|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Başörtüsü veya türban bir çokların gözünde bir 'siyasal simge'; Anayasa Mahkemesi kararları da bu gerekçe üzerine oturuyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile, türban için, 'siyasal simge' tespitinde bulundu. Bu tespitin bir an için 'doğru' olduğunu kabul edelim, peki ama kim açısından 'siyasal simge' türban? İlk bakışta garip gelecek bu soru üzerinde beş dakikalığına da olsa düşünmeye dâvet ediyorum. Başörtüsü konusu ilk yüksek okullarda ortaya çıktı. Acaba mağdur öğrenciler açısından bir 'siyasal simge' sayılabilir mi türban? Bu konu ne zaman gündeme gelse, mağdurlar kendilerine teklif edilen çözüm formüllerini hep kabul ettiler. Şimdilerde "Esas simge değeri olan türban" denmesine bakmayın, "Başörtüsü olmaz, türban olsun" teklifi (1988), YÖK'ün o zamanki başkanı İhsan Doğramacı'nın bulduğu bir çözümdü; mağdur öğrencilerin bu formülü sevinçle karşıladığını iyi hatırlıyorum. Bugüne kadar mağduriyetlerini onurla sineye çekmeleri, ya da eğitim faaliyetlerine imkân verecek bazı ara-formülleri kendilerinin geliştirmeleri de, mağdur öğrencilerin başörtüsüne 'siyasal simge' olarak yaklaşmadıklarını gösteriyor. Mahkeme kararları farklı bir adrese yöneltiyor bizi: Siyasi partiler... Ancak, o adres de, 'siyasal simge' tartışması açısından fazla açıklayıcı değil. Kapatılma gerekçelerinde 'türban' da bulunan RP ve FP sözgelimi; böyle bir 'simge' için fazla mahçup davranmamışlar mıydı? İktidardaki Ak Parti sorunun varlığını kabul ettiği halde çözümü için 'toplumsal mutabakat' arayışını seslendiriyor. Esasen, Ak Parti, seçim kampanyalarında 'türban' konusunu pek kullanmadı. DYP lideri Mehmet Ağar, "Türban sorununu biz çözeriz" diyor, ama onun da kastı 'simge' değeri bulunan türbana sahip çıkmak değil elbette, bir siyasî soruna siyasî bir çözüm bulmak... Mağdurlar ile onların mağduriyetlerinden rahatsızlık duyan sağ siyasetçiler açısından, türban/başörtüsü, iddia edildiği gibi bir 'siyasal simge' anlamı taşımıyor; öyle fazla bir siyasî değeri bulunmuyor türbanın... Varolan yasak uygulanmaz olduğu taktirde yokolacak olan bir değer için 'siyasal simge' diyebilmek zaten sorunludur. Konunun mağdurlarıyla onların sorununa sahip çıkanlar açısından, 'siyasal simge' yakıştırması, pek üstüste oturmuyor. Türbanın 'siyasal simge' olarak bütünüyle işlevsiz olduğunu söyleyemeyiz. Geçmişte, gürbüzleşip büyümekte olan siyasî akımların önü, türban konusu tam da bu anlamda kullanılarak kesilebilmişti. Daha da önemlisi şu: Bilimsel başarısı bulunmayan nice öğretim üyesi, sırf 'türban yasağı' hassasiyeti sebebiyle, normal şartlarda işgal edemeyecekleri mevkilere gelmeyi başardılar. Bu yönüyle, 'türban' gerçekten de 'simge' değerine sahip sayılabilir... Kızının mezuniyet törenine alınmayan anne için 'simge' değildir başındaki örtü, ama onu kampüs kapısından içeri sokmayanlar için 'simge' olduğuna hiç kuşku yok. Şu son gürültü bile 'siyasal simge' konusuna farklı bir gözle bakmamızı sağlayacak değerde. Cumhurbaşkanlığı makamına seçilecek kişide aranan vasıflar anayasada teker teker sayılmış durumda. Ülkenin hangi şartlarda erken seçime gideceğinin de kuralları var. 'Türban' her iki konunun herhangi bir noktasında yer almadığı halde, hem cumhurbaşkanlığı seçiminin hem de erken seçimin en aslî unsuru haline şimdiden sokuldu bile. Kim(ler) tarafından ve hangi sonucu almak için? Bu iki soruya verilecek cevap, üzerinde düşünülmesini arzuladığım, "Türban/başörtüsü 'siyasal simge' ise kim için?" sorusuna da ışık tutacaktır. RP ve FP'nin kapatılmasını sağlayan süreci başlatan Süleyman Demirel şimdilerde Çankaya'ya çıkacak kişinin dar bir kulvardan seçilmesi için kullanıyor 'türban' simgesini... 1999 seçiminde baraja takılan CHP, o sonucu almasına yol açan yanlışlığı tekrarlama pahasına, türban konusunu 'simge' haline getirmekten bugün yine çekinmiyor... Türban/başörtüsü gerçekten 'siyasal simge'...
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |