Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
İnsan Kaynakları
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun Kuzey Irak'taki Kürt bölgesiyle ilgili hazırladığı çarpıcı raporda Türkiye'de son dönemlerde ortaya çıkan bir çok çetenin bu bölgeye gönderilen gruplardan çıktığı ileri sürülüyor

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), Kuzey Irak'la ilgili hazırladığı raporda oldukça ilginç önerilerde bulundu. Danıştay saldırısı ve Atabeyler Çetesi gibi oluşumların kullandığı silahların Kuzey Irak girişli olduğu ileri sürülen raporda, Kürt peşmergelerini Türk askeri ve polisi eğitmediği için İsrail ve ABD'nin eğittiğini, bağımsız bir Irak Kürdistanı'nın ise Türkiye için tehdit olmak zorunda olmadığını belirtildi.

Kısa adı USAK olan kurumun hazırladığı "Irak'ın Kuzeyi: PKK Terör Sorunu ve Sınır Ötesi Operasyon Raporu"nda Türkiye'nin Kuzey Irak'a dönük söyleminde ve yöntemlerinde şartlar değişse de aynı tonun gözlendiğine dikkat çekildi.

BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN AVANTAJ OLABİLİR

USAK'ın hazırladığı raporda, bağımsız bir Irak Kürdistanı'nın Türkiye için tehdit olmak zorunda olmadığı iddia edilerek, aksine Türkiye için büyük bir avantaja da dönüşebileceği belirtildi. Türkiye'nin izlediği yanlış politikaları yüzünden Irak Kürtlerinin başka ülkelerin kucağına itildiği ve bu durumun Kürtlerde Türkiye'ye karşı kalıcı korkulara neden olduğu iddiasında bulunulan raporda, kısa sürede bu süreç tersine çevrilerek güven arttırıcı önlemlerin alınması öne-rildi. Raporda Türkmenlerle Kürtlerin çıkarları konusunda şu ifadeler kullanıldı: "Kürtler ile Türkmenlerin çıkarları zıt olmak zorunda değildir. Türkiye'nin çıkarı bu ikisinin olabildiğince yakınlaştırmaktadır. Ancak Türkiye'de bazı gruplar Kürt-Türkmen farklılığını olduğundan büyük göstermekte, bunu Türkiye'de iç siyasette malzeme olarak kullanmaktadırlar. Oysa ki Türkmen-Kürt farklılığına içeride yapılan her vurgu sadece Kuzey Irak'ta Türk çıkarlarına zarar vermekle kalmıyor, Türkiye'de de Kürtler ile toplumun geri kalanı arasında kutuplaşma tehlikesine neden oluyor. Türkiye'de Türk-Kürt kutuplaşmasının tarihte hiç olmadığı kadar Irak Savaşı'ndan sonra tehlike haline gelişi bunun bir sonucudur. (...)

GÖNDERİLENLER İÇ SİYASETE KARIŞIYORLAR

Türkiye Irak'ta Kürt ve Türkmen politikalarını dar bir gruba ve güvenlik güçlerine terk etmekten vaz geçmelidir. Şu haliyle Türkiye Türkmenleri bir arada tutamamakta, aksine parçalamaktadır. (...) Türkiye'nin Türkmenler ile ilgilenmek üzere bölgeye gönderdiği bazı kişi ve kuruluşlar buradan edindikleri mali ve siyasi gücü Türkmenler üzerinde kişisel ve ideolojik çıkarları için kullanmaktadırlar. Daha da kötüsü bu gruplar Türkiye'nin iç siyasetine karışmaya çalışmaktadırlar. Türkiye'deki çeteleşme hareketlerinde Kuzey Irak her geçen gün daha etkili bir hale gelmektedir. Danıştay Suikastı'ndan Atabeyler Çetesi'ne kadar bir çok olayda silahların geldiği, para değişiminin sağlandığı yer Kuzey Irak'tır.

Türkiye'de bazı gruplar ideolojik ve kişisel çıkarlarını sağlayabilmek için yabancı istihbarat birimleriyle bu bölgede görüşmektedirler. Türkiye Kürtler ile teması kesip, bölgede dış sorunlara odaklanmak yerine kendi içine kapandıkça buradaki mevcut gücü de dejenere olmuş şekilde iç politikasını olumsuz etkilemektedir.