Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bu yaşananlar bize Türkiye'yi yönetenlerin artık dalalet sınırını aştığını gösteriyor. Bugün Türkiye yöneticileri artık dalalet aşamasını geride bırakmıştır" dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin bu kadar boynu bükük, bu kadar sahipsiz bir tabloya hiç gelmediğini, bu sahipsizlik tablosunun Türkiye'de çok tehlikeli bir boşluk yarattığını söyledi. Baykal, "Bu yaşananlar bize Türkiye'yi yönetenlerin artık dalalet sınırını aştığını gösteriyor. Bugün Türkiye yöneticileri artık dalalet aşamasını geride bırakmıştır. Anlatabiliyor muyum" diye konuştu.

Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya bütün insanlığın Nevruz'unu kutlayarak başladı.

ÇANAKKALE RUHUNA EN BÜYÜK İHANET

Baykal, Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünde Şehitler Haftası'nın anıldığını anımsattı. Çanakkale'de "Bizim bu coğrafyadaki varlığımızı sona erdirmek isteyen büyük bir tertibe karşı bir ulusun özgür yaşama iradesi çıkmıştır" diyen Baykal, Çanakkale etrafında saptırma çabalarının ısrarla sürdürüldüğünü belirtirken, "Çanakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal'i yok sayma, inkar etme arayışı şeklinde kendisini gösteren çarpıtmalara da asla izin vermeyeceklerini" söyledi. .

AK PARTİ TÜRKİYE'Yİ KUŞATIYOR

Baykal, Türkiye'de bir süreden beri çok tehlikeli bir kadrolaşmanın iktidar tarafından sistemli bir şekilde yürütülmekte olduğuna dikkat çektiklerini ifade etti.

TÜRKİYE'Yİ YÖNETENLER DALALET SINIRINI AŞTI

Baykal, Nevruz kutlamalarında PKK bayraklarının taşındığını, güvenlik güçlerinin çaresiz kaldığını belirtirken, ülke gündeminde Genelkurmay'ın Van Savcısı'nın iddianamesi karşısında yaptığı açıklamanın olduğunu anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkeste bu memleket nereye gidiyor, buraya nasıl gelindi sorusu. Ülkeyi yönetenler yasaların uygulanmasını talep etmekten aciz. Yasalar ihlal ediliyor meydan bomboş böyle bir tablonun içindeyiz. Türkiye'nin bu kadar sahipsiz kaldığı bir dönem hiç yaşanmamıştır. Böyle bir sahipsizlik ortamından geçiyoruz Genelkurmay bildiri yayınlamak durumunda kalıyor, şu manzaraya bakın. Rencide olmuş bir Genelkurmay, kim rencide ediyor? birisi, bir iddianame, bu iddianamaye kim hazırlıyor? hazırlayanın arkasında kimler var. O iddianame neyi temsil ediyor. Yargı bağımsızlığını mı?

Şimdi yargı bağımsızlığı bu iddianameye karşı Genelkurmay bir tepki yayınlayınca yargı bağımsızlığı diyor bazıları. O iddianame yayınlandığı anda yargı bağımsızlığı sorunu ortaya çıkmıştı. O iddianame değil rektör yargılanmaya başladığında Türkiye'de bir yargı bağımsızlığı sorunu ortaya çıkmıştı. Bir birimizi aldatmanın, oyun oynamanın bir anlamı yok. Şimdi çıktı Genelkurmay 'bu hukuki değil, siyasi bir iddianamedir' diyor. 'Bu iddianamenin arkasında acemi bir savcı vardır diyemezsiniz' diyor. 'Bu işin arkasındakileri anayasal sorumluluk taşıyanlar ortaya çıkarmalıdır' diyor. Kim ortaya çıkaracak, kim o anayasal sorumluluk taşıyanlar? Ben bunları haftalar önce söyledim, sivil darbe dedin diye eleştirdiler. İyi... sivil darbe demeyeyim, bu içine girdiğimiz tablo ne peki?"

Baykal, Türkiye'nin terörle mücadele konusunda yapması gerekenleri bir kenara bıraktığını, terörle mücadele konusunda bir kafa karışıklığının Başbakan düzeyinde kendini gösterdiğini savunurken, "Üzülerek söylemek zorundayım güvenlik güçleri çaresiz, birbirine düşmüş durumda. Kurumsal olarak birbiriyle çekişir, çatışır bir noktada. Bu noktaya Türkiye bilerek mi sürükleniyor, bilmeden mi sürükleniyor. Türkiye bu kadar boynu bükük, bu kadar sahipsiz bir tabloya hiç gelmemişti. Bu sahipsizlik tablosu Türkiye'de çok tehlikeli bir boşluk yaratıyor. Bu yaşananlar bize Türkiye'yi yönetenlerin artık dalalet sınırını aştığını gösteriyor. Bugün Türkiye yöneticileri artık dalalet aşamasını geride bırakmıştır. Anlatabiliyor muyum" diye konuştu.