T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 NİSAN 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

İşte İran'a saldırı planının mimarları!

Harvard Kennedy School of Government'ın dekanı Stephen Walt ve Chicago Üniversitesi'nden John Mearsheimer tarafından hazırlanan ve London Review of Books tarafından 26 Mart'ta yayınlanan "The Israel Lobby and U. S. Foreign Policiy" (İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası) başlıklı çalışma, Ortadoğu'da geniş yankı uyandırırken ABD'de büyük tartışmalara neden oldu.

İki bilim adamına yönelik nefret kampanyası hemen sonuç verdi. Harvard tepkilere dayanamadı ve logosunu rapordan çıkardı. Olay Kongre'ye de taşındı. Amerikalı Senatörler, makaleyi sert bir dille eleştirdi. Stephen Walt'ın da Haziran ayında görevi bırakacağı açıklandı.

Dipnotlarıyla 83 sayfalık çalışmada aslında yeni bir şey yok. Bildiğimiz, çok kez tekrarlanan şeyler. Ancak İsrail lobi kuruluşlarının casuslukla suçlandığı, ABD'nin İsrail tahrikleriyle İran'la krizi tırmandırdığı bir dönemde yayınlanması tartışmaları büyüttü.

ABD dış politikasının Yahudi lobileri tarafından nasıl rehin alındığı, dış politikanın Amerikan halkının çıkarlarını değil İsrail çıkarlarını temsil ettiği, Irak'ın İsrail için işgal edildiği, İran ve Suriye'nin İsrail için tehdit edildiği, İsrail ve en güçlü lobi kuruluşu AIPAC'in ABD'yi İran'a saldırtmaya hazırlandığı, bu çevrelerin Amerika'nın gerçekten müttefiki olmadığı" gibi çarpıcı "gerçekler"in yer aldığı çalışmayı yapanlar son derece acımasız bir linç kampanyasının kurbanı oldular.

"ABD neden kendi çıkarlarını İsrail için bir kenara itiyor, İsrail nasıl ABD politikalarını belirliyor, ABD'yi nasıl yönetiyor" sorularının cevabı aranırken şu tespitlere işaret ediliyor:

1- İsrail'in ABD politikası üzerindeki etkinliği 1967 Arap-İsrail savaşıyla başladı. O tarihten bu yana ABD İsrail'e toplam 140 milyar dolar askeri ve ekonomik yardım yaptı. Bu, her İsrailli için yıllık 500 dolar ediyor. Başka ülkelere verilen yardımlar ABD'de harcanmak zorunda ama sadece İsrail için bu şart yok.

2- Silah sistemlerini geliştirmesi için İsrail'e 3 milyar dolar para verdi. Balckhowk ve F-16 projeleri dahil. İsrail'in nükleer silah edinmesine göz yumdu. NATO müttefiklerine vermediği istihbarat bilgilerini İsrail'e verdi.

3- 1982'den bu yana ABD, İsrail aleyhine 32 BM Güvenlik konseyi kararını veto etti. Bu, diğer Konsey üyelerinin toplam vetolarından daha fazla. Araplar'ın İsrail'in nükleer silahlarını BM gündemine getirmelerini hep bloke etti.

4- Bush yönetiminin Irak işgaliyle başlayan yeni Ortadoğu planı İsrail'in stratejik çıkarlarını geliştirmek için planlandı. Oslo gibi, Filistin-İsrail müzakerelerinde ABD "İsrail'in avukatı" olarak çalıştı.

5- "ABD ile İsrail'in çıkarlarının ortak olduğu" gerçeği yansıtmıyor. İsrail lobisinin en büyük iddiası bu. Soğuk Savaş döneminde belki böyleydi ama şimdi değil. "Haydut Devlet" nitelemesi, Filistin politikası, İran'a, Irak'a ve Suriye'ye saldırı planları bu çevreler tarafından hazırlandı.

6- Terör, İsrail yüzünden ABD'yi hedef alıyor. Hamas ve Hizbullah ABD'yi tehdit etmiyor. Filistinli grupların hedefi İsrail, ABD değil.

7- ABD'nin, İsrail'e yakın olduğu için terör sorunu var. El Kaide bile, İsrail'in Kudüs üzerindeki işgalinden besleniyor. Arap dünyasındaki Amerikan karşıtlığının nedeni de İsrail.

8- Ortadoğu'daki "Haydut Devlet"ler Amerika için değil, Amerika ile İsrail arasındaki ilişki için tehdit. ABD'nin İsrail'le bağları bu kadar yakın olmasaydı, İran, Irak ya da Suriye için endişe etmesine gerek kalmayacaktı.

9- Ortadoğu'daki nükleer silahlanmanın sebebi İsrail'in nükleer gücüdür. Ama bu silahlanma İsrail'i tehdit etmiyor. Çünkü bölgedeki hiçbir ülke, kendi topraklarını harabeye çevirecek bir nükleer saldırı yapamaz.

10- ABD İsrail için bunları yaparken İsrail ABD isteklerini görmezlikten geliyor. Filistin'deki suikast politikası, ABD askeri teknolojisinin başka ülkelere transferi gibi.. ABD bu transferi, "kendisini ve müttefiklerini tehdit eden en büyük casusluk hareketi" olarak nitelendirdi. İsrail'e kayıtsız şartsız destek sadece Ortadoğu'da değil, dünya genelinde ABD çıkarlarını tehdit ediyor.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi