T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 17 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Kürtler: 'Dağlardan başka dostu olmayan millet' mi?

ABD Genelkurmay Başkanlığı, 20 bin askerin 48 saat içinde Basra Körfezi'ne intikali için birimlere talimat verdi. George Bush ya da Donald Rumsfeld'den emir alır almaz bu birlikler derhal harekete geçecek. Tabiî bu emre kadar Basra Körfezi'nde ya da İran içlerinde nasıl bir savaş yapılacaksa askerler ona göre hızlandırılmış eğitimden geçirilecek.

İran krizinin tırmanış grafiğine dikkat etmek gerekiyor. Rusya ve Çin, "BM Güvenlik Konseyi'nden İran'a saldırıya kapı aralayacak hiçbir karara onay vermeyeceklerini" açıkladı. O zaman, ne yapılacaksa Konsey dışında, ABD ve yakın çevresindeki müttefikleri tarafından yapılacak. Ne yapılacaksa şaşırtıcı biçimde yapılacak, beklenmedik anda yapılacak.

ABD ve İngiltere'nin İran içlerinde yürüttükleri örtülü operasyonlar devam ediyor. Belucistan'da Sünni örgütler İran askerleriyle çatışıyor. Arap nüfusun yaygın olduğu bölgelerde bombalı saldırılar düzenleniyor. İran Kürdistanı'nda PKK'nın yan kuruluşu PJAK üzerinden ABD'nin İran'a açık saldırılarını izliyoruz.

Amerika Irak-İran sınırında hazırlıklar yaparken, bölgeye asker yığarken, Ortadoğu'ya henüz göndermediği binlerce askerine çöl şartlarında savaş hazırlıklarını Haziran'a kadar tamamlama talimatı verirken, Türkiye, İran ve Suriye bölgede adeta gövde gösterisi yapıyor. Üç ülke, ABD'nin müttefik kabul ettiği örgütlere karşı Irak işgalinden bu yana en kapsamlı operasyonları yürütüyor.

Bir yanda PKK diğer yanda PJAK. Türkiye, İran ve Suriye'ye karşı aynı örgüt üzerinden bir yıpratma savaşı veriliyor. Diyelim İran ABD'nin hedefinde. Dolayısıyla Sünnileri, Arapları, Kürtleri ve Halkın Mücahitleri Örgütü'nü düşmanına karşı kullanıyor. ABD'nin terör üzerinden politika üretmesini, bir ülkeye karşı hazımlığını terör yöntemleriyle göstermesini bir yana bırakalım. Aynı örgüt nasıl oluyor da iki ülkeye karşı kullanılabiliyor? Diyelim PKK Türkiye'nin sorunu. ABD nasıl oluyor da müttefiki olan Türkiye'ye karşı savaşan bir örgüt ile düşmanı olan bir ülkeye, hem de Türkiye'nin komşusuna karşı işbirliği yapıyor?

Veya şöyle bakalım: Türkiye, yıllarca İran'ı PKK'ya destek vermekle suçladı. Hatta bu suçlamalar öylesine krizlere neden oldu ki, Türkiye'de rejim meselesiyle ilişkilendirildi. İran Türkiye'ye rejim ihraç etmek istiyordu ve bizi istikrarsızlığa sürüklüyordu. Bu nedenle diplomatik krizler yaşandı. Türkiye'de birçok insan, ABD ve İsrail'in provokasyonlarıyla mahkum edildi.

Aynı Türkiye şimdi PKK ile mücadelede en iyi işbirliğini İran'la yapıyor. İki ülke arasındaki güvenlik anlaşmaları aynen uygulanıyor. Ne gariptir ki, Türkiye ABD'nin PKK'yı Irak'ta barındırmasından şikayet ederken İran, ABD'nin bu örgütü kendine karşı kullandığından yakınıyor. Kim kimin düşmanı, kim kimin dostu? ABD'nin stratejik müttefiki (!) Türkiye, kendi sorunlarını ABD'nin düşmanı ve bir zamanlar bu sorunların kaynağı olarak gördüğü ülke ile çözme yoluna gidiyor. Ve iki ülke, 2003'ten bu yana ilk kez bu kadar geniş bir işbirliği ile PKK operasyonları yapıyor.

İran Irak topraklarını topçu ateşiyle döverken Kandil Dağı'nı Katyuşa füzeleriyle vuruyor. Kandil'in etrafındaki Kürt köyleri boşaltılıyor. Onlarca PKK'lı Türkiye'ye teslim ediliyor. Türkiye on binlerce askeriyle kendi topraklarını koruma altına alıyor, Kuzey Irak'a dar kapsamlı operasyonlar yapıyor. ABD ise sınır ötesi harekat yapmaması için Ankara'yı uyarıyor.

İran-Amerika çatışması şimdiden başladı. Kürtler üzerinden yürütülüyor. ABD müttefiki Kürt gruplar, İran-Amerika çatışmasının ilk kurbanları olacak. Irak ordusundaki Şii askerlerle Kürt askerler arasındaki çatışma, gerilimin Irak topraklarına nasıl yansıdığını ortaya koyuyor. Peki, İran ve ABD'nin Kürtler üzerinden yürüttüğü çatışma devam ederken, İran'a karşı ABD ile birlikte hareket edeceği varsayılan Türkiye'nin İran'la birlikte aynı düşmana karşı harekete geçmesi nasıl açıklanacak?

"Dağlardan başka dostu olmayan" Kürtler, bir büyük oyunun kurbanları mı olacak ve gerçekten bölgede dağlardan başka dostları kalmayacak mı? Peki onları bu kadar yalnızlığa mahkum edenlerin, bölge dışı güçleri dost kabul etmelerinden ne kadar şikayet hakkı var?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi