T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
E K O N O M İ 6 AĞUSTOS 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
  Favorilere Ekle
  Giriş sayfası yap

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fındık politikamız yok

MÜSİAD'ın Trabzon'da düzenlediği "Fındık ve Çay" panelinde Türkiye'nin fındık politikası olmadığı dile getirildi. Fiskobirlik eski Genel Müdürü Cemal Öztürk, "Karanlık odada fındık tanımı yapmaktan vazgeçilmesi gerekiyor" dedi

Fındıkla ilgili tartışmaların doruğa çıktığı bugünlerde, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Trabzon'da konuyu masaya yatırdı. Toplantıda konuşanlar karşılıklı olarak suçlamalarını sürdürürken çözüm yönünde önerilerin gündeme gelmemesi dikkat çekti. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, çay ve fındığın Trabzon'u yakından ilgilendirdiğini söyleyerek, "Fındık cari açığı azaltmaya faydası olan 2 milyar dolara yakın ihracat geliriyle çok önemli, ithal girdisi olmayan bir kaynak" dedi. Fındık konusunda milli politikaların oluşturulması gerektiğini hatırlatan Bolat, "Hükümetin, bugüne kadar yanlışlarını kabul ediyoruz, üreticinin çiftçinin yanında olacağı mesajını vermesi çok önemli" dedi

KARANLIK ODADA FINDIK TANIMI

Türkiye'nin fındığı ile dünyada lider durumda bulunduğunu hatırlatan Fiskobirlik eski Genel Müdürü Cemal Öztürk, ancak Kübalıların puroyu değerlendirdiği kadar iyi değerlendirmediğini söyledi. Türkiye'de konunun tartışıldığı zeminin kaybedildiğini belirten Öztürk, yıllardır aynı sorunların dile getirildiğinin ve üretici kesimle ihracatçı kesimin doğru çizgide buluşamadığının altını çizdi. Fındık rekoltesinin temel sorun olduğunu söyleyen Öztürk, Başbakan Erdoğan'a yanlış bilgi aktarıldığını savundu. Fındıkla ilgili tartışmaları Mevlana'nın fil hikayesine benzeten Öztürk, "Karanlık odada fındık tanımı yapmaktan vazgeçilmesi gerekiyor" dedi. Tartışmaların Fiskobirlik'in 2005 yılı ödemesi ve bu yıl için fiyat açıklanıp açıklanmayacağı üzerinde tyoğunlaştığını bildiren Öztürk, "Dünya piyasasında yüzde 70-80'i elinde bulundurduğun bir ürün hakkında politika yoksa ve tutarlı zemine oturmamışsa herkesin aynaya bakması gerekiyor" dedi.

SORUN FİSKOBİRLİK'E BIRAKILMAMALI

39 yıl boyunca devletin Fiskobirlik'i desteklediğini ve fındıkta fiyat açıkladığını belirten Öztürk, 2002'de ilk kez devletin fındık aldığını kaydetti. 2003'de Fiskobirlik'in piyasa şartlarını kabul etmeyerek fiyat açıkladığını söyleyen Öztürk, o sene özel sektörün büyük zarar ettiğini aktardı. Öztürk, sorunlar için 140 milyon YTL'lik borcun ödenmesi ve 2006 ürün rekoltesinin devlet tarafından çözülmesinin Fiskobirlik'e bırakılamayacak kadar önemli olduğunu vurguladı. Cemal Öztürk, kooperatif birliklerinin düzenlenmesi için kurulan Yeniden Yapılanma Kurulu'ndaki bürokratların konuyu bilmediklerini şu örnekle gösterdi: "Üretici bu sene fındık ekmesin diyor. Fındık patates değil ki bir yıl ekip diğer yıl ekmesin." Fiskobirlik'in iki senedir genel müdürünün olmadığını söyleyen Öztürk, 2000 yılından beri bir tek uzman alınmadığını söyledi. Fındık ihracatçıları adına söz alan Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Türkiye'de her zaman fındıkta üretim fazlasının olacağını söyledi.

Gücün yoksa söz hakkın yok

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener MÜSİAD GİK toplantısındaki konuşmasında,"Lübnan'da Filistin'de işgalciler, masumlara yönelik katliam görüntülerini sergili- yor. Dünya da 'Bunu durdurmak lazımdır' cümlesini telaffuz etmekte zorlanıyor, sadece siyasi değil ekonomik ilişkilerle yürüyor. Türkiye 3-5 trilyon dolarlık ülke olsaydı Ortadoğu'da 'kim ne diyecek' diye sorardı" dedi.

Bazıları kriz merkezi gibi

MÜSİAD Genel İdare Kurulu'nun Gala Gecesi'nde konuşan Ömer Bolat, istikrarın korunmasına sahip çıkılmasının üzerinde durdu. İstikrar zamanlarında ancak atılımların yapıldığını söyleyen Bolat, "Bazıları kriz üretim merkezi gibi çalışıyor, istikrar rahatlık rahatını bozuyor, Merkez Bankası Başkanlığı seçimi, Genelkurmay Başkanlığı gibi konularda krizler çıkarılmaya çalışıldı, 1,5 yıl varken Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışıldı" diye konuştu. Hükümetin bölgesel kalkınma ajanslarının kurulması, duble yollar gibi çalışmalarını desteklediklerini belirten Bolat, şu önerileri sıraladı: İstanbul Yaklaşımı adı altında büyük işletmelerde olduğu gibi KOBİ'lerin de borçları yapılandırılmalı. Rekabet için dış dünya ile üretim maliyetleri eşitlenmeli. Elektrikte ÖTV düşürülmeli ve TRT payı kaldırılmalı, zam yapılmamalı.

Çayda da sorun büyük

Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce, Türkiye'de yıllık ortalama çay üretiminin son yıllara kadar 750 bin ile 850 bin ton civarında seyrettiğini kaydederek, "2004-2005 ile girinceye kadar budama yapılmaması nedeniyle 1 milyon 100 bin ton rekolte oluştu. 2005 yılında bu rakam 1 milyon 195 bin rekolteye çıktı" dedi. Kurumun son yıllarda sistematik bir şekilde işlediği çay miktarını ve satışlarını artırdığını belirten Yüce, 2005'de 604 bin tonun tamamını sattıklarını söyledi. Yüce, "Artık siyasilerin çay parasını açıklayacağı dönem bitmiştir. Çaykur tarihinde ilk defa bu ay aldığı çayın parasını önümüzdeki ay ödeme başarısını gerçekleştirecektir" şeklinde konuştu. Ekrem Yüce'nin çizdiği olumlu tabloya itiraz eden Çay Sanayicileri Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Rahmi Üstün ise Çaykur'un işlediğinin dışında 680 bin ton yaş çayın özel sektör tarafından işlendiğini hatırlattı.

  • FAHRİ SARRAFOĞLU/TRABZON

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi