|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Osmanlı Devleti'nin yönetim sisteminde, sistemin önüne geçme ve sistemi kendi çıkarları için kullanma yolunu seçen "eşkıyalar" bir kitapta toplandı. "Devletlû Eşkıyalar" isimli kitap, Kaknüs Yayınları arasından çıktı.
Osmanlı Devleti'ni doruğa ulaştıran sistem öylesine başarılıydı ve bu sistemin yetiştirdiği insanlar bu sisteme öylesine bağlıydı ki, birkaç olumsuz örnek dışında sistemin üyeleri sisteme hizmet etmiş, onun bir parçası olmuşlardı. Zamanla devletin her kademesinde olduğu gibi insan merkezli bir yozlaşmanın girdabına düşen sisteminin yetiştirdiği insanlar bundan payını fazlasıyla almaya başladılar. Sistemin önüne geçme ve de sistemi kendi çıkarları için kullanmaya kalktılar. Buna paralel olarak sultanlar güçlerini yitirmeye başladı. Ülke zulümlere sahne oluyor, bu durumdan en çok halk zarar görüyordu. İşte bu tarihsel gerçekten yola çıkan İsmail Sezgin, kaleme aldığı "Devletlû Eşkıyalar" isimli kitabında, devleti ve halkı kendi çıkarları doğrultusunda sömüren eşkıyaları anlatıyor. Kaknüs Yayınları arasından çıkan kitapta Sezgin, "Söylem ve yöntemler değişmiş olsa da, devletli eşkıyaların izlerinin günümüze değin sürdüğü dikkatli gözlerden kaçmayacaktır" diyor ve ekliyor "Tarih tekerrürden ibarettir." İşte, kitapta ibretlik sonlarıyla dikkat çeken devlet sarığını kuşanmış eşkıya portrelerinden bir kaçı: "Etdiğin buldu, ekdiğin biçti" Ablası sarayda Nurbanu Sultan'ın yardımcısı olan ve bu sayede, önemli illere vali olarak atanan Deli İbrahim Paşa, halka eziyetleri çığırından çıkmış olduğu halde kimsenin "dur" diyemediği bir zorbadır. Kürt ve Dürzi aşiret reisleri bile ona boyun eğmek zorunda kalır. Fakat günün birinde bir yeniçeriyi öldürüp, yeniçerilerin teline dokununca hayatı tehlikeye girer. Saraydaki ablası tarafından canı kurtarılır. Fakat yıllar geçse de yeniçerilerin intikam istekleri geçmez. Bir gün askerler tarafından yakalanır, tartaklanır ve hapsedilir. III. Mehmet tarafından idam edilir. Dönemin bir halk ozanı onun ölümü için şu beyti söyler "Etdiğin buldu, ekdiğin biçti / Kendiyle içirdiğin içti" Eşkıyalardan bir ordu kurdu Kara Murad, devşirme kökenli cengaver bir yeniçeridir. III. Murad'ın ölümüyle oluşan iktidar boşluğunda nefsine uyarak talanlarına başlar. Şikayetler üzerine, özür dileyerek Karesi Kalesi Muhafızlığı'na tayin edilir. Yeni görev yerinde haydutluğuna devam eden ırz ve namus düşmanı Murad, bölgenin mütesellimi tarafından tepki görür. Bu tepki sonrasında mütesellimin de canına kıyar ve sahte belgelerle onun yerine geçer. Çevresindeki başıboş eşkıyalardan bir ordu kurar. Balıkesirliler korktuğu için ona boyun eğer. Evleri didik arayarak tek paslı kuruş, ırzına el uzatılmamış tek bir kadın bırakmayarak, şehri talan eder. Kaçan halkı Çavuşzade Mehmed Efendi isimli bir müderris güçlü hitabetiyle yüreklendirir. Halk ile zorbalar arasında çıkan çatışma neticesinde Balıkesir can pazarına döner. Zulmettiklerinin elinden ceza alan Kara Murad, İstanbul'a gönderilerek devlet tarafından idam ettirilir. Kadın hanedanlara yaslandılar
Sultanın değişmez otoritesinin kadın hanedanlar tarafından sarsıldığı zamanların eşkıyaların en faal
olduğu dönem olduğuna dikkat çeken yazar, kadınların iktidarı kaybetmemek için eşkıyalarla işbirliği içinde olduğunun altını çiziyor.
Bir devri kapatan asi
Osmanlı kadırgasında levend olarak çalışan fakat asilikleri yüzünden sürekli cezalandırılan ve bu yüzden Patrona lakabını alan Arnavut Halil, işlediği suçları unutturduktan sonra yeniçeri ocağına kaydolur. Orada da rahat durmaz ve cezalandırılır. Zamanın önde gelen eşraflarından biri tarafından kurtarılarak Yeniçeri esnaflığı yapmaya başlar. Damat İbrahim Paşa'nın açtığı zevk ve sefahat devrinden memnun olmayan bu yapılanları israf olarak gören bir kitle oluşmuştur. Damat İbrahim'in iktidarında gözü olan devlet adamları yeniçerilerin huzursuzluğundan da faydalanarak, isyankar yapıdaki Patrona Halil'i ayaklandırırlar. Dolduruşa gelen Patrona, propaganda yaparak büyük bir kamuoyu oluşturur. Padişah bile ona boyun eğer. Sadrazam dahil 37 kişiyi öldürtür. Lale Devri'ni sona erdirir. Devlete istediği adamları yerleştirir. Fakat kendi hiçbir mevki talep etmez. Amacı devletin tek reisi olmaktır. İsteklerini yerine getiren III. Ahmed'in de tahtan inmesini ister. III. Ahmed, tahtı I. Mahmud'a bırakır. Patrona artık kendisine mevki verilmesini ister fakat I. Mahmud, onun devlet düşmanı olduğuna karar verir ve öldürülür.
|
|
![]() |
|
|
|
|