AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Almanya yollarında...

Uzun ve yorucu yolculuğa birlikte çıktığımız sosyal gözlemci de sayılabilecek bir meslektaş, "Bu farklı" dedi bana, katıldığımız açılış töreni sırasında. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açılışını yaptığı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (ATDB) adlı örgüt, gerçekten de, bugüne kadar Avrupa'da yaşayan Türklerin çatısı altında buluştukları değişik kuruluşlardan her yönüyle farklı.

Örgütün kurucular kurulunda çoğu ya Almanya'da doğmuş, ya da küçük yaştan itibaren orada yaşayan hemen hepsi mesleklerinde başarılı kişiler yer alıyor. Kendilerine güvenleri, adında 'Türk' sıfatı bulunan örgüte 'Türkiye dostu' bazı Almanları almalarından da belli. Başkan Dr. Fevzi Cebe operatör doktor, yıllardır finans konularında uzmanlık da yapıyor. Kurulda avukatlar, finans danışmanları, cirosu yüksek şirketlerin sahipleri ya da dev firmalarda çalışan profesyoneller bulunuyor. Hepsi şakır şakır Almanca konuşuyor üyelerin...

Gözümüzü kamaştıran görüntü yıllardır Almanya'ya gidip geldiğimiz ve orada çeşitli Türk dernekleriyle yollarımız kesiştiği için... Kimseyi ve hizmetlerini küçümsemek aklımdan geçmez; ancak ATDB örgütü gerçekten hepsinden farklı. Zaten mantığı da öyle: Sınırlarımız dışındaki Türk örgütlenmelerinin büyük bölümü ideolojik temeller üzerine oturur; ATDB ise 'niteliği' esas alan bir örgütlenme tarzını benimsemiş...

Birkaç yıl önce, değişik dinî kurumları, araştırma enstitülerini kapsayan bir Almanya gezisi dönüşü, oradan yazdığım Kulis'lere de yansıttığım bir beklentime Türkiye'de destek arayışına girmiştim. Geniş bir bahçe içerisinde, dört-beş katlı bir konak düşünün... Ziyaret ettiğim bir araştırma enstitüsü öyle bir mekânı işgal ediyordu. Her yılı dört döneme ayırmışlar, her döneme 20 kadar düşünürü dâvet ediyorlar... O 20 düşünür gün boyu okuyor, yazıyor, birbiriyle fikir alış-verişinde bulunuyor, zaman zaman da bulguları veya tezlerini diğerleriyle paylaşıyorlar...

"İşte bizim de böyle bir yere ihtiyacımız var" demiştim.

O temennim Türkiye içindi, ama ATDB o temenninin hiç değilse mekân benzerini yine Almanya'da gerçekleştirmeyi başarmış. Avrupa'daki Türklerin yalnızca buluşma noktası yapmaz, mekânı sorunları tartıştıran ve çözüm arayan çalışmalara da tahsis ederlerse, Türkiye'yi bile etkileyecek bir büyük fikir hareketlenmesini başlatabilirler... Bunun için Türkiye'den beşerî desteğe ihtiyaçları da yok; Avrupa'da okumuş, iyi yetişmiş çok sayıda fikir sahibi profesyonel var çünkü...

AkParti bu yeni örgütlenmeye belli ki büyük önem veriyor. Başbakan Erdoğan'a Köln seyahatinde devlet bakanları Mehmet Aydın ve Ali Babacan ile birlikte partinin ileri gelenleri de refakat etti. Açılışa yalnız Köln ve Almanya'dan değil Avrupa'nın çeşitli köşelerinden aydınlar ve iş-güç sahibi insanlar da katıldılar. Akşam Gerhard Schröder'in onur konuğu olduğu yemekte ise seçkin bir grup bulundu. Avrupa'daki Türkler ile Almanların hararetli görüşmelerine Türkiye'den giden bizler de gözlemcilik ettik.

Türkiye ile yakınlaşması Almanya'yı siyasî bakımdan Türkiye'ye yaklaştırmış gibi. Alman halkı tam ortasından ikiye bölündü son seçimde; ortaya çıkan tablodan sağlıklı bir hükümet çıkarma imkânı yok. İki ana parti birleşecekler bir koalisyon hükümetinde, ancak aradaki ayrılıklar küçümsenmeyecek kadar fazla. Pazarlıklar iki noktada düğümlenmişe benziyor: Türkiye ve bütçe... Gelişmeleri Türkiye adına izleyen bir diplomat, "Herhalde, Türkiye konusunda dediğini yaptırması karşılığında, Sosyal Demokratlar, koalisyon ortağı olacakları Hıristiyan Demokratlara, bütçede tâviz verecekler" diye özetledi son durumu...

Almanya'da politikacıların koltuğa sonuna kadar yapışma alışkanlığı yok. "Başarısızsın" denilen bir politikacı, ne kadar kıdemli olursa olsun, meydanı başarılı olacağına inanılan başkalarına terk ediyor; bir daha arkasına bakmamacasına... Schröder bugün o durumda; hükümet kurulduğunda içinde o olmayacak... Gazetelerin yazdığına göre, yakınlarına, "Benim mesleğim hukukçuluk; bir an önce avukatlık hayatıma dönmek istiyorum" diyormuş Schröder... Akşam yemeğinde de bilge biri gibi konuştu zaten...

Almanya'yı izlemekle görevli bir diplomat, "Burada böyle" dedi ve ekledi: "Eski politikacıları terk ettikleri sahneye bir daha çıkarma âdeti yok burada; her biri 80'li yaşlarına yakın veya daha yaşlı bir dizi eski politikacıları var... Weizcker, Schmidt, Genscher, Kohl gibi... Adamlar, önemli bir konu tartışma gündemine girdiğinde görüşlerine başvurulan birer bilge konumundalar... Ama o kadar..."

Daha önce de gümrük yüzü görmeden, yalnızca pasaportum gümrük görevlisince ellenerek Almanya'ya girdiğim geziler olmuştu. Bu defa, tıpkı bir AB üyesi ülke vatandaşı gibi girdim Almanya'ya; pasaportumu bile kimseye göstermem gerekmedi. Hiç de fena olmuyormuş...

Avrupa'daki Türk Demokratlara başarılar diliyorum.


8 Kasım 2005
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED