|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Konuyu bilmeden ahkam kesenler var. Genç bir muhabirin oyuna gelmesiyle, üç malum kişi uğruna yüzbinlerce avcıyı karşınıza almayın. Bilinçli avcılarımız içinde çevreye en yaman doğacıdan daha fazla sahip çıkan insanların sayısı az değildir. Çünki doğa bilinci olmadan avcılık olmaz. Yeter ki, onlar nasıl avdan yararlanıyorsa, siz de yetkili bakanlık olarak onlardan avcı olmayanlar adına yararlanmasını bilin. Avcılık en ileri ülkelerde dahi yasak değil. Bizimki kadar sınırlı da değildir. Örneğin Almanya'da her yıl bir milyon üzerinde "karaca" avlandırılır. Her yıl karaca sayısı % 8 artış gösterir. Bizde 67 yıldan beri yasaktı da, artış mı oldu? AB'ye üye ülkelerden bir başka örnek verelim. Fransa. Bu ülkede avcılarla ilgili popülist ve haksız alınan kararlar, bazı siyasilerin ve bürokrat kariyerlerinin sandıkta veya başka türlü sonu olmuştur. Bu duyarlı konuda ülkemiz Fransa'dan geri değildir. Türk avcı toplumu, dernekleri, federasyon ve konfederasyon olarak hızla örgütlenmektedir. Dokuz ayrı bölgenin dokuz ayrı insanının Merkez Av Komisyonundaki (MAK) dayanışması, bunun sonucudur. 2005/2006 av sezonu ile ilgili MAK'da alınan kararları bir yazılı basın saptırdı. 2 Mayıs tarihli yazımızda bu konuya değinmiştik. Eksik bilgi hatası anlaşıldı. Şimdi o gazetenin okur köşesinde, "yanlı haberle" ilgili geniş avcı gruplarının ve "göçmen av kuşlarlarıyla yerel av hayvanları arasındaki kavram " konusunda yanlış bilgilendirildiğini farkeden genç gazetecinin görüşlerine yer verilmiştir. Yine de bazı yanlışların tekrar edildiği gözden kaçmıyor. Haberine yorum getiren genç muhabir arkadaş ısrarla; "21 kişilik MAK komisyonunda avcı üstünlüğü çıkmıştır. MAK'da 11 avcı yer alıyor. Sayın Bakan Osman Pepe'nin; "Bu böyle olmaz, yanlıştır. Biz kanunun bu maddesini değiştireceğiz. Doğa derneklerinin sayısı artacak" görüşüne yer veriliyor. Bir kez daha tekrar edelim. Yeni yasanın komisyon maddesinde 11 avcı üye yoktur. Muhabirin iddia ettiği MAK yapısı yanlıştır. Komisyonun 21 üyesinin sadece dokuzu, ülkemizin dokuz ayrı bölgesinden (bakanlığın teşkilatlanmasına paralel) birbirlerini tanımayan, seçilerek gelen avcı üyelerdir. Avcıların görüşü doğrultusunda oy kullanan diğer iki üyenin biri, Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığına bağlı GSGM'nin Atıcılık Federasyonu başkanıdır. Diğeri de bir Özel Avlak temsilcisidir. Avcılar için çıkan karar, onun ticari menfaatına aykırıdır. Çünki özel avlak da üreme zamanı dışında zaten avda gün kısıtlaması yoktur. Bu bakımdan komisyondan çıkan demokratik karara saygısızlık etmeyelim. Muhabir arkadaşı yanlış yönlendirenlerden biri olan eski Federasyon Başkanı, geçen yıl yapılan MAK'a büyük avcı (!) olsa da, avcı üye olarak değil, GSGM'yi temsilen sporcu üye olarak katılmıştır. O'nun bir yıl önceki oyuna saygısızlık edilmemiştir. Dikkatli olalım. Bir bardak suda sahte fırtına bitmiştir. Şimdi yasanın bu maddesini değiştirme girişimi, aynı madde içinde yer alan avcı kuruluşların teşviki, eğitimi ve işbirliği kavramına terstir. Yanlış varsayımlarla yapılan girişimlerin, hüsran ve küskünlükler yaratacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Ayrıca av günü kısıtlamasıyla eli tüfekliler (avcı olmayanlar) ayıklanamaz. Yaz bozla bir yere varılamaz. Sadece bilinçli avcılar cezalandırılır. Sayın Bakanın doğacı (!) - avcı savaşı başlatacağını ve gerçek avcılarla işbirliğini tepeceğini ummuyoruz..
|
![]() |
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |