|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Anadolu'da yerleşim merkezlerinin oluşmasında ana ve değişmez örnek, yeryüzünde insanlığın kurduğu ilk şehir Mekke olmuştur. Anadolu insanının kültüründe Mekke bütün şehirlerin anası olarak kabul edilir. Şehirlerin odak noktasında Mekke, onun da kalbinde Kâbe vardır. Kâbe insanlığın ilk ibadet evidir. İster büyük, isterse de küçük olsun, her yerleşim merkezi ibadet yerlerinin çevresinde halka halka gelişir. Anadolu'da şehirlerin oluşmasında odak noktası olan camiyi çarşı, çarşıyı da okul ve çeşmeler izler. Okullar camiyle, çeşmeler de çarşıyla ayrılmaz bir bütündür. Camiler çarşıları görünmeyen, çeşmeler de görünen kirlerinden arındırır. Camisiz çarşının ruhu, çeşmesiz de yüzü kirlenir. Bu yüzden, Anadolu'nun hiçbir yerleşim merkezinde camisiz ve çeşmesiz çarşı yoktur. Çarşıların canlılığı hem ekonomik hem de kültürel hayata yansır. Onların canlılığı da cami ve çeşmelerden kaynaklanır. Yerel yönetimlerin görevi, çarşılarla ekonomiyi, gönüllü kuruluşlarla da kültürü canlı tutmaktır. Çarşısız kültür derinliğini, kültürsüz çarşı da zenginliğini koruyamaz. Yerel yönetimler, kültür ve ekonomiyi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak ele almayı bilmelidir. Kültürsüz ekonomi yoksul, ekonomisiz kültür de güçsüz olur. Geçen hafta sonunda, yerel yönetimi 1895'de kurulan Gerede'nin girişimci Belediye Başkanı Ömer Baygın'ın öncülüğünde "RG Eğitim ve Danışmanlık Kuruluşu"nun desteğiyle düzenlenen programda, yöneticilerle "Globalleşen Dünyada Yerel Yönetimler ve Girişimcilik Kültürü"nü tartıştık. Gerede, Ankara'nın yanıbaşında kış sporlarına çok uygun orman ve yaylalarıyla yıldızı parlamaya hazır bir tabiat harikasıdır. Türkiye'de ekonominin dış pazarlara açılması, üretilen ürünlerin hacminin büyümesi, yerel yönetimlerin hizmet imkanlarıyla birlikte sorumluluklarını da büyük ölçüde artırmıştır. Yerel yönetimlerin başarısı, yurt içinden ve dışında bulduğu kaynakları uygun alanlarda en verimli bir biçimde değerlendirmelerine bağlıdır. Gerede gibi, dağ ve ovanın elele verdiği kazaların ana sorunu, doğal zenginlikleri ürün ve hizmete dönüştürecek yatırımlar için, bir çekim merkezi oluşturmaktır. Karabük, Ankara ve Bolu üçgeninde Gerede sahip olduğu doğal zenginlikleri, yeni otel yatırımlarıyla kış sporlarının olduğu kadar kongre turizmininin de merkezine dönüştürebilir. Esentepe'ye yapılacak yeni tesisler, on yıl içinde Gerede'nin Akut dağına, Bursa'nın Uludağ olma yolunda önemli adımlar attırabilir. Dağ ve orman benzeri doğal kaynakları değerlendirmek, bir sermaye işi değil, bir birikim ve vizyon işidir. Onlar sanayi kuruluşları gibi, büyük yatırım ve ileri teknoloji istemezler. Gerede'ye çekilecek yatırımlar, bölgenin sahip olduğu hammadde ve doğal kaynakları ürün ve hizmete dönüştürerek, ekonomik ve kültürel hayata yeni zenginlikler kazandıracaktır. Sular ovadaki tarımsal üretime nasıl bir canlılık kazandırırsa, yatırımlar da ürün ve hizmet üretimine büyük bir hız ve yoğunluk kazandırır. Yatırımlar "çarpan" ve "çoğaltan" etkileriyle, çevrelerinde mıknatıs gibi, büyük bir çekim merkezi oluştururlar. Gerede'de dericilik sektörü son yıllarda büyük bir atılım yapmıştır. Ancak deri sanayicileri yatay ve dikey entegrasyonu istenen ve beklenen seviyeye ulaştıramamıştır. Bölgenin girişimci gücü, tasarruf yapma yeteneği ve ortaklık kültürü desteklenerek, Gerede çok kısa zamanda Türkiye'nin deri ürünleri üretim ve pazarlama merkezi haline getirilebilir. Bölgenin üretim gücünü büyütmek için, Gerede dışında başarılı olmuş bütün Geredelilerin katılabileceği, Belediye Başkanı'nın öncülüğünde çok ortaklı "Esentepe Holding"in kuruluş çalışmalarına kısa zamanda başlanılmalıdır. Ortaklık yapmasını bilen girişimciler, sahip oldukları kaynakları en verimli bir biçimde değerlendirdikleri gibi, çevrelerini de yoksul düşmekten korurlar. Çarşı kültürünün gelişmediği şehirlerde ürün ve hizmet üretimini büyütmek mümkün değildir. Bir dükkanla çarşı, bir çiçekle de bahar olmaz.
|
|
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |