|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 1 MART 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Büyük büyük okyanuslarda yaşayan bir canlı mı bu? Nasıl bir varlık bu küresel balina diye soracaksınız sanırım. Sorun, sorun. Çünkü her soru, hakikatin keşfi için önemli bir ipucudur. Ben de yazıma sorarak başlıyorum. Yaşam tarzımızı sorgulamak için yola çıkan bir tabibin, bireysel ve toplumsal bulgulardan hareketle dünya sistemini oluşturduğu farklı bir kavramsal yapı çerçevesinde eleştirisi nasıl olabilir? "Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir?" adlı kitaptan (bkz. s.72-73) hemen aktaralım somut bir nitelemeyi: "Sıradan bir tamirci çırağının bir elinde yabancı sigara, diğer elinde cep telefonu... Aldığı üç kuruşu bunlara yatıran bu insanlar kimin için yaşıyor? Bu insanların yaşam tarzları nasıl sağlıklı olsun? İnternetten, TV ve yayın organlarına, cep telefonuna kadar teknoloji ürünlerinin yan etkilerinden korunma bilgi ve iradesinden yoksun kitleler, küresel balinanın ağzına doğru mutlu bir şekilde yüzen balık sürüleri gibi. Küresel balinanın ağzına doğru mutlu bir şekilde yüzerken mide ve bağırsaklarına doğru yol aldığımızı göremiyoruz. Küresel balina yutma ve sindirme işini çok iyi biliyor. Hayatı kolaylaştıran asansör, taşıtlar, cep telefonu ve koltukta geçen uzaktan kumandalı yaşamın, kas gücünü eriterek bizleri yağ tulumuna çevirdiğinin farkında mıyız? Sunulan yaşam tarzını mutlu bir şekilde yaşıyoruz. Hamburgerleri zevkle ısırır, buz gibi kolayı zevkle içer, sigaradan derin bir nefes çekerken, cep telefonuyla konuşurken insanlar mutlu olmuyor mu? Mutlu bir şekilde hastalığa koşarken de, tedavi olurken de küresel balinayı besliyoruz." Yazar, kitaptan aktardığımız bu enstantane de "küresel balina" kavramını tecessüm ettiriyor, okuduğumuz üzere. Kanımca küresel göz, küresel imparatorluk kavramları da eş anlamlı kavramlar gibi kullanılıyor kitapta. Bu anlamda, küresel sistemin kişileri ve toplumları biçimleyici özelliğini öne çıkararak, bireysel iradelere hükmetme niteliğini keskin dille analize yöneliyor, Doç. Dr. Kemal YEŞİLÇİMEN, "Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir?" adlı kitabında. Geleneksel pirinç esaslı beslenme tarzıyla metabolik sendromdan korunarak sağlıklı yaşayabilen Çin Halkının yeni açılmaya başlayan 30 bine yakın fast-food saldırı üstlerinin etkisiyle kuş gribine yakalanan tavuklar gibi sapır sapır döküleceğini öne sürüyor, yazar. Sağlıksız yaşam tarzını terk etmeyi, önce bir beyin kurgusu olarak başarmanın gerekliliğini kabul etmeliyiz. Zaten yazar da bu vurgunun önemini çarpıcı bir şekilde dillendirmeyi amaçlamış kitabında. Kitapta verilen rakamlarla üretilen fikirler örtüşüyor. Okuyucularımız hiç zorlanmadan "metabolik sendromu" çok iyi tanıyacaklar ve korunabilecekler. 140 sayfalık hapkitap niteliğindeki kitabı, Hayykitap yayınlamış. Fiyatı 5 YTL. Tel: 0.212.352 00 50, faks: 0.212.352 00 51. <www.hayykitap.com>. Yerken, içerken sağlıksız yaşam tarzımızı terk etmeyi ve sömürülmemeyi kolay tahlillerle öğrenebiliyor, sağlıkta da ekonomiyi kolay başarabiliyoruz, bilinçlenerek.
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |