ayrılırken, isteyen yarışmacılar 9 ay boyunca mahallede kalabilecek. Televizyon eleştirmenleri: Seyirci izlemezse bu tür yarışmalar düzenlenmez
O MAHALLE YIKILIR! Başından beri bu tip programlara karşıydım. Bu popüler kültür falan değil. Televizyon izleyen kitlemiz bu programları hazmedemiyor. Öncesiyle sonrasında yaşanan bu hazımsızlık da midelerimizi bozuyor. Televizyonculuk oynanacaksa başka sahalarda oynansın. Mahalle dedikodularında bile bir sınır vardır ama bu yarışmalar herşeyin ötesine geçiyor. Ne sınır var ne sınırlayan. Yeni başlayacak yarışmayla ilgili sorunsa şu; bir evde bu olaylar yaşanıyorsa o mahalle yıkılır! Yarışmayı düzenleyen yapımcıların da suçu yok. Suç kumandayı elinde tutanda. SEMRA HANIM İLGİSİZ Mİ? BU tür yarışmaların devam edeceğine inanıyorum. Türkiye ve dünyada reality şovlar devirlerini tamamlamadı daha. Formatlar izlenme rekorları kırdıkça benzer yapımlar sürecektir. Ata'nın ölümü ise yarışma ya da programa bağlı birşey değil. O evlerde izlediğimiz şey Türk toplumunun aynası, kendimiz varız orada. Semra hanım İngiliz bir anne mi?, Ata bir yabancı annenin çocuğu mu? Hayır... Her evde olan olayları izliyoruz orada. Seyircinin sorunu şu: İzlerken takıntıyla izliyor, aşırı bağlanıp kendini fazla dahil ediyor. Bu diziler için de böyle.. ATA BOŞUNA ÖLMESİN
BU programın "televizyon şovu" olduğunu kimse özellikle de izleyiciler unutmamalı. Yapımcılara gelince reyting kaygısıyla yarışmacılar, olayların tartışıldığı diğer programlarda halkın önüne yem edilmesin. Yarışmacıların en azından geçmiş özel yaşantısı ortaya serilmesin. Yarışma süresince psikolojik destek verilsin ve reyting yapar dedikleri psikolojileri bozuk veya bozulmaya müsait kimseleri yarışmaya dahil etmesinler. Ve aileler stüdyoya iteledikleri çocuklarına yarışma sonrası sahip çıksın. Bari Ata boşu boşuna ölmüş olmasın.
|
|
![]() |
|
|
|
|