T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 MART 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ali BAYRAMOĞLU

Asker açıklaması: Yeni bir sorun

Genelkurmay Başkanlığı, Org. Büyükanıt dosyası hakkındaki kararını dün bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Beklendiği gibi Genelkurmay Başkanlığı, Org. Büyükanıt hakkında soruştura açılmasına gerek görmedi ve izin vermedi.

Ne var ki bu açıklama, iddianameyle başlayan süreçte yeni ve bir sayfa açtı.

Zira bu açıklama Büyükanıt'la ilgili soruşturmaya neden izin verilmediğini anlatmakla yetinmemiş. Askerin siyasi alana, hatta devlet alanına yaptığı yeni "sorti"yi ifade etmiştir.

Nasıl?

Açıklamayla askeri otorite;

1. Şemdinli iddianamesinin geneline yönelik "kapsayıcı bir tutum" almıştır.

2. Savcı, hatta "yargı sürecine sert eleştiri ve suçlamalar"da bulunmuştur.

3."Soruşturmaya gerek görülmeyişi"ni, Silahlı Kuvvetler'in ve Jandarma Teşkilatı'nın sistem açındaki özerk konumunu doğrulayarak gerekçelendirmiştir.

4."Büyükanıt'ın Ali Kaya iyi çocuktur" sözlerininin, yargıyı etkileme kastı taşımadığını belirterek, bu kez tüm bir yargı sürecini hüküm vererek, yani onu ikame ederek etkilemeye soyunmuştur.

5. Yargı sürecinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ni örselemek hedefi güttüğünü ifade ederek, "ordu politikalarına yönelik eleştirilerin üzerini örten suçlayıcı ve popülist savunma üslubunu, yani askeri örseleme, terörle mücadeleyi zaafa uğratma tabirlerini bu kez sisteme yönelmiştir".

Sorun önce şekli açıdan karşımıza çıkar...

Hukuk zemininde kalınacak olursa şurası açıktır:

Anayasal bir kurum kanunların kendisine verdiği yetki çerçevesinde bir mensubunun yargılanmasını reddedebilir, ancak bunu talep eden makamı ve organı suçlayamaz, zan altında bırakamaz ve yıpratamaz...

Açıklamayla yapılan budur.

Nitekim açıklamada yer alan, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bazı mensupları hakkında görevi kötüye kullanma, rüşvet, kaçakçılık gibi çok ağır suçlamalar yapılarak vahim bir hukuki hata işlenmiştir..." ya da "bir Cumhuriyet Savcısı belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmıştır..." gibi ifadeler, iddiaları keyfi olduğu vasayılan bir iddanamenin hazırlayıcısını yine kanıtsız ve elinde tutuğu güce dayanarak keyfi bir şekilde mahkum etmektedir.

Ve bu noktada eleştiri ve suçlama kaçınılmaz olarak savcıyı aşmakta ve yargıya yönelmektedir...

İlginç ve çelişkili bir şekilde açıklamada "Türk Silahlı Kuvvetleri hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına yürekten inanan bir kurumdur" denmektedir.

Ne var ki suçlama konusu ve suçlayan kurum hakkında hüküm verip, bu hükmün icaplarını uygulaması için hükümeti ve Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırmak, bu yapılmadığı takdirde bu kurumların zan altında kalacağını ima etmek, hukukun üstünlüğüne uyan ve yargı bağımsızlığına yürekten inanan bir kurum ve bakışın işi olamaz...

Özetle yapılan bir savunma ya da makul bir açıklama değil, tersine zimni olarak agresif ve güce dayalı siyasi bir çıkıştır...

Açıklamanın şekli yönü böyledir...

İçeriğe gelince mesele daha vahim bir görüntü almaktadır.

Şemdinli iddianamesinin üç yönü vardır.

İlk yön Büyükanıt'la ve kimi generallerle ilgili olan kısımdır...

İkinci yön Şemdinli olaylarının bizatihi kendisi, olaydaki bireysel ve kurumsal sorumluluklar, dahası sorunlu, tehlikeli ve gayrimeşru bir kamu asayiş politikalarıdır.

Üçüncü yön ise, bu ikincisiyle ilgili olarak asayiş birimlerinin operasyondan istihbarata örgütlenmesi, örneğin jandarmanın, alan genişletme, yetkilerini aşması meselesidir.

Son iki yön son derece ciddidir ve "işin kalbi"ni oluşturmaktadır...

Şemdinli dosyasını gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur ve bu açıklama bu yönde bir ilerleyiştir.

Jandarmanın, terörle mücadele yöntemlerinin, iç güvenlik yapılanmasının özü, yarattığı tahribat, yol açtığı kaçaklar son derece önemli bir konudur. Tartışması ve üstünün örtülmesi engellenemez.

Açıklama ne yazık ki bu yönde de bir ilerleyiştir.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi