T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
E K O N O M İ 14 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yakında 'dünya piyasaları Çankaya'ya endeksli derler!

Yaşar
Süngü
Kulis
Bizim yerli rantiyeci 5 yıl önce faizden yüzde binlere kadar varan aşırı karlara alıştığı için şimdiki faiz gelirleri kendisine yetmiyor.

Yetmeyince ne yapıyor?

Dünya piyasalarında başlayan dalgalanmadan daha fazla kar etmek için iç piyasada hayali krizler üretiyor.

Çünkü üretim deyince anladığı sadece bu.

Yatırım deyince de faiz, döviz ve borsa üçgeninde dolaşarak elde ettiği karı anlıyor.

Piyasaları daha fazla karıştırarak cüzdanını haram para ile doldurmak için cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmasını o kadar çok kullanıyor ki çok yakında bunun dünya piyasalarını bile etkilediğini söylerlerse hiç şaşırmayın.

RANTİYE İSTİKRAR ORTAMINI SEVMEZ

Beğenelim beğenmeyelim bugün Türkiye'de tek başına bir iktidar ve bu iktidarla birlikte gelen bir istikrar var.

Bu istikrarla birlikte ekonominin verilerinde gözle görülür bir değişme yaşandı.

Kronik enflasyon bitti enflasyon tek haneli oldu. Perakendecilikte stok dönemi sona erdi.

Oto tamircisinin çırağının bile haftalığını ABD dolarına dönüştürdüğü bir dönem bitti. Halk kendi parasına güven duymaya başladı.

2001 krizinde yüzde binlere kadar varan gecelik faizler son iki hafta öncesine kadar yüzde 9'un altına kadar gerilemişti.

Vatandaş elini cebine atıp harcamaya başladı (gerçi bunda da ölçüyü kaçırdı ve aşırıya gitti).

Reel sektörde yatırımlar başladı. Yabancılar üretimde Türkiye'ye üs olarak kullanmaya başladı.

İstikrarla birlikte hükümetin de aldığı önlemlerle yatırım ortamı sağlandı.

Yıllardır kapısında beklediğimiz AB ile masaya oturduk.

Bütün bunlar halkı memnun ederken rantiyeciyi üzdü. Rantiyeci istikrarı sevmez. Sevmediği için de ortalığı bulandırmak için pusuya yatar. İşte ABD'den başlayan kriz Türkiye'de rantiyeciyi tekrar sahaya çıkardı.

Şimdi gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerin beslediği ABD ekonomisi çöküş sürecine girdi. ABD'nin bugün yaşadığı kriz kartopu gibi dolara endeksli dünya ekonomisini sallıyor.

ABD'nin faiz arttırarak ekonomik krizden kurtulamayacağına inanan yatırımcı sayısı arttıkça yatırım pozisyonları da buna göre şekilleniyor.

Bizim rantiyeci dediğimiz kesim ile rantiyenin ekmeğine yağ sürenler ne yapıyor?

Dış piyasalardan gelen rüzgarı içerde emerek hafifletmek yerine vantilatörlerle fırtınaya dönüştürmeye çalışıyor.

Ülkenin 4 yıldır kazandığı ekonomik değişimi baltalamakta mahzur görmüyorlar maalesef.

Oysa Türkiye'ye yatırım için gelen yabancı yatırımcılar bunun bir küresel kriz olduğunu ve diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de bu dalgadan olumsuz etkilendiğini ve bu dalganın kısa süreceğine inanıyorlar.

Bu amaçla da yabancı yatırımların gelişi sürüyor.


ABD'li 150 seramik ithalatçısı İstanbul'da

Küresel krize aldırmadan Türkiye'ye gelenler arasına ABD'li seramikçiler de katıldı. ABD'de faaliyet gösteren Seramik Karo Distribütörleri Derneği (CTDA) üyesi 150 seramik ithalatçısı, seramik sektörünün temsilcileriyle İstanbul'da bir araya geldi. Toplantıya Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de katıldı.

Seramik Federasyonu Başkanı Adnan Polat, sektörün 2 milyar dolarlık yıllık katma değeri ve 800 milyon dolarlık ihracatı ile kullandığı işgücünün 200 bin kişi olduğunu söyledi.


Bir köpük, mutlaka bir şekilde sönecek

Seramikçilerin toplantısında piyasalardaki çalkalanmayı değerlendiren Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, ''Bir köpük mutlaka bir şekilde söner. Türk Lirası aşırı değerliydi." dedi. Tüzmen'e göre, Türk Lirası'nın her yüzde 10 değer kazanması, ithalatda ekstra 5 milyar dolarlık bir faturaya neden oldu. Yani 5 milyar dolar daha fazla ithalat yapmamızı sağlarken ihracatı da geriletti. 2005 yılında 1 milyon 600 bin seviyesini koruyabilmiş olsaydık, ihracat 75 milyar dolar, ithalat 80 milyar dolar olacaktı.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


   İş'in Sırrı

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi