T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 10 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mustafa KARAALİOĞLU


BM... İsrail'in halkla ilişkiler şirketi

Ortadoğu'nun iki önemli kriz merkezi Filistin ve Lübnan'da sistematik kıyıma dönüşen saldırılara karşı diplomatik cephenin neredeyse sahipsiz kaldığını söylemek abartı olmayacaktır. Bombardımanlar altında yok edilen ve sıradan vatandaşları öldürülen Lübnan ve Filistin'e politik destek vermenin hiçbir küresel mekanizması bulunmamaktadır. ABD ve İsrail'in insafından başka...

Aslında ortada açık bir insanlık suçu bulunduğu için, önlem olarak öncelikle İsrail hükümetinin düşürülmesi ve ardından bu ülkenin -Lübnan'ın değil İsrail'in- uluslar arası bir askeri güç tarafından durdurulması gerekiyordu. Uluslararası hukuk bunu emretmektedir.

Bu olmadığı gibi "hiç olmazsa bir ateşkes" sağlanması girişimleri de doğal olarak ciddiyetini kaybetti. O kadar ki, neredeyse Olmert yönetiminin yanlış bir şey yapmakta olduğu kanaati bile ortadan kalktı. Dünyanın zoraki tahammülü İsrail terörünü meşrulaştırdı.

İsrail dün bu güçle kara harekatını 30 gün uzatma kararı alırken, karar görüşmesinin hemen öncesinde telefonda ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın bulunması da yine doğal olarak kimseyi şaşırtmadı.

Birleşmiş Milletler zemininde sergilenen diplomatik temaslar artık tamamen İsrail'in halkla ilişkiler faaliyetine dönüşmüştür. Bir türlü çıkmayan ateşkes veya kınama tasarıları üzerindeki arkası kesilmeyen kelime oyunları, engellemeler İsrail'e öldürmek için zaman kazandırmakla kalmamakta, bu ülkeye açık bir destek de üretmektedir. ABD İsrail'in, BM de tamamen ABD'nin denetimine girmiştir.

ABD'yi dengeleyecek bütün ciddi başkentler de bu işe karışmamaları için aldıkları sıkı uyarılara harfiyyen uymakta, eylemsizliklerinden utanma gereği de duymamaktadırlar.

Yaz tatilindeki Avrupa diplomasisi sıcaklardan bıkkın, birkaç cılız demeç dışında olup biteni seyrederken katliam yolunun kilometre taşları ustalıkla döşeniyor. Lübnan'la en çok ilgilenmesi umulan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın son demeci de nihayet Avrupa'nın çaresizliğini ilan ediyor:

"Ateşkes çabalarından vazgeçmek ahlak dışıdır. ABD ile temaslarımız sürüyor."

Bu cümle, ölü sayısının bin 500'lere doğru ilerlediği saldırıların 28. gününde sarfediliyor. Belli ki bir etki sağlamak değil, sadece sırayı savmak için.

Öte yandan, BM merkezi oyalama konusunda o kadar ustalaştı ki Arap ülkelerinin temsilcisini dinlemek için bile randevu ancak verilebildi. İlk bombanın düşüşünden bir ay sonra...

Aynı teşkilatın bir de İnsan Hakları Konseyi bulunuyor ve o da Lübnan konusunu görüşmek için ilk kez yarın toplanma kararı alabildi. İsrali için yine de endişe edilecek bir şey yok çünkü, Konsey kararlarının bir yaptırımı bulunmuyor.

İsrail, Ortadoğu'da yaklaşık 50 yıldır öldürüyor ama bu kez uyguladığı yöntem daha sofistike... Çünkü son saldırılarda insanlığın bütün değerleri de en az Lübnanlı çocuklar kadar acilen yok edilmesi gereken hedefler arasında bulunuyor.

Değerler ve hukuk yok edilmeli ki, Yeni Ortadoğu çabucak şekillenebilsin.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi