Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından açıklanan bildiride, İsrail'in Lübnan'da insanlık suçu işlendiğini, "işlenen bu devlet terörüne insanlık adına bu çılgın gidişe tüm dünyanın etkili şekilde dur demesi gerekmektedir."denildi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından açıklanan bildiride, İsrail'in Lübnan'da insanlık suçu işlendiğini, "İşlenen bu devlet terörüne insanlık adına bu çılgın gidişe tüm dünyanın etkili şekilde dur demesi gerekmektedir."denildi.

Dün olağanüstü toplanan İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan bildiriyle ilgili olarak Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış ve Komisyon Sözcüsü Milletvekili Attila Maraş basın toplantısı düzenledi.

Elkatmış, hazırlanan bildiriyi İngilizce olarak bütün ülkelerin parlamentolarına ve insan haklarıyla ilgili uluslararası kuruluşlarada gönderileceğini ifade etti.

Lübnan'dan insan hakları ihlallerini yeriden incelemek için bölgeye bir heyet göndereceklerini belirten Elkatmış, konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçtiklerini, en kısa süre içerisinde 5-6 kişiden oluşan heyeti bölgeye göndermek istediklerini kaydetti.

Komisyon tarafından dün hazırlanan bildiri ise Komisyon Sözcüsü Şanlıurfa Milletvekili M.Attilla Maraş tarafından okundu.

İsrail'in Filistin ve Lübnan'da yaptığı katliamlarla insanlık suçu işlediği, insan haklarını açık şekilde ihlal ettiğinin dünya kamuoyu tarafından bilindiği belirtilen bildiride, İsrail'in bugün bulunduğu sınırlardan kurtulup toprak genişletme hedeflerini gerçekleştirmek için 1967 yılında Golan'ı, 1973'de Gazze'yi işgal ettiği ve bu toprakların yerli halkını kovarak kendi halkını yerleştirdiği vurgulandı.

İsrail'in Lübnan'da işlediği vahşet ve devlet terörünün neticisinde son 3 hafta içerisinde binin üzerinde insanın öldüğü, 3 bin üzerinde kişinin yaralandığı, bir milyondan fazla insanın ise mülteci durumuna düşürüldüğüne işaret edilen bildiride, şöyle denildi: "Yoksa daha fazla insanın ölmesi Filistin ve Lübnan'ın haritan tamamen silinmesi mi bekleniyor? Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği, Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi ve dünya devletleri bu zulme ve vahşete neden susuyorlar ve kayıtsız kalıyorlar. Üstelik başta ABD olmak üzere bazı ülkeler bu katliamlara devlet terörüne maddi manevi ve silah yardımı yaparak destek vermeleri de İsrail'i daha da cesaretlendirmektedir"

İsrail tarafından Lübnan'ın gece ve gündüz sürekli olarak karadan, havadan ve denizden sivil hedefleri bombaladığı, çocukları kadınları, yaşlıları ve sivilleri öldürdüğü ifade edilen bildiride, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insanı yardım kuruluşularının konvoylarının dahi bombalandığı vurgulandı.

İsrail'in bir türlü ateşkese yanaşmadığı, uluslararası sözleşmeleri, ahlaki ve insani değerleri de hiçe saydığına isaret edileren bildiride, "İsrail bu haliyle insanlık suçu işlemektedir. Ortadoğu coğrafyasında işlenen bu devlet terörüne insanlık adına bu çılgın gidişe tüm dünyanın etkili şekilde dur demesi gerekmektedir. Özellikle uluslararası kuruluşlar acil olarak toplanaraka somut yaptırım kararları almalıdırlar. Hangi coğrafyada olursa olsun hiç kimse insanlık suçuna kayıtsız kalamaz." denildi.

Hizbullah'ın ve diğer örtgütlerin de kaçırılan İsrail askerleri serbest bırakmaları ve terör faaliylerine de derhal son vermeleri gerektiği belirtilen bildiride su görüşlere yer verildi: "Ortadoğu'da kan durmalıdır, durdurulmalıdır. Birleşmiş Milletler sessizliğini bozarak gerekenleri acilen yapmalıdır. Hiç bir ülke ve hiç kimse bu katliam ve vahşete seyirci kalmalıdır. İsrail'in bölgede toprak işgal ederek genişleme çabaları durdurulmalıdır. Ortadoğgu coğrafyasını kan gölüne çeviren sorumlular uluslarası savaş suçları mahkemesinde yargılanmalıdır. "