|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| S O N D A K İ K A | 30 MAYIS 2006 SALI | ||
|
|
Türk Hava Kuvvetleri 95 yaşında
Haşlanan patates kabuğu ve hayvan bacaklarından oluşan karışımla havalandırılan uçaklarla ulusal mücadelenin kazanılmasında önemli rol oynayan Türk Hava Kuvvetleri, Ulu Önder'in 'istikbal' olarak gösterdiği semalarda süpersonik (sesten hızlı) uçaklar ve en son teknolojiyle yetiştirilen pilotlarla, Türk ulusunun göklerdeki güvencesi olmaya devam ediyor.
Bu dönemde çeşitli savaşlarda kullanılan Türk uçakları Çanakkale, Filistin, Irak, Medine ve Kafkas cephelerinde görevlerini en iyi şekilde yaparken, Pilot Üsteğmen Ali Rıza, Çanakkale Savaşı sırasında bir İngiliz kruvazörüne taarruz ederken yaklaşmakta olan bir düşman uçağına ateş açarak, Türk havacılık tarihinde, düşman uçağını düşüren ilk Türk pilotu olarak yerini aldı. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından savaş süresince hava kuruluşlarında görev yapan Alman pilot ve teknisyenlerin ülkelerine dönmesiyle Türk havacılığı büyük bir yara alırken, elde az sayıda pilotla, savaş döküntüsü bir miktar uçaktan başka bir şey kalmadı. Bu sırada Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı başladı ve 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla yeni bir Türk devleti kuruldu. Yeni Türk devletinin ilk hava teşkilatının faaliyete geçirilmesinden sonra, eldeki kırık dökük uçakların onarılmasına ve bu amaçla malzeme temin edilmesine çalışıldı. Konya'daki hava istasyonu Anadolu'ya kaçıp gelen havacıların toplanma yeri durumuna getirildi. HAŞLANAN PATATES KABUĞU VE HAYVAN BACAĞI İLE UÇURULAN UÇAKLAR O dönemde çok zor şartlar ve imkansızlıklar altında zoru başarmaya çalışan kahraman Türk havacılarının bütün olanakları kullanarak uçakları uçurmak için yaptığı akıl almaz fedakarlıklar kaynaklarda şöyle anlatılıyor: "....Konya'daki kırık dökük uçaklar türlerine göre ayrılmış, biri sökülüp parçaları ötekine takılarak birkaç uçak kullanılır duruma getirilmişti. Bozulan uçakların onarımı için gerekli yedek parça olmadığı gibi ne bir uçak mühendisi ne de teknik eleman vardı. Bununla birlikte uçaklar bütün olanaklar kullanılarak uçurulmaya çalışıldı. Kanat ve gövdeler kaput beziyle kaplanıyor, tutkal ve çivilerle sağlamlaştırılıyordu. Kanat ve gövde bezlerini gerginleştirmekte kullanılan 'emayit' denen çok gerekli bir madde bulunamadığı için Konya'daki havacılar özel bir karışımla durumu idare etmeye çalıştı. Patates kabukları ve hayvan bacakları bir kazanda haşlanıyor, bunun içine kola ve yumurta konularak yeniden kaynatılıyordu. Karışım gerekli kıvamı bulunca soğutulup uçağın gövde ve kanatlarına sürülerek istenilen gerginlik ve kayganlık sağlanmaya çalışılıyordu. Kuru havalarda yararı görülen bu karışım, yağışlı ve nemli havalarda uçağın hızını azaltıyor, uçak kalkamıyor hatta bu yüzden kazalar bile olabiliyordu. Nitekim 29 Ağustos 1920'de Bursa'ya bildiri atmak için Eskişehir'den havalanan uçak, iki gün önce yağan yağmurun etkisiyle gövde ve kanat bezlerinin gevşeyip yayılması sonucunda düşerek parçalandı..." FRANSIZ TEMSİLCİSİNİN ŞAŞKINLIĞI Bir ulusun kaderini tayin edecek olan Kurtuluş Savaşı'nda ve öncesinde her türlü imkansızlığa rağmen çok önemli hizmetlerde bulunan Hava Kuvvetleri, İnönü Savaşı'nda da düşmanla olduğu kadar imkansızlıklarla da savaştı. Nitekim, İnönü zaferinden sonra Fransızlar tarafından barış görüşmeleri için gönderilen Franklin Bouillon, Yunan mezalimini görmek ve Batı Cephesini gezmek üzere Eskişehir'e geldiğinde, gövdeleri yama içinde, motorları kırık dökük ve kaportası patates suyundan yapılmış emayitle kaplı Albatros uçağını görünce (Ne delice kahramanlık! Elbette muharebeyi kazanırsınız, azizim!) demekten kendini alamadı. 7 YUNAN UÇAĞINI KAÇIRAN PİLOT: YÜZBAŞI FAZIL Kurtuluş Savaşı sırasında 21 Haziran 1921, Türk havacılığı için çok önemli bir gün. Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul'u bombalamak için havalanan 5 İngiliz uçağına karşı tek başına mücadele veren Yüzbaşı Fazıl, bu defa Kütahya'ya doğru gelen 7 uçaklık Yunan filosunu tek başına karşıladı. Makineli tüfekleri tutukluk yapmasına rağmen büyük bir kahramanlık örneği sergileyen ve yüksek hızlardaki 7 Yunan uçağını tek başına kaçıran Yüzbaşı Fazıl, ülke semalarının sahipsiz olmadığını düşmana gösterdi. İSTİKBAL GÖKLERDEDİR Ulusal bağımsızlık mücadelesinin her safhasında yer alan ve çok sayıda şehit veren Türk Hava Kuvvetleri, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan savaşlarında da tüm imkansızlıkların üstesinden gelerek Türk Ulusu'nun var olma mücadelesinde en ön saflarda yerini aldı. Yurt savunmasında hava gücünün etkinliğine herkesten çok inanan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, İstikbalin göklerde olduğunu, çünkü göklerini korumayan ulusların yarınlarından asla emin olamayacağını her fırsatta dile getirdi. Kurtuluş Savaşı'nın kahraman Türk havacıları, çoğu Birinci Dünya Savaşı'ndan arta kalan veya düşmandan ele geçirilen hurda uçaklarla, araç, gereç ve yakıt yokluğu içinde yurt göklerinin korumasını yaptı. Zor şartlar ve imkansızlıklara rağmen ulusal mücadelenin kazanılmasında önemli bir rol oynayan Türk Hava Kuvvetleri, 1 Haziranda kuruluşunun 95. yılını gurur ve şerefle kutlayacak. Büyük gelişim geçirdiği 20. yüzyılın ardından 21. yüzyılda Türk havacıları, artık haşlanmış patates kabuğu ile hayvan bacaklarıyla uçurulan uçaklarla değil, süpersonik uçaklar ve en son teknoloji ile yetiştirilen pilotlarla gökyüzündeki yerini alarak, Türkiye'nin göklerdeki güvencesi ve koruması olma görevini ilk günkü gibi en iyi şekilde yerine getiriyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün (Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya anık (hazır) kahramanlarımızdır. Büyük Millet, bu soyak (soylu) evlatlarıyla kendini mutlu sayabilir) diyerek önemini vurguladığı Türk pilotları, 21. yüzyılda en son teknolojik imkanları kullanarak Atatürk'ün 'istikbal' olarak gösterdiği semalarda ülkenin gurur kaynağı oluyor.
|
![]()
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |