T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

Farklı bir analiz

Ayşe Kadıoğlu'nun Radikal İki'nin bir önceki sayısında yayımlanan "Gurur, korku ve inanç" başlıklı yazısı ülke siyasetine hâkim çizgilerin analizi açısından orijinal olarak niteleyebileceğimiz bir çerçeve sunuyordu. Kadıoğlu, yazının başlığını oluşturan kavramlardan hareketle ülkede siyaset denince akla gelen temel damarların aralarına koydukları farklılıklara rağmen siyaseti nasıl "aman ne bileyim işte, kim kazanırsa kazansın" dedirten bir "spor müsabakasına" dönüştürdüklerini güzel açıklıyordu doğrusu.

Kadıoğlu'nun üç siyasi damarı tarif etmek için "Gurur, korku ve inanç"dan hareket etmesi, ilk bakışta, siyasetin ve dolayısıyla demokrasinin "zihniyet(ler)"ten hareketle anlaşılması, açıklanması ve pratiğe dökülmesini talep etmek gibi bugün kimilerince çokça eleştirilen bir bakış açısını hatırlatıyor görünse de durum farklıydı.

Yazar sözünü ettiği üç hali siyasi partiler arasında şöyle taksim ediyor:

-"Gurur adı verilen duygusal olgu" üzerine siyaset yapanlar: "Esas adamlar" olan MHP ve "adam gibi adam" imajını pekiştirmeye çalışan genel başkanıyla DYP. Kadıoğlu bu cenahın hal ve gidişini "faşizan siyaset" olarak niteliyor.

-"Korku" üzerinden siyaset yapanlar: "Bu noktadan çıkarak yapılan siyaset, her ne kadar gurur olgusuna atıfta bulunsa da, aslında 'korku' üzerinden yapılan bir siyasete işaret ediyor." Bu siyasetin "aktörü" olan siyasi parti de CHP'dir. Kadıoğlu'nun CHP'nin sergilediği siyasete ad olarak da "otoriter" kavramını tercin ettiğini görüyoruz: "Ancak yüzünü kitle ruhu yerine devlete döndüğü için ona faşizan yerine otoriter demek daha doğru oluyor." Bu siyasetin "demokratikleşme savı"nın tarifi de hoş: "askeri üniforma üzerine giyilmiş fötr şapka"; yani o derece "inandırıcı".

-Gelelim üçüncü cenaha: "Siyasetin üçüncü odağında ise AKP ve muhafazakâr siyaset var. (...) AKP odaklı siyasetin temelinde 'inanç' var. Eğer AKP gerçekten bir muhafazakâr parti olarak yoluna devam edecek ise hukuk devleti ilkesine bağlı olması gerekir. Tarihte muhafazakâr partileri faşist partilerden ayıran en önemli olgu, hukuk devletine olan bağlılıkları oldu. Bugün AKP gurur ve korku siyasetinin dinamiklerine bigane kalamıyor, faşizan ve otoriter siyaset arasında gidip geliyor ve bu durum muhafazakâr bir parti olma iddiasını gölgeliyor."

Farkettiğiniz gibi, üçüncü cenaha ilişkin alıntıyı biraz daha uzun tuttum. Bunun nedeni (Kadıoğlu'nun da belirttiği gibi) "gurur" ve "korku" üzerine yükselen "siyaset"in aslında siyaset olmaması ve bu yola geleceğe dönük hiçbir umudun bağlanamaması. Oysa "inanç" temeli diğer iki "duygu" halinden farklı olarak "hak" ve "hukuk" ile yakından meşgul olmak zorunda bulunduğundan, bu temel üzerine yapılan siyasetin (eğer şaşırmaz ise!) "hukuk devleti" gibi olumlu bir hedefe kilitlenmesi mümkün. Yani "ucu açık" bir siyaset ve demokrasiyi bu cenah ile birlikte düşünüp-eylemek mümkün.

Kadıoğlu'nun meseleyi böylece toparladıktan sonra düştüğü önemli bir notu da aktaralım ki, bu sınıflamadan "en az yara" ile sıyrılan AKP bundan dolayı aşırı "gururlanmasın"!

Bu not da şöyle: "Siyasetin bütün odaklarından erkeksi bir koku çıkıyor. Sizi korkutan, gururlu ya da inançlı erkekler. Ağır ağır ve adeta nefes almanızı engellercesine siyaset yapıyorlar."

Biliyorum bu sözler çok yeni değil ama ne kadar doğru...

Son olarak da şu dilek: Bu yazıda karşımıza çıktığı gibi, genel manzaraya ilişkin farklı görüşlerin hızla çeşitlenmesini dileriz. Siyaset felsefecileri ya da siyaset bilimcileri ve sosyologlar gibi sosyal bilimciler bizi bize yeni kavramlarla daha iyi anlatabilmek için ellerini biraz daha çabuk tutmalıdırlar...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi