Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Borsa'nın iki günde yüzde 8 düşmesi, dövizin ve faizlerin ise yılın en yüksek seviyesine yükselmesi nedeniyle piyasalarda başlayan panik havası yerini sükunete bıraktı Ekonomi çevrelerine göre piyasalar spekülasyona prim vermedi

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Sosyal Güvenlik Yasası'nı veto etmesi sonrasında piyasada oluşan dalgalanma yerini yatay bir seyire bıraktı. Merkez Bankası Başkanı ve ekonomi çevrelerinden gelen açıklamalar ise Türkiye ekonomisinin bu tür dalgalanmalara karşı hazırlıklı olduğu ve piyasaların spekülatif panik hareketlerine prim vermediği yönünde birleşti. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, piyasalardaki dalgalanmanın dikkatli bir şekilde izlendiğini belirterek, "Biz zaten tedbirimizi almıştık. Ekonomi çizdiğimiz rotada gidiyor" dedi.

Döviz, faiz ve borsadaki iniş ve çıkışları; piyasaların gelişmelere göre kendi pozisyonunu alması olarak değerlendiren Yılmaz, 2001 ekonomik krizinin akla dahi getirilmemesini istedi. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Kelimeleri seçerek konuşuyorum. Hassas bir konu, yanlış bir anlaşılma ekonomiye zarar verir. Ancak, Türkiye çizdiğimiz rotada gidiyor. Gittiğimiz yol ise doğru bir yoldur." Piyasadaki dalgalanmanın geçici olduğunu kaydeden Yılmaz, "Biz zaten ona göre tedbirimizi almıştık" diye konuştu.

DALGALANMA GEÇİCİ

Yılmaz, "Merkez Bankası bu gelişmelere kayıtsız kalamaz. Volatiliteler (oynaklık) geçmişte de olmuştur, bugün de oldu'' dedi.

Piyasalardaki dalgalanmalara ilişkin bir soruya verdiği yanıtta Yılmaz, "Merkez Bankası ekonomik temellerden farklı olarak eğer bir gelişme olur ise buna bir reaksiyon gösterecektir'' derken, bugün itibariyle ekonomik temellerde bir değişiklik olduğunu düşünmediklerini söyledi. Bir gazetecinin "kurdaki dalgalanmaları gerilim noktası olarak görüyor musunuz'' sorusuna, uluslararası piyasalarda bir takım değişiklikler olduğunu ifade eden Yılmaz, likidite koşullarının bugün itibariyle değiştiğini, bugün itibariyle 10 yıllık kağıdın uluslararası piyasalarda faizinin yükseldiğini, bunun sadece Türkiye'de gerçekleşmediğini yanıtını verdi. Yılmaz, şöyle devam etti: "Bu diğer ülkelerde de oluyor ama bizde şiddeti biraz fazla oluyor. Bunun geçici olduğuna inanıyorum. Geçici olup olmaması durumuna göre de Merkez Bankası durumunu yeniden değerlendirecektir. Ama şunu söylüyorum; biz bunun geçici olduğunu söylüyoruz. Eğer kalıcı olur ise o zaman bizim elimizde asıl hedefimiz (enflasyonla mücadele) fiyat istikrarını sağlamak dolayısıyla bu hedefe ulaşabilmek için elimizde bulunan imkanları süratli bir şekilde kullanacağımızı söylüyorum''

Nisan ayı enflasyonunun yüksek çıkmasını bekleyip beklemediklerine ilişkin bir soru üzerine de Yılmaz, "biz ayakkabı, KDV ve gıda maddelerinde yanıldık'' dedi.

Bu nedenle bu kalemler yakından takip edeceklerini belirten Yılmaz, kısa ve orta vadeli enflasyon beklentisinde değişiklik olup olmadığına ilişkin bir diğer soru üzerine de şu anda kısa vadeli enflasyon beklentisinde bir değişiklik olmadığını söyledi. Enflasyonla ilgili tahminlerinin enflasyon raporunda yer aldığı şekilde bugün için geçerli olduğuna vurgu yapan Yılmaz, "Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bunları detaylı bir şekilde değerlendirmek durumundayız. Orta vadeli enflasyon hedefiyle ilgili durumumuzda da bir değişiklik yok'' dedi.

Normale dönecekti

Ekonomist Salih Neftçi, son günlerde piyasalarda yaşanan dalgalanmalar için "Aslında beklenmedik gelişmeler değil" ifadesini kullandı. Piyasada ciddi bir düzeltme yaşanacağı konusunda uzun süredir uyarıda bulunduğunu anlatan Salih Neftçi, "Gelinen nokta, son yılların aşırılıklarının bir sonucu. İster istemez normale dönüşle sonuçlanacak. Ancak bu normale dönüş biraz sert oldu. Kısa vadede fiyatların biraz toparlanmasını bekliyoruz" dedi.

Neftçi şunları söyledi: "Dün piyasaları alt üst eden gelişmeler aslında, Türkiye piyasaları kapalı iken Endonezya'da başladı. Bu ülkede dövize alım geldi, Endonezya parası yüzde 3 değer yitirdi. İki ülkenin para biriminin görünümü birbirine yakın. Her ne kadar gelişmeler en sert Türkiye'de hissedilse bile aslında yaşanan küresel bir çalkantı. Piyasalarda ortaya çıkan bu çeşit düzeltmelerin yaşanması aylar hatta yıllar alır."

Ekonomiyi soğutmalı

Merkez Bankası (MB) eski Başkanı Gazi Erçel, bu aşamadan sonra hükümetin tavrının en önemli konu olduğunu belirterek, piyasayı soğutucu önlenmelerin alınması gerektiğini söyledi. "Piyasalardaki bütün mesele fikirlerin değişmesi" diyen Gazi Erçel, şöyle konuştu: "Tabii ki petrol fiyatlarının da etkisi var. Ancak bununla ilgili olarak enerjide bir takım önlemlerin alınması gerekiyor. Bunun dışında cari işlemler açığınının en önemli nedeni yüksek büyüme hızlarıdır. Ekonominin fazla ısınmasına mani olacak önlemler alınması lazım. Tabi ki bu önlemlerin başında da faiz geliyor." Ekonomiyi soğutacak önlemler arasında yapısal reformların süratlendirmesinin de sayılabileceğini kaydeden Gazi Erçel, Merkez Bankası açısından da dövize müdahelelerin olmaması gerektiğini savundu.

Dalgalanma normal

Ekonomist Güngör Uras, son günlerde piyasalarda yaşanan hareketi, "Denizler dalgalanmadan durulmaz" sözüyle özetledi. Yüksek faiz ucuz döviz politikasının yanlışlığını vurgulayan Uras, düzeltmelerin devam etmesini beklediğini söyledi. IMF destekli politikanın yüksek faiz, ucuz dövize dayandığını, bunun da Türkiye'nin büyümesinin dövize ve ucuz ithalata dayandırdığını anlatan Uras, şöyle konuştu: "Bunun anlamı ihracattan ve üretimden vazgeçmektir. Saadet zincirinin kopmayacağını görmek enayilik olur. Kopacak ekleyeceksiniz. Aylardır uygulanan o yanlış politikanın alternatifi, ihracata, üretim artışına dayalı politikadır. Bu düzeltme gerekliydi, yapıldı ve gördünüz düzelme başladı, piyasalar tatmin oldu. Ben bir düzeltme daha bekliyorum yakında. Çünkü bugünlerde yapılan bu düzeltme, cari açığı, yani döviz açığını kapatmaz. Daha ciddi düzeltme gerekir. Ama paniğe gerek yok, Türkiye batmaz."