T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 31 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

DUVAR PASI
Ali BAYRAMOĞLU

Milli Takım Terim'in deneme tahtası mı?

Dünya kupasını beklerken, yaz başı futbol günlerimiz Aziz Yıldırım'ın maceralarını takip etmekle, transfer dedikodularını okumakla ve en önemlisi milli takımın hazırlık maçlarını izlemekle geçiyor...

Terim'in yönetiminde milli takım şu ana kadar üç maç yaptı, dördüncü maç da bu akşam oynanacak...

Profesyonel izleyici de olmak zor iş...

Kimilerinin, örneğin Fatih Terim'in ne yaptığını, ne yapmak istediğini sadece izleyerek anlamaya çalışmak zorundasınız...

Belki de böylesi daha iyi.

Uzaktan izlemek, Terim'in ve diğerlerinin kafa karıştırıcı etkisinden de uzak durmak anlamına geliyor... Aksi halde gazetelerde ya da televizyon programlarında milli takımla ilgili Terim'in beyanatları dışında her hangi bir şey duymuş ya da okumuş olurduk...

Eylül'de Türkiye Avrupa Şampiyonası eleme maçları başlayacak. Tüm maçlarını ülke dışında, üstelik yarısını seyircisiz oynayacak...

Terim ise adeta bir kulüp hocası gibi, bir kulup takımını lige hazırlar gibi garip kadrolarla ve denemelerle zaman harcıyor.

Spor sayfaları istatikçileri şu rakamları veriyor:

"Son 5 maça Terim 45 isim çağırmış, 40 farklı futbolcu oynatmış..."

Sol kanatta olmadığını, olmayacağını bile onlarca kez seyrettiği oyuncuları sahaya sürüyor, Türkiye'de ne kadar adam varsa deniyor: M. Topuz, Uğur, Murat, vs. vs...

Bu da bir megalomani göstergesi olsa gerek...

Terim baştan "yaratmak", kurmak istiyor adeta...

Ama olmaz...

Yapılması gereken hazırdaki takımın üzerine gençleri monte ederek, onları, aynı ekibi sık bir arada oynatarak, hem sistemi hem birbirilerini benimsemeleri sağlamak değil midir?

Yılda beş-on maç yapacak bir takımla yeni futbol sistemi üretildiği görülmemiştir...

Tüm milli takımlarda görevli usta hocalar da bunu böyle yapıyor... Oyuncu seçiyor ve onlara birlikte oynamayı öğretiyor...

Bir antrenörün 4-4-2'nin bildik varyasyonlarından olan, kanatları daha etkin kullanmayı hedefleyen bir dizilişi 2-2-2-2-2 tanımıyla basına anlatıp, keyiften kendinden geçmesi belki kendi açısından eğlenceli olabilir...

Ama biz eğlenmiyoruz...

Kafasında yapması gerekenleri sahada yapmaya çalışan bir Terim'i, bir deneme tahtasına dönen milli takımı izliyoruz...

Defansımız en önemli sorun diyor Terim...

5 maçta alınmış 1 metre yol yok...

Defans ve orta saha birbirinden uzak düşüyor deniyor...

O konuda tek bir önlem yok...

Korner atmasını bile bilmiyoruz bu deneme takımla...

Bugün Türk milli takımı altı maçını yabancı sahada seyircisiz oynayacaksa, bunun baş sorumlusu Fatih Terim'dir, dünya kupasına katılamamıyor olmamızın başsorumlusu olduğu gibi...

Bunu telafi etmesi için 2015'in değil, şimdiki zamanın takımını kurmak zorundadır...


Tümer şakası

Bu ülkede manasızlıklar bitmez... Bugün spor sayfalarının manşeti malum. Tümer Fenerbahçe'ye transfer oldu...

Peki neden?

Neden Fenerbahçe 32 yaşında. Futbolu bırakmasına ramak kalmış, nazlı. Az koşan, sık sık sakatlanan, muhtemelen ilk 11'inde yer alamayacak bir futbolucuyu aldı...

Amaç belli:

Beşiktaş'ın canını acıtmak... Nobre'nin acısını çıkarmak...

Manasız olan işte bu...

Bu yüzden rasyonel olamıyor ve resyonel yönetilemiyor bizim klüplerimiz....

Güç gösterisi böyle olmaz...


Aziz bey artık bir karar verse...

Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler için işin tadı kaçmaya başladı.

Aziz Yıldırım iyi yanları olduğu gibi olumsuz bagajları da olan bir yöneticiydi. 100. yılda kulübün başında olması için hiçbir engel yoktu. Başarılı bir başkandı üstelik... Ama istifa edeceğini açıkladı.

Bence rahatsız edici bir açıklama değildi. Kimse vazgeçilmez değildir...

Ama başkan ne gidiyor ne geliyor... Ne ayrılıyor ne ayrılmıyor...

İş kişisel şova dönerse sadece Fenerbahçe değil. Aziz Yıldırım da kaybeder...

Artık bir karar vermeli...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi