T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 23 MAYIS 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Nerede, ne olmuştu?

Türkiye'deki son olaylar hakkında konuştuğu bir Amerikalı, Milliyet'ten Yasemin Çongar'a, "Biz komplocu düşünmeye pek yatkın değiliz" demiş. Ben de çapımı aşan bu konuda tanıklıklara başvurmayı düşündüm. Daha önce yazılmış bazı metinlerden alıntılar sunacağım sizlere.

Yasemin Çongar

İlk alıntı kaynağım "NATO'nun Gizli Orduları" adlı bir doktora tezi (Güncel Yayıncılık). Daniele Ganser'in kitabında, Avrupa ülkelerinde faal bir örgütle ilgili ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Okuyalım:

FRANSA: Fransa İçişleri Bakanı'nın iddialarına göre, CIA ve MI6 (İngiliz istihbarat örgütü) sağcı Fransız paramiliterlerle birlikte Fransa'da 1947 yılında bir darbe gerçekleştirmeyi planlıyordu. Açıklamaların ardından çeşitli tutuklamalar ve soruşturmalar gerçekleştirildi. Tutuklananlar arasında Earl Edme de Vulpian da bulunuyordu. Vulpian'ın Fransa'nın kuzeyinde Lamballe yakınlarındaki şatosu 'Orman' nihai darbe hazırlıklarının karargâhı görevini görüyordu. Araştırma komisyonu üyesi Ange Antonini şatoda 'ağır silâhlar, savaş düzenleri ve operasyon planları' buldu. Planlar, Plan Bleu üyelerinin terör eylemleri gerçekleştirip bunların suçunu solcuların üzerine atma hazırlıkları yaptıklarını, böylelikle gizli savaşın esas bileşeni olarak Fransa'da halihazırda tırmanmış olan politik gerginliği daha da körüklemeyi tasarladıklarını ortaya koyuyordu. Askerî darbe koşullarını hazırlayacak olan bu 'gerginlik stratejisi' Yunanistan, İtalya ve Türkiye'deki gizli savaşlar sırasında da uygulandı. Fransız gizli servis uzmanı Faligot'un ifadesine göre, 'Kamuoyunun tepkisini çoğaltmak amacıyla de Gaulle'e suikast düzenleme planı bile yapılmıştı.' (s. 169)

İTALYA: Yarım kalan Tora Tora darbesi İtalyan solunu durduramayınca, CIA ve Nixon yönetimi bir kez daha endişeye boğuldu. 1972 genel seçimlerinde ABD destekli DCI (Hıristiyan Demokrat Parti) yüzde 39'luk oy oranıyla oyların yüzde 37'sini alan komünist PCI ve sosyalist PDI karşısında çok ufak bir farkla üstünlüğünü korumuştu. Bu, (..) ABD Büyükelçisi Graham Martin, Nixon'un emriyle, örtülü faaliyetlere, rüşvetlere, DCI'nin desteklenmesine 10 milyon dolar yatırdığı halde gerçekleşti. (s. 154)

BELÇİKA: Lekeu 1972'den 1984'e kadar Belçika Jandarması'nda görev yaptı. Ardından Florida'ya kaçtı. Gladyo belgeselinde zayıf İngilizcesiyle Belçika askerî gizli servisinin ve güvenlik aygıtının Brabant katliamlarıyla ilgisi olduğunu ifade etti. 'Adım Martial Lekeu, Belçika Jandarması'nda çalışmaktaydım. Belçika'yı 1984 yılı Ağustos ayında, çocuklarımın ölümle tehdit edilmesinin ardından terk ettim' diyordu Lekeu. '1983 Aralık ayı başında kendi kararımla, (Brabant) katliamını araştıran Wavre BSR'sine (Jandarma'nın bir kolu) gittim.' Lekeu katliamların güvenlik aygıtına dahil gruplarla bağlantısı olduğunu keşfetmişti. 'Hiçbir tutuklama gerçekleşmemesine şaşırmıştım ve olan biteni kendi kendime anlayabiliyordum -bu şekilde öldürmeye saygı duymamız bekleniyordu- insanları rastgele öldürmek veya bir süpermarkete girip insanları, hatta çocukları öldürmek. Sanırım 30 kişiyi öldürdüler. Gidip karşılaştığım bir beyefendiye şöyle dedim: 'Jandarma üyelerinin bu olaya karıştıklarının farkında mısınız?' Yanıtı, 'Çeneni kapa!' oldu. (..) Bana demokrasinin elden gitmekte olduğunu, solcuların iktidarda olduğunu, sosyalistleri ve böyle böyle şeyleri ve iktidarı istediklerini söyleyip durdular. (s. 259)

SONUÇ: NATO'yu içinden koruma stratejik mantığı, azımsanmaması gereken önemli bir konudur. Ancak Batı Avrupa demokrasilerinde, Washington ve Londra eliyle, AB ülkelerindeki çoğunluğun hâlâ inanmakta zorluk çektiği düzeylerde manipülasyonlar gerçekleştirmiş olması açıkça hukuk düzeninin çiğnenmesi anlamına gelmektedir. (..) Kimi operasyonlarda şiddete başvurulmuş, gizli savaşta kan dökülmüştür. Gizli savaşçılar trajik biçimde sağ kanat teröristlerle bağlantılıdır ve bu birleşim -Belçika, İtalya, Fransa, Portekiz, İspanya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerde- katliamlar, işkence, askerî darbe ve benzeri vahşi eylemlere yol açmıştır. (s. 433)

Manipülasyon, korku ve şiddet üçlüsünden oluşan yıkıcı sarmal, Sovyetler Birliği çöktükten ve gizli ordular açığa çıktıktan sonra da sona ermedi; aksine ivme kazandı. ABD'ye yapılan 11 Eylül saldırıları ve saldırıları izleyen 'teröre karşı savaş' korku ve şiddeti dünya çapında milyonlarca insanın bilincine taşıdı. (s. 436)

Milliyet yazarının konuştuğu Amerikalı'nın mantığı 'komplocu düşünmeye yatkın' olmayabilir; yukarıdaki tespitlerin sahibi İsviçreli zaten.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi