Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Resul TOSUN rtosun@yenisafak.com.tr

Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan isyanları bastırmak için Sason'da görev yapan bir binbaşının hatıratında okumuştum. Öğlen yemeği için kırsalda, köylerden birinde asker kumanyasını açmış. Kumanyada zeytin de var. Köylüler daha önce zeytin görmemiş. Zeytin şekil itibariyle koyun tersine benzediği için yadırgamışlar. Binbaşı zeytini köylüye anlatmaya çalışmış, sözünün arasında "Bakın Kur'an'da "vettini vezzeytuni" diyor ya işte o zeytin" dediğinde köylülerin dikkatini zeytinden çok ayet okunması çekmiş. "Yahu bunlar müslümanmış." demeye başlamışlar ve odan sonra o köylüler askerimizle kucaklaşmışlar. Bu olaydan anlaşılıyor ki, o dönemde isyancılar halkı, askerin dinden çıktığı propagandasıyla kandırmışlar.

Şimdi de terörün etkin olmaya çalıştığı bölgelerde güvenlik güçlerinin hak hukuk tanımadığı propagandası yapılıyor, dolayısıyla halkın güvenlik güçleriyle ve onların üzerinden devlet ile arasını açmaya oradan da terör örgütünün hedefine ulaşmasına zemin hazırlamaya çalışıyorlar.

Ancak sevinerek görüyoruz ki, hem askerimiz hem polisimiz bu oyunu bozmak için gereken adımı atmışlar atmaya da devam ediyorlar.

Geçen hafta Şırnak'ta halk ile konuşurken tayini çıkan emniyet müdürü hakkında söyledikleri sitayişkar sözler bizi hakikaten sevindirmişti. Aynı şekilde Şırnak'ta kahvede halk ile sohbet ederken Şırnaklıların, "Tümen komutanımız kahveye geldi bizimle birlikte oturdu bizimle sohbet etti, gönlümüzü fethetti." ifadeleri de güvenlik güçlerimizin halk ile bütünleşmede gerekeni yapmanın gayreti içinde olduklarını gösteriyor.

Halkın takdir dolu sözlerini Diyarbakır'da, Kulp'ta, Lice'de ve Batman'da da dinledik. Özellikle 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan zararların Karşılanması hakkındaki kanunun uygulanması çok büyük bir memnuniyet uyandırmış. Sadece Diyarbakır'da 37.100 kişi bu yasadan faydalanmak için müracaat etmiş. Valilik, 17 adet Keşif ve tespit komisyonu görevlendirmiş.

Yapılan hazırlık ve komisyon çalışmalarında elde edilen veriler doğrultusunda yasa kapsamında müracaat edenler veya avukatları komisyon toplantısına çağırmakta ve hazırlanan sulhname örneği sunulmaktadır. Yapılan görüşmeler neticesinde sulhname kabul edilirse taraflar sulhnameyi imzalayarak, kabul etmezse uyuşmazlık tutanağı hazırlanarak işlem sonuçlanmaktadır.

Bugüne kadar 3.253 müracaat hakkında karar verilmiş sulhname imzalanmış sadece 37 dosyada uzlaşma sağlanamamıştır. Bu bağlamda sadece Diyarbakır'a terörden zarar görenlere ödenmek üzere gönderilen miktar 18 trilyon 634 liradır. 34 trilyon daha gönderilecektir.

Bu uygulama hem vatandaşın zararını herhangi bir mahkemeye ihtiyaç duymadan tazmin etmekte hem de vatandaşın kırılan kalbi kazanılmakta gönlü fethedilmektedir.

Bölgedeki sorumluluk mevkiinde bulunan kamu görevlilerinin itinalı çabalarına rağmen sorunların çözüldüğüne ve bittiğine hükmetmek elbetteki mümkün değildir.

Terör örgütünün emrindeki kimi faktörler özellikle televizyon yayınlarının bölge halkını olumsuz yönde etkilediği ve amaçları doğrultusunda yönlendirdiği gerçeğini gördüğümüzü de söylemeden geçemeyiz.

Bunun izlerini de attığımız her adımda gördüğümüzü söylemeliyim. Konuştuğumuz kimi vatandaşların bu propagandaların etkisi altında kaldığını hem Diyarbakır'da hem Şırnak'ta hem de Batman'da gördük. Mesela ben Batman'da gördüğüm bir mahalle pazarına girdim. Orada bu gerçeği bizzat gördüm yaşadım.

Hükümetimiz terör örgütünün halk üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için Roj TV'nin kapatılması için Danimarka'ya diplomatik baskı yapıyor ancak bence asıl yapılması gereken, bölge halkını doğru bilgilendiren ve doğru yönlendiren bölge halkının diliyle yayın yapan televizyonlar kurmaktır. Mesela Şırnak'ta yerel yayın yapan bir televizyon istasyonu yoktur. Batman'da sadece bir yerel tv ardır ve bölge halkının diliyle yayın yapmamaktadır. Dolayısıyla alan tamamıyla Roj tv'ye terkedilmiştir. Bölge halkı çanak antenlerle Roj tv ve diğer Kürtçe televizyonları seyretmektedir.

Evet bölgede 24 saat bölge halkının diliyle yayın yapan bir veya birkaç televizyon istasyonunun terörle mücadelede çok önemli bir misyon ifa edeceğini düşünüyorum.

Geri dön

Yazdır

Yukarı