T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Hüseyin HATEMİ

Zulmün zevali

İlâhî-Tabiî Hukuk'u terkedip Allah'dan kaynaklanan değerler yerine Karşı-Sözlük'ün karşı-değerlerini koyanlar, Batı-Doğu arasındaki manevî iletişim hattını çoktan bombaladılar. Esasen Ahd-i Atıyk'e Kitap'tan olmayan şeyler katanlar yolu kısmen hazırlamışlardı. Ne var ki Kitab'ın tamamını tahrif edemedikleri için bu gerçek âyetlerin furkanı ile, aklını ve gönlünü kullanan yine Doğru Yol'u bulabilirdi. En fazla kötüye yorumlayarak Deccallik yapacakları Yeşaya kitabı'nda bile Antichrist'in (Mesih-i Deccal) Karşı-Sözlüğü'ne karşı insanlar uyarılıyordu: Veyl onlara ki: şerre hayr, hayra şerr adını verirler, zulmeti nur-Nur'u zulmet kılmaya uğraşırlar, acıya tatlı, tatlıya acı derler! İşte bugün Materyalist Siyonizm'in yaptığı Deccallik önce böyle başlamıştır. Yaşaya Nebi'nin bu tebliğine, uyarısına rağmen Nur'a zulmet, zulmete Nur diyenler Yeşaya Kitabı'nı da alt üst etmişler. Bâbil Esareti'nden kurtulduktan sonra bu kitaba kin ve intikamın cümleleri doldurmuşlardır. Şimdi de azgınlığın doruğuna vardıkları için, Şabat oğlanı kıldıkları sözde Hıristiyan bazı Amerikalı çılgınlara özellikle İran Devrimi'nden sonra bu kin ve intikam hastalığını bulaştırmışlardır. Kitabindaki şu korkunç cümleye bakınız: (Yahudi olmayan halklar), yüzüstü yere kapanıp (Yahudilere secde edip) (Yahudilerin) ayaklarının tozunu yalayacaklardır! (Yeşaya, 49,23). İşte gerçek Ahd-i Atıyk'den kalan Zikr âyetlerine hiç bakmayıp, bu rezaletleri Allahsözü saymalarından dolayıdır ki, bugünkü azgınlıklarına ulaşmışlardır. Azanın zevali yakındır. Kur'an-ı Kerim'de buna benzer tek bir âyet olsa idi -estağfirullah!- uluslararası alanda kıyamet koparırlardı. Nitekim iş o raddeye geldi ki artık "Yahudi" demeyip "Musevi" demek bile "antisemit" sayılmak için gerekçe olabiliyor!

Yahudi ırkçıları, Yahudî olmayanlara ayaklarının tozunu yalatma zamanının geldiği kuruntusuna kapıldıkları son (50) yılda da önce ABD'yi ve özellikle çılgınlardan mürekkep bir sözde Hıristiyan grubunu ele geçirdiler. Avrupa Hıristiyanlığı içinde de, II. Vatikan Konsili ile İslâm'ın da "İbrahimî Dinler"den sayıldığını görünce Vatikan ve İslâm'a olan "geleneksel" kinleri büsbütün pekişti ve kökü Amerika'dan beslenen bazı Protestan kiliselerini Troya atı yöntemi ile içten fethettiler. Daha 1969'da Rene Pache; "İsrail'in Yazgısı" kitabında; Son Dönem'de Yahudi olmayan bütün diğer milletlerin Yahudiye karşı davranışlarına göre Tanrı tarafından hükmedileceklerini yazıyordu. Tanrı, Ahd-i Atıyk'in muhtelif yerlerinde Yahudiler'in; bütün milletlerin ensesinde boza pişirerek hıncını çıkarma yetkisini bu şirret ve şımarık seçkin ve gözde kavmine tanımıştır. (Rene Pache, La Destine'e d'Israel, Editions Emmaus, Vevey 1969). 1967 de başlayan bu şer ittifakı'nın Hıristiyan (!) tarafını uyutabilmek içinde şu çare bulunmuştur: Ensesinde boza pirişilecek ve esasen tamamına yakın bir bölümü yeni Hiroşima ve Genocide'lerle yok edilecek milletler, sadece Müslüman milletlerdir. Yoksa, Hıristiyanlar sadece ayak tozu yalamakla kalacaklar ve belki de (bu kısım açıkça söylenmez, fakat Hıristiyanların bu düşü yalanlanmaz ve onların hesabı sonraya bırakılır.), Yahudiler'in Hazret-i İsa'ya iman etmesi ile kölelikten de kurtulacaklardır.

İşin fenası, bu -hâşâ sümme hâşâ- âyet; Katolikler'in daha çok önem verdikleri "ekümenlik çeviri'de bile yer alır: bkz: Die Bibel, Einheitsübersetzung, Herder, Freiburg-Basel-Wien, 1998, La Bible, (Traduction Oecumenique), yeni bası 2004, Le Cerf 2004. Bizim Haliç Derya Arslanları; bu konuda hiç ses çıkarmaz, gerçek Hıristiyanlara karşı bağırıp çağırma marifet sanarlar. Önce Bush'a çok ciddî bir soru soruyorum: Armageddon yılı olan 2006 sona ermeden İran'ın hesabını görmeyi plânlamaktasın. Elinizdeki bu Kitab'ın tümüne inanıyor musun? Şu halde Olmer'in ayaklarının tozunu -Kristol ile birlikte- yalamaya hazır mısın? Fundamentalist Evanjelik dindarlığın, İblis'in bu emrini yerine getirecek kadar güçlü mü? Değilse, yoksa Mesih'e inanmayan bütün Yahudiler'in, Apokalypse (Ahd-i Cedid'in son kitabı) gereğince yok edileceğini mi düşünüyorsun?

Karşı-Sözlük tamamen terk edilmedikçe, insanlar arasında tam bir ilâhî sevgi kardeşliğinin sürmesine imkân yoktur. Mesih (A.S.) de böyle buyurmadı mı?

Allah beni her türlü ırkçılıktan ve bu arada Yahudi düşmanlığından da koruduğu için Allah'a hamdederim. Kitaplarına katılan şeytanî ırkçılık söylemlerinden haberleri bile olmayıp da Allah'a ve son güne iman ederek hayırlı, salih amellerde bulunan Yahudileri de elbette severim. Kur'an-ı Kerim'de zulmün, emperyalizmin, ırkçılığın ve antisemitizmin gölgesi bile olmadığı için'de Kur'an-ı Kerim'i tahrifden koruyan Allah'a hamdederim. Kimseye de zulmü reva görmem.

Yüce Sevgili, "Şiddetlen ey darlık, açılırsın!" buyurur. Beyrut'da, bütün Lübnan'da, bütün arzda zulmün şiddetlenmesi, sonunda Muztarr olanın Allah'dan yardım ve zuhur izni istemesine yol açacak, Rabbimiz de bu izni verecektir. (Em-men yucîbul-Muztarra izâ deâhu ve yekşif-is su'?)

Bu arada yitirilen "can parçaları"nın ecrini ve sabrını da Kerbelâ'dan ve Ulu Kurban'dan, Ulu Kurban'ın Küçük Ali'sinden alalım inşallah! Bâtıl (Bûş) yıkılıp gidicidir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi