T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 31 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Enerji jeopolitiği, ölümcül satranç: Afganistan'a karşı Çeçenistan mı?

2006 yılı enerji savaşlarının zirveye çıktığı, dünyanın birçok bölgesinde enerji kaynaklarına bağlı çatışmaların yayıldığı bir yıl olacak. Enerjinin jeopolitiği üzerinde kafa yoran herkes tehlikenin farkında ve 21. yüzyıla dönük bütün planların gerekçesinin, savaşların hemen hepsinin nedeninin bu olduğunu çok iyi biliyor. Basit bir gelişmeden hareket ederek, enerji krizinin milletleri nasıl bir kaosa sürüklediğine, bir ülkenin bölünmesinin, iç savaşa sürüklenmesinin, işgal edilmesinin ve on binlerce insanın ölümünün bir boru hattı için nasıl mubah görülebildiğine bakalım.

Savaşların ve direnişlerin ülkesi Afganistan, enerji jeopolitiğinde kilit ülkelerden biri. Orta Asya'nın dünyaya açılan birkaç kapısından da biri. Ülkede bir haftada yüzlerce insanın öldüğü ağır çatışmalar yaşanıyor, ABD savaş uçakları sivilleri katlediyor, köyleri bombalıyor. NATO gibi bir örgüt, ABD'nin Orta Asya'daki çıkarları için belki de ilk kez bu kadar kapsamlı biçimde savaş alanına sürülmüş durumda. NATO, Batı-Asya geriliminin en üst düzeyde yaşandığı Orta/Güney Asya'da bataklığa sürüklenmek üzere. Belki de bu durum, ittifakı bir örgüt olmaktan çıkarıp ABD askeri gücünün bir unsuru haline getirecek ve çöküşünü hızlandıracak.

Bu hafta Kabil'de ABD askerlerine yönelik protesto çatışmaya dönüştü ve onlarca insan öldürüldü. ABD, müttefikleri ve NATO'nun saldırıları artarak devam edecek. Saldırılara bağlı olarak yabancı güçlere karşı yeni bir direniş dalgası başlamak üzere. Ülkenin güneyi ve doğusu şimdiden Taliban ve müttefiklerinin kontrolü altında. Helmand, Gazni, Uruzgan, Kandahar, Kunar ve Zabul'da on binlerce Afgan çatışmalara hazırlanıyor. İlkbahar saldırıları giderek örgütsel tavırdan kitlesel dalgaya dönüşüyor. Kabil'in doğusundaki bölgelerde yabancı güçlerin karargahına kadar roket saldırıları düzenleniyor. Taliban dışında eski Başbakan Gulbeddin Hikmetyar'a bağlı güçlerle, Mevlevi Yunus Halis'e bağlı güçler de yabancı güçlere karşı saldırılara, aşiretlerse kendi bölgelerinde aynı amaçla farklı sancaklar altında reaksiyon göstermeye başladı. Pakistan'ın eski istihbarat başkanı Hamid Gül'e göre, Afgan tipi direniş yeniden kendini göstermeye başladı. Peki neden?

Ocak 2006'da Rusya, ABD'nin Kadife Devrim'le iktidarı denetim altına aldığı Ukrayna'nın doğalgazını kesti. Batı, Rusya'yı gazı silah olarak kullanmakla suçladı. Nisan 2006'da Çin Devlet Başkanı Hu Jintao Beyaz Saray'ı ziyaret etti. ABD Çin liderini aşağılarcasına Çin'in değil Tayvan'ın milli marşını çaldı ve basın toplantısına Çin muhalefet temsilcilerini de kattı. Jintao Washington'dan ayrılıp S. Arabistan'a geçti ve bu ülkeyle petrol ve ileri teknoloji ürünü silah anlaşmaları yaparak ABD'ye cevap verdi. Yine Nisan'da Evo Moralis, Fidel Castro ve Hugo Chavez'le görüşerek petrol ve gaz kaynaklarını millileştirdi. ABD Başkan Yardımcısı Cheney, 4 Nisan'da Rusya lideri Vladimir Putin'i açıkça enerjiyi silah olarak kullanmakla suçladı ve gerilimi "soğuk savaş"a döndürdü. Rusya'nın dev enerji şirketi Gaz-prom, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder'i Kuzey Avrupa Gaz Hattı'nın danışmanlığına getirdi. Rusya ile Almanya, bu hattı, ABD'nin yeni müttefiki Polonya'yı by-pass ederek Baltık Denizi'nin altından geçirecek. Son olarak AB liderleri ile Rusya lideri Soçi'de yüzyılın enerji pazarlığına oturdu.

Enerji alanındaki Alman ile Rus arasındaki ortaklık AB-Rusya ortaklığına dönüşürse ABD Kafkaslar ve Orta Asya'da hırçınlaşacak. Bu da yeni çatışmalar demektir. Rusya ile Çin, Hindistan ve İran arasındaki anlaşmaları da göz önüne alırsak ABD'nin birçok cephede zora girdiğini söyleyebiliriz. ABD şimdi Rusya ve İran'ı devre dışı bırakıp, Orta Asya'daki nüfuzunu güçlendirmek için yeni projelere yöneldi. Bakü-Ceyhan'dan sonra Türkmenistan-Afganistan-Pakistan hattı'na yoğunlaştı.

Afganistan'ın yeniden patlamasının nedeni bu. Afgan halkı üzerinde karşıt güçler çarpışıyor. Irak'ta olduğu gibi. ABD'nin bir planı varsa Rusya ve Çin'in de planı var: Afganistan'da yabancı güçlerle savaşan gruplar iki ülkenin desteğini yanlarında bulacak. Irak'ta Ortadoğu enerji kaynakları için verilen savaş, Orta Asya enerji kaynakları için Afganistan'da devam ediyor. Güney ve Kuzey Kafkaslar'ın da karışması an meselesi. Çünkü ABD'nin Afganistan'a misillemesi muhtemelen Kuzey Kafkaslar'daki Rusya karşıtı güçlere verdiği destekle kendini hissettirecek. Bu da Çeçenistan ve Dağıstan'da önemli gelişmelerin olacağı ihtimalini güçlendiriyor. Bu ölümcül satranç oyununda kimin şah-mat diyeceğini 2006'da göreceğiz.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi