AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Ekonominin dili yalındır

Kültürün zengin dilini öğrenmeden, ekonominin yalın dilini öğrenmek mümkün değildir. Bütün boyutlarıyla hayatı zenginleştiren ana kaynak kültürdür. Ekonomi hayatın üretim ve tüketime bakan yüzüdür. Ekonominin özü, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde giderleri azaltırken, gelirleri artırmaya çalışmaktır. Bu yüzden, ekonomin dili yalındır. Ancak bu yalın dil, kültürün zenginliklerinden süzülerek oluşur.

Sağlıklı ekonomilerde ekonomik ile toplumsal karlılık arasında büyük farklılıklar oluşmaz. Bir ürün ya da hizmet İngiltere ya da Almanya'da elli, Türkiye'de yüz birime üretiliyorsa, sözkonusu üretimi yapan kurum ya da kuruluş, ekonomik açıdan karlı gibi görünse de, toplum açısından bakıldığında, kaynakların israfı olarak görülür. Çünkü, aradaki farkı, verimsiz çalışan kurum ya da kuruluş değil, bütün bir toplum ödemektedir.

Pahalı ürün ve hizmet üreten kurum ve kuruluşlar özel kaynaklara dayanıyorsa, gelirleri giderlerini karşılamadığında, pazardan çekilmek zorunda kalırlar. Sözkonusu işletmeler, devlet kaynaklarına dayanıyorlarsa, zararları kamu gelirlerinden karşılandığı için, sermaye sıkıntısı çekmezler. Bunun için, uluslararası finans kuruluşlarında işletmelerin yatırımları toplumsal açıdan değerlendirilirken, dünya fiyatları esas alınır.

Türkiye'deki kurum ve kuruluşların ürettikleri ürün ve hizmetleri ihraç edebilmeleri için, üretim maliyetlerinin dünya değerlerinin altında olması gerekir. Dünya maliyetlerinde ürün ve hizmet üretemeyen kurum ve kuruluşların, iç ve dış pazarlarda sağlam bir yeri olmaz. Çünkü bir ülkenin işletmeleri, dünya maliyetlerinin altında üretim yapmak için, verimliliklerini artırmaya çalışmazlarsa, varlıklarını koruyamazlar.

Türkiye'nin çağın ritmini yakalayabilmesi için, maliyetlerini düşüremeyen kamu işletmelerini, ekonominin yalın dilini devletten çok daha iyi kavrayan, özel kesime devretmesi gerekir. Devlet kurum ve kuruluşlurının dünya maliyetlerinde üretim yapması, ekonominin yalın dilini çok iyi kavramasına bağlıdır.Ancak devletin hantal ve bürokratik yapısı içinde ekonominin yalın dili, anlamıyla birlikte geçerliliğini de büyük ölçüde yitirir.

Verimliliği artırmada iki yılı birbirine eşit olan işletmeler, dünya maliyetlerinin altında üretim yapamazlar. Kaliteli ürün, hizmet ve bilgi üretmek için "fil" gibi hareket etme yeteneğini düşük kamu işletmelerine değil, "pire" gibi, sıçramasını bilen özel işletmelere ihtiyaç vardır. Bunun için, bütün ülkeler, verimsiz ve hantal kamu işletmelerini özelleştirerek, dünya maliyetlerinde üretim yapmaya çalışıyor.

Türkiye'de devletin ekonomik alandan çekilmesi, verimlikle birlikte devletin güç ve etkinliğini de artıracaktır. Çünkü devletin gücü, ürettiği ürünlerden değil, ürün ve hizmet üretimini kolaylaştırmada sağladığı eşgüdüm ve denetimden gelir. Devlet zaten topladığı doğrudan ve dolaylı vergilerle, üretilen her ürün ve hizmete ortaktır. Ortaklığında adil olduğu ölçüde, kendisiyle birlikte toplumunda gücünü büyütür.

Dili yalın olan ekonomi, hayatın en dinamik yüzüdür.

Ekonomiyi canlı tutmak etik bir sorumluluktur.


25 Eylül 2005
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED