T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 22 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE | ||
|
|
Bir süredir Ankara'da, 'kapalı kapılar ardı' denilen dedikodu mahfillerinde çok 'derin konular' müzakere ediliyormuş... Dedikodular gazete köşelerine yansıyınca, doğrusu insan merak ediyor, kim bu 'derin abiler' diye... Kim bu 'gözlerden uzak', Türk siyasetine ilişkin 'derin' hazırlıklar yapanlar diye baktığımızda, tanıdık bir 'koro' ile karşılaştık. Koro şefi konumundaki zatı hepiniz tanıyorsunuz, Türk halkının gözlerinin içine baka baka "başörtülüler Suudi Arabistan'a gitsin" diyen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Ya diğerleri... Birinci sırada Demirel'in kankası Prof. Dr. Mehmet Haberal, ikinci sırada henüz Eskişehir'in dışına çıkamamış Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen... Üçüncü sırada ise, 1990'lı yıllarda Türkiye'yi dünyaya açan ve Türkiye'yi 'büyük rüyalar'a alıştıran 'devrimci' Turgut Özal'ın yanında bulunmuş ama bir kez olsun Özal'ı anlayamamış Yaşar Okuyan... Türkiye'deki 'siyasi istikrar'ı bir türlü içine sindiremeyen, bu yüzden de gözünü 'sandık dışı' arayışlara dikmiş cemaatin üyelerinin sayısı aslında bu kadarla sınırlı değil. Bunlar henüz çekirdek kadro. Mesela, Kamran İnan'ın çok parlak 'hayalleri' varmış. Hikmet Çetin, İlhan Kesici, Süheyl Batum gibi Türk büyükleri de, potansiyel başbakan adaylarıymış... Türkiye'deki 'istikrar'ın çanına ot tıkamak üzere yola çıkan bu 'Türk büyükleri'nin, üç temel hedefi varmış: 1. Bu yıl mutlaka erken seçime gidilmesi için siyaset üretmek. 2. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasını önlemek. 3. Seçimde, AK Parti'nin karşısında bir oluşumu meydana getirmek. Adından da anlaşılacağı gibi bu 'derin siyasi mutabakat' ekibi, sadece sağ ve merkezdeki Türk büyüklerinden oluşmuyor elbette. Düşüncenin esas mimarı Bülent Ecevit'miş. Gerçi o şimdi komada (Allah şifalar versin), dolayısıyla onun misyonunu eşi Rahşan Ecevit üstlenmiş... Bütün bu 'ulusalcı', sağcı, devletçi, tekaüt siyasetçilerin üzerine bir de, "Cumhuriyet sandıkta kaybedilmeyecek" diyerek 'antidemokratik' rüyalar gören CHP lideri Deniz Baykal'ı eklediniz mi kadro muhteşem oluyor... Hatta, 'postmodern darbe' döneminde göz yaşartıcı bir performans sergileyen '28 Şubat beşlisi'ndeki bazı sendikaları da eklerseniz 'derin ittifak' için karada ölüm yok demektir. Artık bu gemi 'demir almak' için hazırdır. Sadece küçük bir eksiği var, bugüne kadar Türk halkına kazık atmamış 'güvenilir' ve pırıltılı bir lider... Henüz bu lideri bulabilmiş değiller, bu yüzden de ülkedeki 'siyasi istikrar'a kazık atarak sonuç almaya çalışıyorlar. Bu ülkedeki, bazı tekaüt siyasetçiler, yarı aydınlar, boş işlerle uğraşan 'ulusalcı' azınlıklar gerçekten 'umutsuz' bir vak'a arzediyorlar. Galiba hiç geçmişten 'ders alma'yı beceremeyecekler... Türk halkı 3 Kasım seçimlerinde, Türkiye'yi uçurumun kenarına getiren bütün bu 'fitne fücur' anlayışa muhteşem bir ders vermedi mi? Türkiye'nin 'istikrarı'nı dinamitlemek için 'ittifak' mı yapılır? Ayrıca, her sabah kalktığında başka bir tarafa dönen, döne döne sonunda İlhan Selçuk ve arkadaşlarının modası geçmiş soluna 'iltica' eden Süleyman Demirel 'derin mutabakatlar' oluştursa, yeni 'ittifaklar' kursa ne olur ki...
|
![]()
![]()
| |||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |