T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 17 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Son bir haftada piyasaların ateşi biraz ani olarak yükselince, siyaseti dangalandırmak için pusuda bekleyen çevrelerde de sanki bir 'sevinç havası' esmeye başladı. Bir anda, ortalığı 'komplo teorisyenleri' sardı sanki... Ülkede 'istikrar' oldukça varlık nedenleri ortadan kalkan, bu yüzden de 'istikrar'dan hiç hoşlanmayan bu çevreler, ekonomide işler bozuluyor diye adeta göbek atmaya başladılar. Kıyıda köşede 'kriz havası' bekleyen, özellikle de 'gizli-kapaklı' ortamlardan beslenenlerin sevincini anlamak mümkün. Ancak, bizatihi 'açık rejim'in, demokratik sistemin bir parçası olan ana muhalefet liderinin, 'yaşasın istikrar bozuluyor' diye sevinç gösterilerine katılmasını anlamak hiç ama hiç mümkün değil. Ana muhalefet partisi CHP'nin hükümetin icraatlarını eleştiriyor olması, son derece normal. Ama, memlekette 'ekonomik istikrar' bozuluyor ve Türkiye'ye güven azalıyor diye mutluluk şarkıları söylemek normal değil... Bakın Baykal, dünkü grup konuşmasında neler söylüyor: "Türkiye birdenbire, siyaseti güven veren istikrarlı bir ülke olmaktan çıktı. Anayasal sistemimizin en temel konularında tereddütler ortaya çıkmaya başladı. Birdenbire laiklik tartışmaları kendini gösterdi. Cumhurbaşkanlığı tartışması gündeme oturdu. Gelecekle ilgili kutuplaşmalar ortaya çıktı. Geride bıraktığımız kısa sürede Türkiye'de 5 milyar doların üzerinde kaynak dışarıya çıkmıştır." Son günlerdeki 'dövizde dalgalanma'yı başka hesaplara tahvil etmeye çalışanlara sert tepki gösteren Başbakan Tayyip Erdoğan ise şunları söyledi: "Dalgalı kur rejiminde devalüasyondan bahsetmek, en hafif tabiriyle cehalettir. Yok eğer cehaletten kaynaklanmıyorsa, o zaman bulanık suda balık avlama hesabında olanlar var." Dün itibariyle, piyasalarda ortaya çıkan tablo gösterdi ki 'dalgalı kur sistemi'nde işler böyle yürüyor. Bundan sonra da muhtemelen döviz zaman zaman yükselecek, zaman zaman da düşecektir. Önemli olan, ekonominin ve siyasetin kendi mecrası içinde akması, ekonomideki 'sistem'in muhafazasıdır. Ekonomideki birkaç günlük 'anormal nabız atışları'nın ardından, sonunda piyasalar sakinleşti. Bu arada hükümet, ekonomik program konusundaki kararlılığını, bir kez daha çok açık biçimde ortaya koydu. Devlet Bakanı Babacan diyor ki: "Hep de soruluyor, (acaba hani seçimler gelirken hani enflasyondan acaba bir fedakarlık mı olur, bütçe disiplininden bir fedakarlık mı olur?) Böyle bir şey yok. Hedeften sapmamız, taviz vermemiz mümkün değil. Buna biz hükümet olarak da izin vermeyiz, millet de zaten izin vermez. Onun için temel konularda, politikalarda asla taviz, asla değişiklik yok." Her ne kadar, 'puslu havalar'ın oluşması için ortalıkta dolaşanlar var ise de, ekonomi ve iş dünyası şimdilik 'istikrar'ın arkasında sıkı duruyor. Önceki gün akşam, Koç topluluğunun 80. kuruluş yıldönümü resepsiyonunda, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve eski başkanlardan Rüştü Saraçoğlu ile ayak üstü dövizdeki ateşi konuştuk. Gerek Durmuş'un, gerekse Saraçoğlu'nun endişeli bir hali yoktu, aksine son derece rahattılar. Merkez Bankası Başkanı Durmuş, küresel piyasalardaki hareketliliğin de etkisiyle zaman zaman bu tür dalgalanmaların olmasının normal olduğunu ve 'kur sistemi'nden asla taviz verilmeyeceğini söyledi. Bir gazetecinin, 2001 krizini hatırlatması üzerine, "O dönemi hafızamızdan silmeliyiz, şimdi yeni bir rotamız var, önemli olan bunun muhafazasıdır" dedi. Aynı şekilde Saraçoğlu da, endişeye gerek olmadığını, önemli olanın 'siyasi irade'nin bugüne kadar sürdürdüğü 'sağlam duruşu' sergilemesi gerektiğini söyledi.
|
![]()
| ||||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |