T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 MAYIS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Haldun DOMAÇ

Rüzgar ve Tümer

Biri 23 yıldır bu kupaya hasret Fenerbahçe, diğeri sezonun çıkışı olarak bu kupayı gören Beşiktaş. Böylesine değer taşıyan maçta iki takımında ciddi bir mücadele içine girmesi ve birbirlerini zorlaması doğaldı. Ancak bu iki takım birbirleri kadar, doğa şartlarıyla da mücadele etmek zorunda kaldı. İlk yarıda Beşiktaş, ikinci yarıda Fenerbahçe lehine esen rüzgar, sadece mücadeleyi zorlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda futbolun kalitesi ve skoru da doğrudan etkiledi. Nitekim maçın ilk yarısında Fenerbahçe alışılmış, çok paslı oyununu sergileme gayreti içine girerken, isabet yüzdesini yükseltemedi. Ayrıca 22 top kaybıyla oyun kurma başarısını da gösteremedi. Buna karşın Beşiktaş, önde baskı yapıp, Fenerbahçe'nin oyun kurmasını engellerken, pas hatalarına zorladı. Bu bölümde oyunun lideri Tümer'di. Son derece istekli ve agresif pres yapan Tümer, ilk golü serbest vuruştan atarken, Gökhan Güleç'in attığı ikinci golün mimarı oldu. Bu golün mimarlarından biri de topu kaptıran Tuncay'dı.

Tıpkı Tümer gibi Daum da onu affetmedi ve Fenerbahçe ikinci yarıya çıkarken Tuncay soyunma odasında kaldı. Alman hocanın rüzgarla birlikte oynarken, Tuncay ve Selçuk'un yerine oyuna Mehmet Yozgatlı ve Semih'le başlaması doğru bir karardı.

İkinci yarıda beklendiği gibi Fenerbahçe oyunu Beşiktaş sahasına yıktı. Anelka'nın soldan, Mehmet Yozgatlı'nın sağdan bindirmeleri Beşiktaş savunmasının iyice gerilemesine neden oldu. Bu bölümde Mehmet Yozgatlı, Tümer gibi gollerden birinin hazırlarken, mükemmel bir gol atarak, Fenerbahçe'yi skora ortak etti. Fenerbahçe'nin riskli oynadığı dakikalarda Aurelio'nun savunma arkasına sarkan Gökhan Güleç ve Bobo karşısındaki çabası, Beşiktaş'ın hızlı hücumlarını engelleyen faktördü. Fenerbahçe ikinci yarıda oyunu kopartmak adına çok fazla efor sarf etti. Ancak beklediği üçüncü gole ulaşamayınca yoruldu. Nitekim uzatmaların ilk yarısında yine rüzgarla oynamasına karşın, ikinci yarıda ki baskıyı yapamadı. Bunda Sergen'in oyuna girmesi, Tümer'in de top tutmasının payı büyüktü. Kuşkusuz maçın kırılma noktası Aurelio'nun oyundan atılmasıydı. Fenerbahçe 10 kişi kalınca klasik bir Deniz hatası Tümer'in yeniden sahneye çıkmasını ve Beşiktaş'a kupayı getiren golü kazandırmasını sağladı. Fenerbahçe, üst üste üç büyük maçın yükünü taşıyamadı ve 23 yıllık özlemine İzmir'de de son veremedi.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi