T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
K Ü L T Ü R - S A N A T 3 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Harakanî'nin romanı

Sadık Yalsızuçanlar, son romanı 'Cam ve Elmas'ta Harakanlı Ebul Hasan'ın hayatını, bir kameramanın tuttuğu tekke günlükleri üzerinden aktarıyor

Sadık Yalsızuçanlar'ın Cam ve Elmas romanı Harakanlı Ebul Hasan Hazretleri'nin hayat hikâyesi aktarıyor. "ben-anlatıcı"yla kurgulanan hikâye, anlatıcının gözlemleri ve izlenimlerinden devşiriliyor. Bir kameraman olan roman kişisi belgesel çekimi sırasında Harakan Dergâhı'ndaki izlenimlerini günceler biçiminde anlatırken çoğu zaman sembolik bir dile yaslanıyor. Kalp ve akıl açmazını de irdeleyen yazar, şeyhin hikmetli sözlerini, sırrın ifadesizliğini karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. Ebul Hasan Harakanî hakkında anekdotlar veren yazar, İbn Sina'dan Gazneli Mahmud'a, Beyazıd Bistami'ye dek kadar uzanıyor.

Romanın daha başında anlatıcının "Bir belgesel filmin çekimleri için bu şehre gelirken ne kendime bir yer, ne de kendimi bir yerde edinebiliyorum" di-yerek kendisinde bir anlamsızlık içinde bulunduğunu belirtiyor. Şeyhle görüştükten sonra ise çok farklı bir atmosferin içine giriyor.

TEKKE GÜNLÜĞÜ

Tekkede ilk gecesinde Harakanî şeyhini gören anlatıcı, sükûneti ilk kez o esnada fark ettiğini söylüyor. Aşk oduna girmiş olan anlatıcı, müşahedelerini güncelerine yazarak bir bakıma tekke günlüğünü de yazmış oluyor. İbn Sina'nın "o kalbiyle müşahede ediyor" dediği Harakanî'nin menkıbelerinin serpiştirildiği romanda dış gerçeklikle iç görünün de arasındaki perdeleri/mesafeleri dolaylı bir anlatımla sunuyor Yalsızuçanlar.

Anlatıcı Kars'tan çok farklı bir duygu/aşk yoğunluğuyla ayrılıyor. Gerek Harakanî'nin sözlerinin bıraktığı etki gerekse dergâhtaki şeyhin hikmetli sözleri kameramanı kalp diyarına çekiyor. İşte hikmetli ifadelerden bir bölüm:

"Gönlünü temizlemeyi dilediğinde sana yolunu gösterecektir. Korkma. Göremiyorsan da çekinmeden adımını at. Karanlığın içine adımını atınca yolun ilk ışığı yanar. Gönül O'nun yurdudur, onu arıt, O'na yakışır hale getir. Kalbinin arılığında dünyanın gizlerini keşfeden, gönül gözleri açık olanlar şöyle der: Eğer kulluk şevkinin mumu içinde yanmışsa bir kez, artık onu, mahrem olmayanlardan gizlemen gerekir. Işık gizli kalmaz lakin sen kendini gizlemeye çalışırsın. İçindekini görmekten korkma. Onunla yüzleş."

  • AHMET SAİT AKÇAY

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi