T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 22 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE | ||
|
|
MÜSİAD Salı günü, her yıl yayınladığı ve hemen her kesimden ilgi gören yıllık ekonomi raporunu kamuoyu ile paylaştı. Raporun tümünün önümüzdeki günlerde ilgilenenler için MÜSİAD'ın web sitesinde (www.musiad.org.tr) yayınlanacağını biliyorum. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat'ın rapor ile ilgili basın toplantısı, medyada geniş yer buldu. Muhtemelen özet değerlendirmeler de okumuşsunuzdur. Raporun öne çıkan tespitleri, Türkiye ekonomisinin son birkaç yılda yaşadığı tecrübeyi farklı bir bakış açısıyla değerlendiği için oldukça kayda değer. MÜSİAD, öncelikle uygulamada olan programın büyük ölçüde istikrarı hedeflediğinin, yapısal reform adına sadece kamu kesimi ve mali piyasalara el attığının altını çiziyor ve gelinen noktada programın görmezden geldiği temel yapısal bozuklukların kalkınma sürecini baltaladığını ileri sürüyor. Kalkınma perspektifindeki bu eksikliğin istikrarı kalıcı kılma önünde ciddi bir engel olduğunu savunuyor. Bu çerçevede hükümetin özellikle bütçe ve kamu maliyesi alanlarında kamu disiplinini tesis etmede ciddi bir başarı kaydettiği kabul ediliyor. Keza 2001 krizinden en ziyade etkilenen mali kesimin rehabilitasyonu projesinde de önemli adımların atıldığı, getirilen yeni düzenlemeler ve denetim altyapısıyla sistemin gerçek anlamda finansal aracılık işlevini kazanma yolunda daha sağlıklı ve krizlere karşı daha dirençli bir konuma taşındığı ifade ediliyor. Bu kazanımlara rağmen özellikle ülke ekonomisinin temelini oluşturan reel kesimde enflasyon ortamının yarattığı menfi şartlardan bir çıkış stratejisinin oluşturulamamış olmasından da şikâyetçi MÜSİAD. Bugüne dek enflasyonist ortamda kayıtdışı kalarak hayatını idame ettirmiş olan reel sektörün istikrarın temin edildiği şartlarda rekabet edemediğini, verimlilik artışlarıyla sağlanabilecek kazanç potansiyelini sağlıksız ve ölçeksiz yapılar yüzünden etkin bir şekilde kullanamadığını ortaya koyuyor. Bu durumun neticesi işsizlik ve cari açık olarak karşımıza çıkıyor. Mayıs ayı başından itibaren yaşanan gelişmelere de değinen raporda, son gelişmelerin ekonomi üzerinde oluşan basıncı aldığı ve aslında muhtemel bir deprem riskini de önlediği öne sürülüyor. Küresel dalgalanmaların, henüz yapısal dönüşümünü tamamlamamış olan ekonomimiz üzerinde böylesi etkilerinin olabileceği ifade edilerek bunun, uzun vadeli duruş, değerlendirme ve beklentileri revize etmemizi gerektiren nitelikte olmadığı belirtiliyor. Başkan Bolat'ın ifadesiyle, "enflasyondaki iki-üç puanlık bir sapma veya bir miktar sermaye çıkışı, Türkiye için bir kriz belirtisi ve nedeni değildir. Zira Türkiye ekonomisi, bu tür dalgalanmaları rahatlıkla atlatabilecek donanım ve dirence sahiptir." MÜSİAD, söz konusu dalgalanma sürecinin kendi menfaatleri açısından kullanmak isteyen kesimlerden de rahatsızlık duyduğunu açıkça ifade ediyor. Programdan herhangi bir sapma olmamasına rağmen hükümete bu yönde yapılan eleştirilerin anlamlı olduğunu ifade eden Bolat, "Türkiye'nin yüksek faiz ve borç sarmalından çıkması adeta istenmiyor," diyor. Yaşanan sürecin aşılmasında çözümün tek bir yerden beklenmemesi gerektiğini de savunan MÜSİAD, "Türkiye ya bu tümseği elbirliği ile aşarak özgürlükçü demokrasi ve piyasa ekonomisine dayalı gelişimine devam edecek, ya da defalarca görüldüğü gibi son yılların kazanımları heba edilecektir," sonucuna varıyor. Hepimiz bu bilincin tüm kesimler tarafından benimsenmesini temenni ediyoruz.
|
![]()
![]()
| |||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |