T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 12 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ | ||
|
|
Pazar akşamı AKM'de "Birlikte Yaşama" konseri vardı. Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen konserin Genel Koordinatörü Abdurrahman Şen, Genel Sanat Yönetmeni Taşkın Savaş. Üç ilahi dinden, aynı makamda ilahiler... Sırasıyla Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık. İnancımız odur ki İslâm dini, kendinden önce gelen iki dini de tanıyor, onların hak din olarak geldiklerini kabul ediyor. Hıristiyanlık kendinden önce gelen Museviliği tanırken, İslâmiyet'i kabul etmiyor. Etse zaten Müslüman sayılacak kabul edenler. Yahudiler ise kendi dinlerinden sonraki dinleri gerçek din olarak görmüyor. Birincide yalnızca kendisi var. İkincide bir ve iki bulunuyor. Üçüncüde hepsi.
Üç dinin birleştiği nokta Allah ve ahiret inancı, ayrıldığı nokta Peygamber. Bu üç ilahi dinin inananları, birbirinin dinlerini tam anlamıyla tanımadıkları halde, nasıl oluyor da mış gibi yapıyorlar? Aslında burada söz konusu olan, harfi harfine "mış gibi yapmak" sayılmaz. "Senin dinin sana, benim dinim bana" makamıdır bu. Bir arada yaşama isteğinin tezahürüdür. Öyle ki, sadece üç ilahi kaynaklı dinin mensupları değil, farklı temellere dayanan inançlardaki insanların da, herhangi bir dine inanmayanların da hayat hakkı olduğunun kabul edilmesi sonucu ulaşılan noktadır, sözünü ettiğimiz yer. Ya çatışacağız, birbirimizin boğazına sarılacağız yahut herkesin inancında serbest olduğunu bilerek, nasıl isterse öyle yaşaması gerektiğini savunacağız.
Amma ve lakin hatta fakat... Bu dediğimizi uygulamak o kadar kolay değil. Çünkü idrakler kısmen sakat. Dünya üzerinde görülen bugünkü ve geçmişteki bütün kavgaların maddi ve manevi olarak iki büyük sebebi var. Biri din, diğeri para. (Bazen, birbirine karışıyor bu iki sebep.) Yine de barış içinde olmayı öncelikli bulanlar bir araya gelerek ilahi söylüyor, konser düzenliyor, paneller hazırlıyor, bildiriler yayınlıyorsa, bunun kıymeti bilinmelidir. "Sen beni tanımıyorsan ilahini de dinlemem toplantına da katılmam, zaten babanı da sevmezdim" tavrının sonunda varacağı yer, kanlı bir sahneden başka bir şey değildir.
Dünya denen yuvarlak üzerindeki hayatımız üç günlükse... Dün bir bugün ikiyse... Bir arada barış içinde yaşamaya ve saatimizi doldurup gitmeye bakmak en makul, en akıllıca olanı. İnternette bir adres var. Doğum tarihini gün, ay ve yıl olarak giriyorsun, ne kadar zamandan beri hayatta olduğunu gösteriyor. Kaç yıl, kaç ay, kaç gün, kaç saat, kaç dakika, kaç saniye, kaç salise... Her birinin toplamı ayrı gösteriliyor. O sayaçta, insanın toplam kaç salise yaşadığını tespit edebilmesi imkânsız. Öyle hızla ilerliyor ki... Değişen rakamları gözle takip etmek bile zor. İşte o hızla akan zaman içinde sürüklenip giderken, insanların birbirini din, mezhep, ırk farklılığı yüzünden yahut paraya dayalı olarak öldürmeleri, işkence etmeleri, en basitinden üzmeleri, bütün değerlere aykırı. Oysa temelde dinlerin gayesi insanı yaşatmaktır, öldürmek değil.
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |