|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Türkçe kelimelerin "İngilizce gibi" yazılmasına karşı "dalga geçme" kampanyası başlatıldı. Türkçe dostları, vişne yerine "whisne", paşa yerine "pasha" yazmayı "büyük zeka ürünü" diye niteliyorlar
"Whisne" (Vişne), "Taxim" (Taksim), "Balcon" (Balkon), "Roumelie" (Rumeli), "Mat Rock" (Matrak), "DoRock" (Durak) "Pasha" (Paşa), "Efendy" (Efendi), "Exen" (Eksen), "Berdush" (Berduş), "Dishi" (Dişi) ya da "Eylül's", "Hammam", "Cahide's" gibi bar, lokanta, pastane, hatta dergi ve sanatçı adlarının yabancı dil kurallarına göre yazılarak kullanılması, Türkçe'deki bozulmaya yeni bir boyut kazandırırken, Türkçe hassasiyetini koruyanlar da, bu durumu "müthiş zeka örnekleri" diye alay konusu haline getirdiler. Geçen aylarda "Ticarette de Türkçe" sloganıyla kampanya başlatan Türkçemizi Canlandırma Derneği'nin (TÜRKCAN) Başkanı Deniz Yiğit, tarih boyunca Çince, Arapça, Farsça, Fransızca gibi dillere özenilerek bu dillerden kelimeler kullanıldığını anlatarak, bu özentinin günümüzde ise İngilizce'ye yönelik olduğunu bildirdi. Yiğit, pekçok kelimenin Türkçe karşılığı varken yabancı bir dildeki karşılığının kullanıldığını, oysa ki Türkçe'nin yeni kelimelerin türetilmesine uygun zengin bir dil olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Türkçe, kök ve eklerin pırıl pırıl saydamlığı, her yerde özdeş kalan kökün sözcüğün başında bir bakışta kendini göstermesi, bu köke ardarda bitişebilen eklerle en sınırsız sayıda sözcük türetilebilmesi gibi özellikleriyle olağanüstü bir gelişme gücü bulunan bir dil. Gerçekten içine düştüğü bu durumu hak etmiyor." İNGİLİZCE BİLİYORUZ YA!.. Son dönemde Türkçe kelimelerin yazılışlarının yabancı dil imla kurallarına göre yapılması şeklinde bir eğilim bulunduğuna da dikkat çeken Yiğit, şöyle konuştu: "Geçen gün 'Whisne Cafe' diye bir yer gördüm. X harfi de Türkçe'de olmamasına rağmen kullanılıyor. 'Biz Avrupa Birliği'ne giriyoruz. AB'ye uyum için bunu kullanıyoruz' diyorlar. Ne alakası var? Eskiden her yerde 'kuaför' yazılırdı. Şimdi 'Coufeurre' yazan da var 'coffeur' yazan da... Hepsi de yanlış ayrıca. Biz BBC'ye 'bi-bi-si' diyoruz, ama hiçbir İngiliz, TRT'yi böyle okumuyor, (ti-ar-ti) diyor. Biz gerçekten bir özenti içinde, belki İngilizce bildiğimizi göstermek için, kendi Türkçe olan adlarımızı bile yabancı dil kurallarına göre yazıyoruz, okuyoruz. Bunları sorgulamamız lazım." Güven eksiğimizden geliyor
Yapılabilecek şeyler bulunduğunu kaydeden Yiğit, bilim dilinin Türkçe olması, tezlerin Türkçe yazılıp yabancı dile çevrilmesi, öğretimin yabancı dilde değil Türkçe yapılması, yazarların ve basın-yayın kuruluşlarının Türkçe'yi özenli kullanması gerektiğini dile getirdi. Yiğit, "Fransızlar bize olmalı. Onlar yasayla Fransızca'ya sahip çıkıyorlar. Türklerde çok büyük bir güven eksikliği var. Dilimizin ne kadar büyük ve güzel bir dil olduğunun farkına varmamak, yabancı dil eğiliminin nedenleri arasında yer alıyor" dedi.
|
|
![]() |
|
|
|
|