T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 4 MAYIS 2006 PERŞEMBE | ||
|
|
Kimileri milleti ahmak sayıyor. AKP'nin başörtüsü üzerinden oy hesapları yaptığını iddia ediyor. Siyasi partilerin işi oy hesabı yapmaktır. Oy toplamak için vaatler verilir. Halk teveccüh eder, bu partileri iktidar yaparsa, vaatlerin tutulmasını bekler. Vaatler tutulmuşsa ne âlâ. Yok, tutulmamış ve iktidar kendini açıklayamamışsa, oy kaybeder. Eğer milletin başörtüsü diye bir derdi varsa, herhalde oy kullanmaya gittiğinde siyasi partilerin bu konuda neler söylemiş olduğuna, neler vaat edip neler yaptığına bakacak, bir değerlendirme yapacaktır. İddia edildiği gibi, aslında başörtüsü gerçek bir mesele değil de, halkın başörtüsünü siyasi bir simgeye çevirmiş küçük bir azınlığın tantanası söz konusu ise ortada endişe edilecek bir şeyin olmaması gerekir. Tabii, eğer milleti ahmak yerine koymuyorsanız. Halk anlamaz, propagandaya kanar iddiasında iseniz, bu durumda sandığa, yani milletin iradesine karşı ciddi bir rahatsızlık duyuyorsunuz demektir. Bugün başörtüsünü kim gündemde tutuyor? Öncelikle yasaklar. Yasaklar olmadan önce başörtüsü problem miydi? Birileri çıkıp bu siyasi bir simgedir diyene dek başörtüsünü siyasete malzeme yapan çıkmış mıydı? Yasakları tesis edince mesele çözülmüş mü oldu? Olmadı ki, başörtüsü siyasetin konusu olmaya devam ediyor. Başörtüsü yasaklarının meşruiyeti hâlâ tartışmalı. Problemin devam ediyor ve tartışma çeşitli platformlarda ele alınıyor olmasına rağmen, yine de bu kadar gündemde kalmasına gerek yoktu. Ancak birileri başörtüsünü gündemde tutmaya devam ediyor. Bu birileri, yasakların genişlemesini arzulayanlar. Bu amaçla kamusal alanı tekellerine alıyor, sözgelimi evinde örttüğü halde çalışırken başını açanlara ellerini uzatıyorlar. Yetmiyor, eşi başörtülüdür diye kamu atamalarını engellemeye çalışıyorlar. Bugün başörtüsü üzerinden kim siyaset yapıyor Allah aşkına? Erdoğan mı, yoksa işi "Ya aç, ya terk et" noktasına dayandıran Demirel mi? Hükümet mi başörtüsünü siyasete alet ediyor, yoksa "İrtica geliyor" tehdidi yapanlar mı? Tiksintiyle "Başı kapalı, ayakkabılarını da kapının önünde bırakıyorlar" mealinde yazı yazan beyaz Türkler mi, başörtüsü üzerinden kamuoyu oluşturmaya çabalıyor, yoksa baskılar karşısında başı kapalı eşini medyadan uzak tutmaya çalışan bürokratlar mı? Bugün Türkiye'de başörtüsü üzerinden siyaset yapanlar, kamuoyu oluşturanlar ve konuyu gündeme taşıyanların kim olduğunu herkes biliyor. Bu kesimler, bilinçli bir ayrımcılık politikası güdüyor. Meseleyi siyasi bir simge olarak sunuyor, ancak bu sunuma kendileri bile inanmıyor. Zira biliyorlar ki, başörtüsü aslında siyasi değil, kültürel bir simge. Bu çerçevede ifade edilmese de başörtüsü ve din; arabesk, Anadoluluk ve köylülükle aynı kefeye konuyor. Tüm bunlar, elinde viski bardağı tuttuğu halde adı Ahmet, Mehmet olanların görmeye tahammül edemedikleri, ama içlerinden de atamadıkları bir evhamın tedirgin edici yansımaları. Bu çevreler, toplumun değişiyor olmasından tedirginler. Tedirginler, çünkü kendi seçkin konumlarına bir halel gelmesinden korkuyorlar. O seçkin konumlarının, halkın ahmak kalmasına bağlı olduğunu; halk geliştikçe ve değiştikçe, kendi öz değerlerinden hareketle ürettiği alternatifleri sembolleştirdikçe milletin sırtından geçinme ihtimallerinin azalacağını düşünüyorlar. Bu çevreler, ellerinden gelse, başörtüsü gibi tehditlerin hepsini bir kaşık suda boğmak istemektedirler. Bunu yapamayacakları için, yapabildikleri şeyi yapıyor ve iktidar erkini kullanarak bunları toplumsal hayatın, dikkat buyurunuz kamusal alanın demiyorum, mümkün olduğunca önemli bir kısmından dışlayarak gözden ırak tutmak ve onları toplumsal bir baskı ve aşağılama yöntemiyle cezalandırmak yolunu benimsiyorlar. Bugün Türkiye'de uygulanan şeyin laiklikle bir alakası yok. Korku ve ayrımcılık üzerine otuyor başörtüsü düşmanlığı.
|
![]()
| ||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |