T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S P O R 12 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Bambaşka bir Beşiktaş

Beşiktaş Başkanı, futbol hariç tüm branşlarda başarılı olduklarını belirtip, "Kuracağımız genç ve savaşan kadroyla Beşiktaş yine arka arkaya şampiyonluklar yakalayacak" dedi. Yıldırım Demirören, Metin-Ali-Feyyaz dönemindeki ruhu da yakalayacaklarını söyledi.

Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören caminanın yayın organlarından Serencebey Gazetesi'ne çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Demirören'in sözleri: "Futbol şubesi ve takım doğrudan bana bağlı olacak. Bundan sonra atayacağım menajer, hoca, ben ve gerekirse yönetim kurulundaki birkaç arkadaşla birlikte çalışacağız. Transfer konusuyla ben ve hocamız ilgileniyoruz. Gerekirse görüşmelerde yönetici arkadaşlarımızı devreye sokacağız. Futbol hariç yönetim kurulunu başarılı buluyorum. Amatör branşlarda basketbol başta olmak üzere çok başarılı sonuçlar aldık. Futboldaki başarısızlık ise geçmişteki çöküş ortamından kaynaklanıyor."

SAVAŞAN KADRO KURACAĞIZ

"Hocamızla beraber kurnacağımız genç, savaşan kadro en büyük ümidimiz. Önce savaşan bir takım oluşturulur, ondan sonra şampiyonluklar gelir. Beşiktaş forması için kalbiyle mücadele edecek genç oyuncular ve bunların yanında 3 tane tecrübeli yabancıdan oluşan bir takımla bir kaç sene içinde Beşiktaş yine arka arkaya şampiyonlukları yakalar. Bu hoca ve kuracağımız takım bizim için şanstır. Avrupa'da da başarılı olmak için elimizden geleni yapacağız. Takım içinde anlaşamayan oyuncular da vardı. Fakat bunların hiçbiri sahaya yansımadı. Yeniden Metin-Ali-Feyyaz dönemindeki ruhu yakalamamız gerekiyor. Bunu da gençlerlerle başarabiliriz."

En büyük hatamız çok acele etmek oldu

Camiada hem taraftar, hem yönetici, hem de başkan olarak bulunduğum için herkesin ne düşündüğünü iyi biliyorum. Bir camia düşünün, futbol takımımız ocak ayında şampiyon sayılıyordu ama nisan ayında seçime gitmek zorunda kaldık. Ne olduğunu anlayamadık ve herkes çökmüş ve ümitsizdi. O görev de bize verildi. En büyük hatamız şampiyonluğu yakalayacak bir takımı bir anda oluşturmaya çalışmaktı. Transferlerin zamanlaması konusunda da daha temkinli davranmamız gerekiyordu. Seçim dönemi Lucescu'ya 'Seçilme şansım yüzde 50. Sana garanti veremem' dedim. Herkes 'Demirören gönderdi' diyor ama senelik 3 milyon dolar gelir teklif edilince de 'Gidiyorum' dedi. Haluk Ulusoy'u seçimde destekledim. Beşiktaş'ın kaçan şampiyonluğunda federasyonun içindekilerin payı olabilir ama Ulusoy olamaz. Ulusoy'u Türk futbolunu en iyi şekilde idare edebileceğine inandığım ve akrabam olduğu için tercih ettim."

Artık kenetlenmeliyiz

Kongreye insanlar 'nasıl ve nerede kavga edeceğiz' diye gidiyor. Artık kenetlenmeli. Sonuçta birileri gelecek ve Beşiktaş'ı idare edecek. Ama ben gideceksem gelene destek olmak, yol göstermek zorundayım. Fakat biz geldik tek başımıza kaldık. Demokrasinin olduğu yerde karşıt görüşler ve bizden daha iyi düşünenler olacaktır. Bütün fikirlere açığız ama bunun kavga ile değil, konuşarak halledilmesi lazım. 2007'de ne şartta olursa olsun seçimlere gideceğim. Tabi ki 20 yıl kalmayı düşünmüyorum. Geçmiş yönetim yanlış yaptı diye suçlamıyorum ama yayın hakları ve kira gelirleri temlikteydi. Yönetici olmak yeni kaynaklar yaratabilmek, geldiğiniz yeri daha iyi yönetebilmek demektir."

Fulya Projesi'nde zararımız yok

Fulya'nın market kısmı için 20 yıllığına anlaştık. Avrupa'da tanınmış yabancı marketlerin kira kontratından dolayı aldığınız teminat mektubuyla gittiğiniz zaman bakışları çok farklı. 76 milyon dolar gibi bir gelir elde ediliyor. Bunun faizi düşünce bize 41 milyon dolar nakit para veriyorlar. Beşiktaş'ın burada 30 milyon dolar civarında zararı oluyor. Gelirin yüzde 75'i Beşiktaş'a akıyor. Beşiktaş her yıl 4-4,5 milyon dolar faiz ödüyor. Bunu 20 yılla çarparsanız 80 milyon dolar eder. Çeki kırdırdığımızda 30 milyon dolar zarar ediyor gibi görünüyoruz ama 50 milyon dolar kağıt üzerinde faizden kurtuluyoruz. Beşiktaş'ta 13 branş olacaksa sponsor bulmamız gerekiyor. Sahalara 100 dolarlık reklam alamıyorduk. BJK TV ilk yıl bir lira bile gelir alamayınca, işadamlarını reklam vermeleri için ikna edip, sonuç alabildik."

Maçlara Beşiktaşlı bakanlar da gelmeli

Beşiktaşlılık her şeyden önce dürüstlüğü, saygılı olmayı ifade ediyor. Malesef Beşiktaşlılar olarak fazla sesimizi çıkaramıyoruz. Bugüne kadar hep efendilik içinde arka planda durarak hareket ettik. Bundan sonra Beşiktaşlılık duruşunun önde olması gerekiyor. Sesimizi fazla çıkarmadığımız için azınlık kalıyoruz. Ben Ankara'da maça gittiğim zaman 5 tane Beşiktaşlı Bakan varsa hepsinin o maçta olması gerekiyor. Nasıl ki önümüzdeki dönem Genelkurmay Başkanlığı'na getirilmesi beklenen bir generalimiz ayağa kalkıp F.Bahçe'nin golünü alkışlıyorsa, Beşiktaşlının da bunu yapması lazım. Beşiktaş'ın hakkını yedirmemek için her türlü beyanatı vereceğim. Bunlar kamuoyunca bazen ters yöne çekilebiliyor. Beşiktaşlılığımızı koruyamıyoruz. En büyük eksikliğimiz bence bu."

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi