AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Amerikanizim yükseliyor, AB'nin ruhuna fatiha mı?

Avrupa demokrasilerinde bir krizin habercisi gibi gözüken Fransa ve Hollanda'daki referandum sonuçları, insana ister istemez "Amerikanizim yükseliyor, yoksa AB'nin ruhuna fatiha mı diyeceğiz" diye düşündürüyor. Çünkü, "eşitsizlik" temeline dayalı küresel sistemin rüzgarında kalan Avrupa Birliği ülkelerinin liberal politikaları, "sosyal haklar" anlamında toplumlarının taleplerine cevap veremez hale gelmiştir. İşte tam da bu yüzden, Avrupa semalarında "Anglo-Amerikan kabusu" dolaşmaktadır.

Küresel sisteme duyulan öfke, Avrupa'daki milliyetçi ve ırkçı rüzgarı güçlendirmiştir. Öyle ki, bugüne kadar demokratik değerleri savunan liberal ve sosyalistler bile daha ulusalcı ve sağcı bir savrulmayı yaşamaktadırlar.

Bu, Avrupa demokrasilerinin "tehlike sinyali" vermesinin en belirgin göstergesidir. Dolayısıyla, Avrupa'da yaşanması muhtemel bir demokrasi krizi, modern zamanlarda bütün bir insanlık için kritik bir önem taşıyor. Çünkü, her şeye rağmen Avrupa demokrasilerinin "özgürlük" ve "insan hakları" bağlamında ortaya koyduğu kazanımlar ve deneyimler var. Kıta Avrupası'nda ortaya çıkacak bir kriz, hem zaten 'tehlike sınırı'da olan stratejik dengeyi "küresel talan"dan yana kaydıracak, hem de bu ülkelerdeki ayrımcılığa ve ırkçılığa doğru savrulmayı hızlandıracaktır.

Kısacası, tablo hiç de iç açıcı değil. Çünkü, sosyal haklarının gerilediğini ve 'refah'tan daha az pay almaya başladıklarına inanan Avrupa halkları arasında tehlikeli bir "ırkçı dalga" yükseliyor. Endişe odur ki, şimdi Avrupa'da başlayan bu "ayrımcı hınç", insanların daha çok birbirlerinin gırtlaklarına sarılması sonucunu doğuracaktır. Ne yazık ki bu dalga, sadece Avrupa Birliği'nin küresel vizyonunu yaralamakla kalmamış, Amerikan imparatorluğunun yolunu da sonuna kadar açmıştır. Bunun anlamı ise, Amerika-İngiltere-İsrail imzalı "kabus"un tek tek hepimize daha yakın hale gelmesidir.

Maalesef, referandumlarla günyüzüne çıkan Avrupa vizyonundaki kriz, Avrupa Birliği'ni dağıtmak ve yıpratmak için Anglo-Amerikan cephesinin eline tarihi bir fırsat vermiştir. Eğer Kıta Avrupası, birlik içindeki 'kriz dalgası'nı atlatamaz, Anglo -Amerikan cephesine karşı yeni 'Avrupa değerleri'ni savunamazsa Soğuk Savaş sonrasında ABD-İngiltere karşısında ikinci yenilgisini alması kaçınılmaz olacaktır.

11 Eylül sonrasında 'jeopolitik açılım' yeteneğini kaybeden Avrupa, bu kez de referandumlarla kendi ayağına kurşun sıkmıştır. Avrupa Birliği'nin üzerinde kara bulutların dolaştığı bir dönemde gerçekleşen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Amerika ziyaretini biraz da böyle bir çerçeveden okumakta yarar var. Eğer "Avrupa projesi"nin mimarları, Anglo Amerikan cephesinin hamlelerini doğru okuyamazlarsa 'tren' başka istasyonlara yönelebilir.


10 Haziran 2005
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED