T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 14 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Anadolu Balkanlar'ı, Balkanlar Osmanlı'yı, Osmanlı da Avrupa'yı bugünlere taşıdı. Ömrünü Osmanlı tarihine adayan Prof. Dr. Halil İnalcık'ın her fırsatta vurguladığı gibi, Avrupa ülkelerinin kültürlerini, dillerini, sınırlarını ve varlıklarını korunmasında, üç kıtada yüzyıllarca söz sahibi olan ve ardında Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul'da yoğunlaşan, yüzyılların birikimi kültürle yoğrulan Anadolu'yu bırakan, Osmanlı devletinin vazgeçilmez bir yeri vardır. Balkanlar, Osmanlıların Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinde bir köprü işlevi görmüştür. Asya ile Avrupa'nın ekonomik, siyasal ve kültürel alışverişinde Balkanlar stratejik bir öneme sahiptir. Balkanlar farklı kültürlerin, farklı ırkların, farklı dillerin birbirleriyle hem yarıştığı, hem de çatıştığı bir coğrafya olmuştur. Balkanlar'da barış olmazsa, Avrupa'da da barış olmaz. Anadolu'nun olduğu kadar Avrupa'nın da geleceğini Balkanlar belirleyecektir. Balkanlar'ın tarihi misyonunu ve stratejik konumunu en güzel ve en kusursuz bir biçimde köprüler anlatır. Nasıl Vişegrad'taki Drina, Mostar'daki Mostar ve Üsküp'teki Taşköprü iki kültürü, iki dili, iki ırkı birbirine bağlarsa, Balkanlar da Doğu ile Batı'yı, geçmiş ile geleceği birbirine bağlar. Balkanlar'da köprü ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın olduğu kadar savaşsız bir dünyanın da simgesidir. Köprülerin varolduğu bir coğrafyada, kimse barıştan ümidini kesmez. Makedonya Üsküp'te, Hüsrev Emin, Leyla Şerif ve Süleyman Baki'nin gayretleriyle yayınlanan Kültür ve Sanat Dergisi Köprü, Anadolu ile Balkanlar arasında kültürel bağların geliştirilmesinde gerçekten bir sevgi köprüsü görevini yükleniyor. Anadolu'suz Balkanlar, Balkanlar'sız Anadolu, Avrupa'da bütün ülkelere güven ve ümit veren bir barış ortamı oluşturamaz. Dergi son sayısını "Balkanlar'da Osmanlı Medeniyeti"ne ayırmış. Balkanlar Anadolu'nun Avrupa'daki devamıdır. Doğu ve Batı Avrupa'daki Anadolu, Üsküp, Saraybosna, Şumnu, Gümülcüne ve İşkodra ile Berlin, Kopenhag, Amsterdam, Brüksel, Viyana, Paris ve Londra arasında ekonomik ve kültürel köprüler kurarsa, Osmanlı devletinin özgürlük odaklı, çokkültürlü yönetimini güncelleştirmeye çalışan Avrupa Birliği'nin odak noktalarından biri olur. Osmanlılar yüzyıllarca Avrupa ülkelerinin tarihinin belirleyicisi olmuşlardır. Yirminci yüzyılın başında İstanbul'a çekilen Anadolu insanı, aynı yüzyılın ikinci yarısında insangücü olarak Batı Avrupa ülkelerine açıldı. Osmanlılar Doğu Avrupa'ya gitmişlerdi. Osmanlı'nın mirası üzerine Türkiye'yi kuran Anadolu insanı, Balkanlar'ı aşarak Fransa, İngiltere, Avusturya ve Almanya'ya gitti. Avrupa Birliği ile Doğu ve Batı Avrupa'daki Türkler, aynı şemsiye altında buluşacaklar. Geçmişte Osmanlı'nın ulusüstü yönetiminde toplanan Balkan Cumhuriyetleri, yirmibirinci yüzyılda Avrupa Birliği'nin çatısı altında toplanacaklar. Türkiye Osmanlı'nın boş bıraktığı yeri doldurduğu ölçüde, Türk ve İslam dünyasının Avrupa'daki temsilcisi olacaktır. Avrupa yeniden çokkültürlülüğün vatanı olmaya adaydır.
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |