Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv
Favorilere Ekle
Giriş sayfası yap

Yeni Şafak'ta Ara

ABD'de 11 Eylül saldırılarıyla ilgili yargılanan tek kişi olan Fas asıllı Fransız Zekeriya Musavi'nin idam cezasına değil de ömür boyu hapse mahkum edilmesi gerektiğine karar verilmesinden sonra Musavi, "Ben kazandım. Amerika, sen kaybettin" diye bağırarak salondan ayrıldı.

Kararın okunmasına kadar sessiz kalan ve özel bir heyecan belirtisi göstermeyen Musavi, mahkeme salonundan ayrılmadan önce ve jüri üyeleri gittikten sonra, "Amerika, sen kaybettin. (Savcılar) Raskin ve Novak, siz kaybettiniz. Ben kazandım" diye bağırdı.

"TERÖRİZMLE MÜCADELEYE DEVAM"

ABD Başkanı George Bush yaptığı açıklamada,"Bu davanın sona ermesi, bu dosyanın sonu anlamına geliyor, terörizmle mücadelenin sonu değil. Topraklarımızı 11 Eylül'de vuran düşman hala etkin ve Amerikalıları öldürmeye kararlı. Teröristlere karşı saldırılarımıza devam edeceğiz" dedi.

Bush, jürinin idam cezası yerine ömür boyu hapis cezasında karar kılmasına ise yorum yapmadı ve "Bugün bütün düşüncelerimiz, 11 Eylül 2001'de en yakınlarını kaybeden ailelerle birlikte" demekle yetindi.

"Musavi'nin masum Amerikalıların ölümüne açıkça sevindiğini" belirten Bush, 11 Eylül'de ölenler ve acı çekenler için ulus olarak ağlamaya devam ettiklerini belirtti. Teröre karşı savaşta birçok zafer kazandıklarını ifade eden Bush, "Ancak daha yapacak çok iş var. Amerikan halkının güvenliği ve özgürlük için mücadelede çabalarımızdan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Bush, "Güven duyabiliriz. Davamız haklı ve sonucu açık: Adalet kazanacak. Son sözü söyleyen kötüler olmayacak. Bu büyük ulus galip gelecek" ifadesini kullandı.

"İDAM EDİLSEYDİ, DAHA DEĞERLİ OLURDU"

Dava sırasında tanık olarak dinlenen New York'un eski Belediye Başkanı Rudy Giuliani ise jürinin kararına katılmadığını, ancak Amerika'nın kazandığını söyledi.

Giuliani, MSNBC televizyon kanalına verdiği demeçte, kişisel olarak bu karara katılmadığını, ancak davayı adil bulduğunu belirtti ve "O, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu'na (FBI) yalan söyledi. Doğruyu söyleseydi, (saldırıları) önleyebilirdi. Bana göre, bu onu komplonun büyük bir parçası haline getiriyor" dedi.

Eski Belediye Başkanı, "Ama eğer sisteme inanıyorsak, paylaşmasak da sonuçları kabul etmeye yetkin olmalıyız. İdam edilseydi bu bana göre daha değerli olurdu. Ama en büyük değer, Amerika'nın ne olduğunu göstermektir. Bu gece Amerika kazandı. ABD, hukuk sisteminin değerini dünyanın gözleri önüne serdi" ifadesini kullandı.

"ADALET TECELLİ ETTİ"

Saldırılarda yakınlarını kaybeden ailelerin çoğu ise, mahkemenin kararının ardından adaletin tecelli ettiğini düşünüyor.

ABD Savunma Bakanlığı'na yönelik saldırıda eşini kaybeden Abraham Scott, jürinin verdiği karara tamamen ve kalben katıldığını ve adaletin tecelli ettiğini düşündüğünü söylerken, New York'taki ikiz kulelere çarpan uçaklardan birinde annesi bulunan Carrie Lemack, Musavi'nin ömrünün geri kalanını hapiste geçireceğini, Musavi'nin tam olarak bunu hak ettiğini belirtti.

Saldırılarda kocasını kaybeden Rosemary Dillard ise, bütün ailelerin bu kararı desteklemediğini, ancak Musavi'nin hapsedileceğini, özgür olamayacağını, bunun içinde jüri üyelerine müteşekkir olduklarını söyledi.

Saldırılarda kocasını kaybeden Lorie Van Auken, Musavi'nin sokaklarda dolaşmasını istemediğini, belirtirken, uçaklardan birinde oğlu bulunan David Beamer da, "Oğlum 33 yaşını göremedi. Ama jüri görevini yaptı" ifadesini kullandı.

Alexandria Federal Mahkemesi'nin jüri üyeleri, 37 yaşındaki Musavi'nin idam edilmesi yerine ömür boyu hapis cezası alması gerektiğine karar vermişti.

Musavi, 11 Eylül'den bir ay önce Ağustos 2001'de göçmen yasasını ihlalden polise yakalandığından beri tutuklu bulunuyor.

Usame Bin Ladin'in El Kaide örgütüne çalışan baş kamikaze pilotu Mısırlı Muhammed Atta yönetiminde eyleme hazırlandığı saptanan ve "en az bir insanın ölümüne neden olduğu kanıtlanan" Musavi, Nisan 2005'te mahkemede suçunu kabul etmişti.