Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Kültür-Sanat
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

"Uzun zamandır Avrupa'daki İslami kuruluşlarla bağlantı halindeyim ve zaman zaman ziyaret ederek sohbetleşiyorum. Avrupa'da Müslümanlar büyük baskı altındadır ve anayasalarda belirtilen haklarını halen elde edememişlerdir. AB, bir dünya gücü olmak istiyorsa savunduğu değerlere sahip çıkmalı ve İslamiyeti resmen tanıyarak Müslümanlara haklarını vermelidir. AB sınırları içinde 17 milyonu aşkın Müslüman yaşamaktadır. Birçok AB üyesi ülkeden büyük bir nüfus. Ancak halen Müslümanlar yürütmede yerini alamıyor ve bulundukları ülkelerde sosyal hayatın içinde değiller. Avrupa'da Müslümanlar sürekli izleniyor ve baskı altında tutuluyorlar. Güney Afrika'da her dinin mensubu insanlar çocuklarının dini eğitimini rahatlıkla yeterine getirebiliyor, inançlarından dolayı hiç kimseye ayırım yapılmıyor. Yaşama ve güvence ülkemizde ana temel ilkelerdir. Bu iki ilke, ülkede yaşayan herkes için geçerlidir. Ayırım asla dışla asla söz konusu değildir. Gerçek demokrasi azınlığa sahip çıkma ve dinlere eşit yaklaşım ve ülkede yaşayan herkese yaşam ve güven verilirse gerçek demokrasiden söz edilebilinir. Güney Afrika'da Müslümanlar %3 oranına olmalarına rağmen bir Müslüman olarak ben eyalet Başbakanı seçildim. Bu gelişme bize Avrupa'nın Güney Afrika'dan öğreneceği şeylerin var olduğunu gösteriyor. Avrupalılar, tecrübelerimizden istifade edebilirler.

Geri dön

Yazdır

Yukarı