AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Şeriat Propagandası Yaygarası (1)

Devletin televizyonunda devede kulak kabilinden "dini içerikli" programlar yapılmasından rahatsız olan çevreler, her zaman yaptıkları gibi bir yaygara koparıp ilgililer üzerinde baskı oluşturmak ve programları ya azaltmak veya kaldırtmak için harekete geçtiler. Bardağı taşıran damla da son Ramazan'da yapılan başarılı ve halkı mutlu kılan iftar ve sahur programları oldu. Demokrasiden, çoğulculuktan, hak ve özgürlüklerden dem vurmakla beraber damarlarında mevcut bağnazlık kanının etkisi ile bunlar hep böyle yaparlar; İslam din, ahlak ve âdâbına aykırı olup kamuya açık alanlarda ortaya konan ve televizyonlara da taşınan yüzlerce program ve manzara karşısında Müslümanların gıkı çıkmaz, ama bir yerde cami mi yapılacak karşı taraf yaygarayı basar, dini özgürlükler üzerindeki baskı mı hafifleyecek yaygarayı basar, haftada bir iki saat dini içerikli program mı yapılacak yaygarayı koparırlar. Şimdiye kadar da muvaffak oldular; bizde korkaklık, gevşeklik, suya sabuna dokunmama ilkesi baskın olduğu için hemen gürültüye pabuç bırakır, en tabii hakkımızı kullanmaktan vazgeçiveririz; bunu bildikleri için onlar da gürültüde kusur etmiyorlar.

Gelelim son örneğe.

TRT 2 kanalında "Düşünce İklimi" adlı programa davet edildim, sevgili M. Kemal Öke ile bir sohbet yaptık, sohbette birçok konu var, bu arada dini hassasiyeti bulunan Müslümanların miras paylaşımı konusunda yaşadıkları sıkıntı ile ilgili bir soru soruldu, ben de bu soruya cevap verdim; cevapta önce "bazı durumlarda kadına bir, erkeğe iki hisse verilmesinin hikmetini (niçin böyle yapıldığını, bu farkı makulleştiren nimet-külfet dengesini) anlattım, sonra da günümüz şartlarında (İslam'ın bu düzenlemeyi yaparken kurduğu denge ve bu dengeyi sağlayan düzenlemeler değiştiği için) dini amacına uygun bir paylaşımın nasıl yapılabileceğine ışık tutacak sözler söyledim. Bu arada dinin yalnızca inanç ve ibadetten ibaret olmadığını, İslam'ın, hayatın diğer alanları ile ilgili emir ve yasaklarının da bulunduğunu, laik bir düzen içinde dinini yaşamak isteyen müminlerin -laik kanunlarla dini kuralların çatıştığı noktalarda- bazı sıkıntılar yaşamalarının tabii olduğunu, bu durumda din alimlerinin, Kur'an'a hakim olan "aklı" özümseyerek ve dinin maksadını göz önüne alarak, çözümler üretmeleri gerektiğini ifade ettim. Konuşmanın bu bölümü, konuyu Vatan Gazetesi'nde (30-19-2005) gündeme taşıyan Mustafa Mutlu tarafından da iktibas edildiği gibi aynen şöyledir:

"Karaman: Şimdiiii... Bir başka cemiyet düşünün orada insan ve düzen, nizam bölünmüş olsun. Ve insana desinler ki, 'Sen kardeşim, sen sadece ibadet ve iman olarak Müslüman olacaksın, yani Müslümanlığı yaşayacaksın. Onun dışındaki alanları biz İslam'a bakmadan, İslam'ı nazar-ı itibara almadan düzenleyeceğiz. Orada da onu uygulayacaksın... O zaman bir bölünme ortaya çıkıyor. Çünkü siz tutuyorsunuz bir başka kanun getiriyorsunuz. Mesela aile konusunda, aile hukuku konusunda. Orada bir nafaka düzeni getiriyorsunuz. Orada bir maişet yani ailenin geçiminden sorumluluk kuralı getiriyorsunuz. Belli bir yaşa kadar kızlara ana babası bakmak durumunda oluyorlar ama, kızlara, kadınlara erkek akrabaları; kardeşi, olmadı amcası, olmadı dedesi, vicdanen değil, ahlaken değil, kanunen bakmak mecburiyetinde olmuyor. Onun için de kadınlar şimdi çok meşru olan, dillerden dillere dolaşan ekonomik özgürlüğün peşine düşüyorlar. Öyle ya haklı... El alemin eline bakmak zorunda kalacaklar. Benim yazılarımı topladılar bir kitap meydana geldi; o kitabın adı 'Laik Düzende Dini Yaşamak'tır.

Öke: Evet, evet.

Karaman: Böyle bir düzenin içinde Müslüman olarak yaşamak mecburiyetinde kalırsanız, o zaman işte siz Kur'an-ı Kerim'in miras ahkâmını değiştiremezsiniz. Böyle bir hakkınız yok ama o günkü dengeleri..

Öke: Bravo...

Karaman: O dengeleri göz önüne alarak bugün çözümler üretirsiniz... Maksadı gerçekleştirici çözümler üretirsiniz!"

Mustafa Mutlu bu sözlere dayanarak televizyonu "laik ülkenin kanunlarını yerden yere vurmak ve şeriat propagandası yapmakla" suçluyor ve ilgili mercileri uyarıyor.

Gelecek yazıya kadar aklı ve vicdanı olanlar, benim yukarıya aldığım sözlerden böyle bir sonucun çıkıp çıkmayacağını -lütfen- düşünsünler.


6 Kasım 2005
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED