T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 5 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
|
Bir şiire ideolojik dürtülerden ziyade, şiiri "şiir" yapan unsurlar ekseninde, yani kısaca 'estetik niteliği' gözeterek yönelmenin çok daha 'has', 'sahih' bir tutum olduğu hususunda onlarca yazı yazdım. Yalnız ben mi? Elbette değil! Dünden bugüne, "şiiri 'şiir' olarak algılamak" ve "şiire 'şiir' olarak bakmak" gerektiği, bir şiirin 'şiir değeri'nin şairinin dünya görüşü veya ideolojisinden kaynaklanamayacağı, şiirin estetik açıdan algılanması söz konusu olduğunda, şairinin dünya görüşünden de, ideolojik yaklaşımından da 'yalıtılması' gerektiği hususunda yüzlerce yazı yazıldı, görüş serdedildi. Bütün bunlar, şiirin bir dünya görüşü, bir ideoloji, farklı bir hayat kavrayışı taşıdığı 'olgusu'nu değiştirecek bir anlamı içermiyordu hiç kuşkusuz. Şairin dünya görüşü, elbette ve ister-istemez şiire 'sızacaktı'.. Ancak, hep verilen örnekte olduğu gibi, şekerin çayda erimesi nasılsa, öyle.. Şiirin estetik 'kıvamı'nı bozmadan, ince bir 'ayar' gözetilerek! Öte yandan, şiirin varlık bulduğu yegâne alan 'dil' olduğuna göre, bir şairin dil (Türkçe) hassasiyeti, bu bağlamda Türkçe'ye vâkî katkıları ve bu katkıların niteliği ve hacmi, örneğin ideolojik kimliğinden de, konumlandığı yerden de, yazdığı dergilerden de çok daha önem ve öncelik arz etmek durumundaydı. Bir şairin ideolojisini paylaşmayabilir, şiirinde içkin olan dünya görüşünü veya hayat kavrayışını benimsemiyor, ya da ne bileyim ben, yazdığı dergiye sıcak durmuyor olabilirsiniz. Oysa bütün bunlar, size, şairin şiir yoluyla Türkçe'ye yaptığı hizmetleri ve katkıyı bir kalemde silip atmak yetkisi vermezdi, vermemeliydi. Benim artık 'gevezelik' türüne soktuğum yukarıdaki 'söylem', sanıyorum günümüz şiir dünyasında kabullenilmiş, üzerinde mutabık kalınmış kimi olguları, temel dayanak noktalarını imliyor. (Veya ben öyle sanıyor(d)um.) Ne var ki; söz konusu 'kabulleniş'lere itiraz edip hazmedemeyen, 'mutabakat'ı bir türlü içine sindiremeyen görüş sahipleri hâlâ mevcut aramızda. (Onlar olmasaydı ne yapardık?!) Bunlardan biri de, şair Abdülkadir Budak! Budak, "Şiir Defteri 2006"nın şiir seçme kurulunda yer almış. Aynı kitapta şiirleri 'ayıklama', 'seçme' yöntemine ve günümüz şiir dünyasına dair görüşlerinin ifade bulduğu "Şiir'e Bir de Şair'den Bakmak" başlıklı bir değerlendirme yazısı da var. Yazısından anladığımız kadarıyla, Abdülkadir Budak, şiirde 1980 sonrası kimi oluşumlar bağlamında bazı şeylerden fazlasıyla 'rahatsız'! Yaklaşımına hakim olan genel anlayış ve algılayıştan hareketle, vardığım kanaati seslendireyim: Abdülkadir Budak, şiirde, 1980 öncesinin kaotik ortamını arıyor! Hani, şairlerin ideolojilerine, dünya görüşlerine göre saf tuttuğu, bir tarafın diğerini görmezden geldiği, tanımak istemediği ve dolayısıyla yok saydığı; hani, şiirin estetik kulvarlar dışında ideolojik algı mekanizmalarına göre 'değer' bulduğu, benimsendiği veya reddedildiği; hani, adına "Toplumcu gerçekçilik" denen ve esasen, bu toplumun ne sahih değer ve anlam dünyasıyla ve ne de 'gerçek'le, dahası 'hakikat'le ilgisi olan o ideolojik şiir tanımına sığmayan, uymayan şiirlerin eserden sayılmadığı... her bakımdan 'karanlık' bir dönem olan 70'lerin özlemi içinde! Zira, Abdülkadir Budak, mezkur yazısında şiirin 'poetik' sorunlarından ziyade, tipik siyasal/ideolojik şartlanmışlıkla, günümüz şiirinin 'sağcı'laşmasından, şiirin "giderek dinsel bir niteliğe" bürünmesinden ve "ağır metafizik kokular" yaymasından, dahası bunun 'belirleyici' olmasından, 'sol' bilinen kalemlerin sağ/islamcı dediği dergilerde şiir yayınlamasından vs. vs. dem vuruyor ve kendi deyimiyle "Laik kesimde bulunan bir şair olarak" siyasal/ideolojik açıdan taraf olmanın eskisi gibi herhangi bir 'şiir değeri' üretmemesinden duyduğu sıkıntı ve hazımsızlığı dillendiriyor. (Kısmetse haftaya, konuyu daha yakından, örnekleriyle ele almayı deneyeceğim.)
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |