T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 MAYIS 2006 PERŞEMBE
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Vecdi AKYÜZ

Şehitliğin Ödülü ve Önemi-2

Şehitlerin ödüllerini; Yüce Allah'ın ifadelerine dayanarak, onların diriliği ve Allah tarafından bizim bilmediğimiz biçimde rızıklandırılışı, uhrevi ödülleri olarak da rahmet, bağışlanma ve Cennet olarak ele almıştık. Bugün ise onların memnuniyeti ve şefaat hakkı ile şehitlik değerindeki davranışları ele alacağız.

Şehitlerin Durumlarından Memnuniyeti ve Şefaat Hakkı

Şehitler, şehitlik mertebesinden ve ödüllerinden o kadar memnundurlar ki, dünyaya yeniden dönüp tekrar şehit olmayı arzu ederler. Bu durumlarını, Hz.Peygamber (s.a.), kendi temennisiyle birlikte şöyle açıklar: "Hiç kimse, Cennet'e girdikten sonra, bütün dünyaya sahip olması karşılığında bile, tekrar dünyaya dönmeyi arzu etmez. Yalnız şehitler, gördükleri hürmet ve kerametten dolayı, dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler." (Buharî, cihad, 6; Müslim, imâret, 29); "Vallahi ben, Allah yolunda cihad ederken öldürülmeyi, sonra diriltilip Allah yolunda yeniden öldürülmeyi, sonra tekrar dünyaya gelip yine Allah yolunda öldürülmeyi isterim." (Buharî, cihad, 7; Müslim, imâret, 103; Tirmizî, fedâilü'l-cihâd, 21)

Bir savaş sırasında, peygamberimizin yanına, henüz müslüman olmamış, tepeden tırnağa silahlı biri geldi. "Önce savaşayım mı, yoksa müslüman mı olayım?" diye sordu. Hz.Peygamber (s.a.), önce müslüman olmasını tavsiye etti. Adam müslüman oldu. Kısa bir süre sonra da şehit oldu. Hz.Peygamber (s.a.), onun durumunu, şöyle değerlendirdi: "Az çalıştı, çok kazandı." (Buharî, cihad, 13; Müslim, imâret, 44)

Şehidin âhirette yüksek derecelere erişmesi, ölüm sırasındaki acısından dolayı değildir: "Bir insan karıncanın ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar." (Tirmizî, fedâilü'l-cihad, 26; Nesâî, cihad, 135)

Hz.Peygamber (s.a.), âhirette yüksek mertebelere erişecek olan şehitlerin şefaat hakkı konusunda şöyle buyurur: "Şehit, ailesinden yetmiş kişiye şefaat eder." (Ebu Davud, cihad, 26)

Yüce Allah rahmetine, bağışlamasına ve Cennet'ine eriştirdiği şehitlerimizi, bizlere şefaatçi kılsın.

Şehitlik Değerindeki Davranışlar

Hz.Peygamber'in (s.a.) belirttiğine göre, şehit olmayı içtenlikle isteyip gidemeyenler de, bu iyi niyet ve samimi arzularının karşılığı olarak şehit sevabı kazanırlar: "Cihada gitmeyi çok istediği halde, bir sebeple gidemeyip rahat döşeğinde ölen kimse, savaşa katılmış gibi sevap kazanır." (Buharî, megâzî, 81; Müslim, imâret, 156-157, 159; Ebu Davud, vitr, 26)

Allah'a ve peygambere itaat etmek, şehitlerle birlikte olmayı sağlar: "Kim Allah'a ve peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve iyilerle (sâlihlerle) birliktedirler. Bunlar, ne güzel arkadaştır." (Nisa, 4/69) Buna göre, İslâm'ın hükümlerine bağlananlar da, diğer sayılanlar yanında, şehitlerle birlikte olacaklardır.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi