T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 1 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
|
Kökleri Susurluk'a kadar dayanan 'çete' ve 'mafyoz' ilişkiler, adım adım cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşan Türkiye'nin son dönemine damgasını vurmuş bulunuyor. Danıştay saldırısı ile yeniden o 'karanlık mirası' tartışmaya başladığımız şu günlerde, ne yazık ki medyamızın yeni 'andıç kuşları', devletin bütün ünitelerinin şeffaflaştırılmasına bir türlü yanaşmıyorlar. Danıştay'a yapılan kanlı saldırının ardından 'çete' ya da 'örgüt' çıkacak diye, ülkemizin bu güzide 'andıç kuşları'nın adeta ödü kopuyor. Özellikle CHP'ye yakınlığı ile bilinen Hürriyet gazetesi, bir Danıştay üyesini katleden Alparslan Aslan'ın cinayeti, arkasında hiçbir örgüt olmadan tek başına işlediğini kanıtlamak için adeta bir seferberlik yürütüyor. Ama çeteler boş durmuyor. 'Andıç kuşları'na nazire yaparcasına, neredeyse Ankara'da her taşın altından yeni bir 'çete' çıkıyor. İşte önceki gün, Ankara'da 'çete' oluşumlarına üçüncü bir halka daha eklendi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekipleri, Pazartesi gecesi Eryaman'da bir eve yaptıkları baskında, aralarında halen orduda görevli olan bir yüzbaşı, bir astsubay, emekli subaylar ve sivillerin de bulunduğu 9 kişiyi C-4 patlayıcı ve el bombalarıyla patlayıcı yapımında kullanılan malzemelerle birlikte ele geçirdi. Kendilerini 'Atabeyler' olarak adlandıran bu 'çete'nin yakalandığı evde çok önemli dokümanlar ortaya çıkmış bulunuyor. Mesela, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Ankara Subayevleri'nde oturduğu evin krokisi, Terörle Mücadele Üst Kurulu'na ait önemli dokümanlar, çok sayıda kişiye ait resimler ve Terörle Mücadele Üst Kurulu Başkanı olan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün çok sayıda resmi. Anlaşılan 'Atabeyler çetesi', önemli bir operasyona hazırlanıyormuş. Çete üyeleri, bir operasyon anında buluşma şifrelerini bile belirlemişler. Mesela, çete mensuplarının buluşma esnasında, sağ elini cebinden çıkarıp başını kaşıması 'emniyet' işareti verilmiş anlamına geliyormuş. Çete mensupları, saatlerini de TRT 1'in saat göstergesine göre ayarlıyorlarmış. 'Atabeyler Çetesi'nin bir de 'yemin' metni var ki, muhteşem!.. "Biz Atabeyler Gerilla Grubu mensubu olarak, her zaman ve her şart altında ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını sonuna kadar savunacağımıza..." Ellerinde bomba, dillerinde Ergenekon şarkısıyla 'çete' yollarına düşen bu 'vatansever çocuklar'la Türkiye gurur duyuyor!.. Unutmadan söyleyelim ki, 'andıç kuşları' da gurur duyuyor... Yemin metninde de görüldüğü gibi, 'vatansever çete'miz 'ülkenin ve milletin çıkarları'nı sonuna kadar korumak adına, devletin önemli kurumlarını ve şahsiyetlerini gerektiğinde yok etmek için C-4 plastik patlayıcılar ve el bombalarıyla hazırlanıyor... Gördüğünüz gibi, 'andıç kuşları'mız Danıştay saldırganını 'çete' ve 'örgüt' bağlantılarından arındırmak için çırpınırken, 'vatansever çocuklar' aziz vatanımıza gül gibi bir 'çete' daha armağan etmiş bulunuyorlar. Umarız, 'andıç kuşları' bu çeteyi beğenmişlerdir. Eğer bunu da beğenmedilerse, şimdilik yapabileceğimiz başka bir şey yok, eldeki malzeme budur... Her ne kadar memleketimiz, 'çeteler' açısından münbit bir kara parçası üzerinde yer alıyorsa da, her zaman 'adrese teslim çete' bulmaz kolay olmuyor. Dolayısıyla, 'andıç kuşları'mız, mecburen sıradaki 'çete'nin vaktinin gelmesini bekleyecekler.
|
![]()
| ||||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |